Silivri'deki duruşmaya tepki bahanesiyle katılmayacaklarını açıklayan İmamoğlu ve avukatları, adalet mekanizmasını itibarsızlaştırma çabasıyla tepki çekti.
Türkiye, yargı bağımsızlığını temel alan hukuk devleti anlayışıyla yoluna kararlılıkla devam ederken, kamuoyunun gündemine düşen bir gelişme dikkat çekti. Hakkında “yargı görevini yapan bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs” ve “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamaları bulunan ve 23 Mart’tan bu yana Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile avukatlarının yarınki duruşmaya katılmayacakları açıklandı.
Duruşmanın Çağlayan’dan Silivri’ye alınmasını bahane eden İmamoğlu cephesi, bu süreci “hukuka aykırı” olarak nitelendirerek adaletin işleyişini sorgulamaya çalıştı. Kararın ardından kamuoyunda oluşan tepki, siyasi bir pozisyonun yargı süreçlerinin önüne geçirilme gayreti olarak yorumlandı.
“Keyfiyeti Meşrulaştırmıyoruz” Sözleriyle Yargıya Saygısızlık
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla İmamoğlu’nun duruşmaya katılmama kararını desteklediklerini duyurdu. Yargı sürecine yönelik sergilenen bu tavır, demokratik hukuk sistemine gölge düşürme girişimi olarak değerlendiriliyor.
Ayrıca, yarın Çağlayan’da yapılacağı ilan edilen destek etkinliğinin de iptal edildiği açıklandı. Kararın, davanın yargı çevresinde değil siyaset zemininde yürütülmeye çalışıldığına dair endişeleri derinleştirdiği görülüyor.
Hatırlanacağı Üzere...
Ekrem İmamoğlu, 27 Ocak’ta düzenlediği bir basın açıklamasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Turpun büyüğü heybede” sözlerine yönelik yaptığı cevabi ifadelerle kamuoyunun dikkatini üzerine çekmişti. Süreç içerisinde yargı organlarına yönelik ithamları ise, bağımsız Türk yargısına doğrudan müdahale girişimi olarak değerlendirilmişti.