İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. İktidarı serty sözlerle eleştiren Akşener, “Sayın Erdoğan her sıkıştığında, ‘Bu konu siyasetin konusu değildir’ diyerek, işin içinden sıyrılamazsın. Sana göre neyin siyasetin konusu olup olmadığı, beni zerre ilgilendirmiyor. Engin birikiminin ve derin fikirlerinin cefasını, zaten milletçe yıllardır çekiyoruz. Beni, Eskişehir'deki Nur Elif ilgilendiriyor, ve onun için senden hesap soracağım! Beni, Van'daki Muharrem ilgilendiriyor, ve onun için senden hesap soracağım! Beni, Adana'daki Emine ilgilendiriyor, ve onun için senden hesap soracağım. Sen bu memlekette varlık içinde yaşarken, kestane ballarıyla, manda yoğurtlarıyla, Medine hurmalarıyla, sefa sürerken, yokluktan, yoksulluktan ölen, açlığa mahkûm ettiğin çocuklarımız için, senden hesap soracağım. Bu kürsüden defalarca gündeme getirmeme rağmen rüzgargülü projemizi devreye almak yerine, utanmadan yasaklattığın için senden hesap soracağım. Bunlar daha iyi günlerin. Milletimizle el ele verip, siyasi rantı çocuklarımızın hayatına tercih eden bu kalpsizliğin, bu vicdansızlığın hesabını sana sandıkta soracağım. Hiç merak etme, çok az kaldı” dedi.
Türkiye'yi kaybedecekler
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen cezanın ardından yaşanan tartışmalara değinen Akşener, “Hatırlayın, 31 Mart İstanbul seçimlerini, düzmece yalanlarla iptal ettiler. Sandıkların güvenliğinden kendileri sorumluyken, muhalefeti, hile yapmakla suçladılar. Üzerinden, 3 buçuk sene geçti. Tek bir kişi bile yargılanmadı. Kuyruklu yalanlarını destekleyecek, tek bir delil bile bulanamadı. Ama, siyasi tarihimize, bu kara lekeyi sürenler, utanmadılar. Milletimizden, bir özür bile dilemediler. Peki sonuçta ne oldu? Millet iradesi yok sayıp, demokrasiye indirmeye çalıştıkları, darbenin karşılığında, İstanbul'u bir kere değil, tam iki kere kaybettiler. Belli ki, hâlâ daha akıllanmamışlar. Hâlâ daha, hezimeti hazmedememişler. Hâlâ daha, demokrasiyi içselleştirememişler. Ve bu sefer de Türkiye'yi kaybedecekler. Nitekim, geçtiğimiz Çarşamba günü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, Ekrem İmamoğlu hakkında verilen, hapis ve siyasi yasak kararıyla; Ak Parti iktidarının; millet iradesini bastırmaya çalışan, bir vesayet rejimi olduğu, bir kez daha, gözler önüne serildi. Yargıyı, demokrasiye karşı, bir sopa olarak kullanan, 28 Şubat zihniyetinin, günümüzdeki temsilcisi olduğu, bir kez daha açığa çıktı. Seçimle alamadıkları İstanbul'u, hatta düzelteyim, seçimle alamayacakları İstanbul'u, yargı yoluyla almak için, yine bir rezilliğin, peşine düştüler” dedi.
Bir saniye düşünmedik
Muhalefetin güçlenmesinde, Millet İttifakı'nın belediye başkanlarının katkılarının yok sayılamayacağını belirten Akşener, “İşte bu yüzden de, onlardan çok korkuyorlar. Milletimizin onlara olan sevgisini kıskanıyorlar. Onların önünü kesmek için, her türlü rezilliği de yapıyorlar.
İşte tam da bu nedenle, onlara uzanan elleri kırmak, değişime inanan herkesin, boynunun borcudur. Ben de, 14 Aralık'ta, bu borcun gereğini yapmak için, yola çıktım. İstanbullunun iradesine, vurulmaya çalışılan darbeye karşı, tıpkı 2019'daki gibi, Ekrem kardeşimizle, omuz omuza durmaya gittim. Bundan yirmi sene önce, yaşadığı haksızlık karşısında, nasıl Sayın Erdoğan'ın yanına koştuysam, bu sefer de, Ekrem kardeşimin yanına koştum. Linç edilmeye çalışıldığında, nasıl Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanına koştuysam, bu defa da, Ekrem İmamoğlu'nun yanına koştum. Bir saniye düşünmedik, bir dakika gecikmedik, haberi alır almaz yola çıktık. Demokrasimizin, sahipsiz olmadığını hatırlatmak için, İstanbulluların iradesinin, çiğnenemeyeceğini haykırmak için, Kaybetme korkusundan gözü dönenlere karşı, dimdik durmak için, Saraçhane'deydik. Biz dün neredeysek, bugün de oradayız. Kim ne derse desin, yarın da, aynı yerde olmaya devam edeceğiz” tepkisini gösterdi.