İstanbul
Parçalı az bulutlu
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Kendilerine sebil su millete musluk suyu!

Kendilerine sebil su millete musluk suyu!

İstanbullulara “Musluk suyunu güvenle içebilirsiniz, içmeyenler psikolijik olarak etkilendiği için içmiyor” teşhisini koyan İBB kuruluşu İSKİ’nin temin ettiği içme suyundan İBB çalışanlarının da içmediği ortaya çıktı. Diğer belediye iştiraklerinin içme suyu ihtiyacını parayla satın alması ve bedelini de halka ödetmesi, akıllara “Sıradan vatandaşa sağlıksız su mu içiriliyor” sorusunu getirdi

Şebeke sularının içilemeyecek kalitede olduğundan dolayı, seçimi kazanması halinde 5 yıl içinde musluk sularının içilebilir nitelikte olacağı sözünü veren CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun iddiasını yanıtlayan İSKİ, “İstanbul’da musluklardan akan sular, köyler de dahil olmak üzere şehrin her noktasında içilebilir kalitededir” şeklinde ifadeler kullanmıştı. İSKİ’nin bu net açıklamasına karşın, belediye iştiraklerinin tamamının, musluk suyu yerine kaynak suyunu tercih etmesi, “Musluk suları içilecek kalitede ise İBB şirketleri, halkın parasıyla neden kaynak suyu satın alıyor” sorusunu gündeme düşürdü. İhale yoluyla satın alınan ve halkın cebinden çıkan parayla kaynak sularına aktarılan meblağ ise dudak uçuklatacak seviyede.


Musluk suyuna güven yok

Halkın musluk suyu yerine damacana sularını tercih etmesini 1990’lı yıllardaki su krizine bağlayan İSKİ’nin, “İstanbulluların musluk suyunu, içme suyu olarak tercih etmeme durumu ancak ve ancak 1990'lı yıllarda İstanbul'da yaşanan büyük su krizinin yarattığı psikoloji ile izah edilebilir. Zira o günlerde İstanbul'da uzun süreler susuzluk yaşanıyor, sular aktığında ise korkunç derecede pis ve kirli olarak akıyordu. İstanbul bugün dünya metropolleri arasında musluklarından kesintisiz olarak 'içilebilir' kalitede su aktığı ender metropol kentlerden birisidir” şeklindeki güven verici telkinlerine İBB iştiraklerindeki yöneticilerin güvenmediği ve her yıl halkın parasıyla kaynak suyu satın aldığı ortaya çıktı.


Damacana suya rağbet

İSTAÇ, İSPER, İGDAŞ, AĞAÇ A.Ş. gibi diğer belediye şirketlerinin, ihale yoluyla sebil su satın aldığı ve her yıl yüz binlerce liranın bu yolla harcandığı tespit edildi. Diğer kamu kurum ve kuruluşlarının da çalışanların su ihtiyacını yüz binlerce bardak su ve on binlerce damacana su olarak tedarik etmesi, musluk sularının içim kalitesinin güvenli olmadığı gerçeğini öne çıkardı. Sadece İSPARK A.Ş.’nin bir yıllık içme suyuna ödediği paranın 1 milyon TL.’yi bulması, kamudaki israfın boyutlarını gözler önüne serdi.


21’nci yüzyil’da taşima suyu

Öte yandan İSKİ’nin İstanbul’daki bazı yerlere şebeke suyu götüremediği için taşıma suyu götürdüğü bunu da tanker kiralama yoluyla gerçekleştiridiği ihale detaylarında ortaya çıktı. Yeterli ekipmanı olmayan İSKİ’nin, devasa bütçesine rağmen 1 yıllık su taşıma işini bir başka belediye iştirakı Hamidiye A.Ş.’ye 20 milyon TL.’ye yaptırdığı görüldü.

EKREM HACIHASANOĞLU