Show TV ekranlarında yayınlanan ve her bölümüyle geniş izleyici kitlesine ulaşan Kızılcık Şerbeti dizisi, bu kez RTÜK’ün radarına takıldı. Son haftalarda dizide yer alan bazı sahnelerin özellikle aile yapısı ve toplumsal değerler açısından sakıncalı bulunduğu iddiaları üzerine RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, kamuoyuna önemli açıklamalarda bulundu.
Şahin’in açıklamalarında en dikkat çekici nokta, 2025 yılının devlet tarafından "Aile Yılı" ilan edilmesine yapılan güçlü vurguydu. Bu vurgu, Kurul’un değerlendirmelerinde yalnızca teknik değil, toplumsal hassasiyetlerin de göz önünde bulundurulduğunu gösterdi. Şahin’e göre, ekranlarda yer alan her içerik sadece o anki yayını değil, çocukların psikolojisini, gençlerin yönelimlerini ve toplumun genel değer algısını doğrudan etkileyebilecek güce sahip.
tepkiler artınca harekete geçildi
Son günlerde sosyal medyada hızla yayılan eleştiriler, dizide bazı karakterlerin davranışlarının ve senaryodaki olayların geleneksel aile yapısına zarar verecek nitelikte olduğu yönünde. Bu tepkiler doğrultusunda RTÜK’e çok sayıda şikayet iletildi. İzleyiciler, özellikle genç karakterlerin ilişkilerinde gösterilen bazı sahnelerin örf, adet ve milli değerlerle çeliştiğini savunuyor.
RTÜK Başkanı Şahin, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, hiçbir yayın kuruluşunun, toplumsal değerlere zarar verme hakkının olmadığını belirtti. Ayrıca, uzun süredir RTÜK tarafından yayıncı kuruluşlara yapılan uyarıların dikkate alınmadığı imasında bulundu. Bu açıklama, Kızılcık Şerbeti dizisi için ciddi bir yaptırımın gelebileceği yönünde yorumlandı.
aile yapısını tehdit eden içeriklere sıfır tolerans
RTÜK’ün aldığı bu pozisyon, sadece bu diziye özgü değil. Son dönemde yayınlanan birçok yapım, aile değerleri, gençlerin ahlaki gelişimi ve kültürel miras açısından detaylı şekilde inceleniyor. RTÜK, "Aile Yılı" kapsamında yürüttüğü çalışmalarda, toplumsal hassasiyetleri göz ardı eden yapımlar hakkında ivedilikle karar alacağını belirtiyor.
Ebubekir Şahin’in açıklamaları, yalnızca eleştiri içermiyor; aynı zamanda yayıncılara bir çağrı niteliği de taşıyor. Milli ve manevi değerlere bağlı kalan yayıncı kuruluşlara teşekkür edilmesi, gelecekte içerik üreticilerinin nasıl bir sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini de net şekilde ortaya koyuyor.
RTÜK’ün bu tavrı, bazı kesimler tarafından sansür olarak nitelendirilse de, geniş bir izleyici kitlesi tarafından toplumun dokusunu koruma amacı taşıdığı gerekçesiyle destekleniyor. Medya ve toplum ilişkisi söz konusu olduğunda, denge kurmak her zaman zor olmuştur. Ancak RTÜK’ün son çıkışı, bu dengenin yeniden yapılandırılmak istendiğini gösteriyor.
sektörel etkiler ve yayıncılık etiği
Kızılcık Şerbeti dizisine yönelik bu inceleme, yalnızca bu yapımı değil, benzer içeriklere sahip dizileri de etkileyebilir. Yayıncı kuruluşlar, RTÜK’ün açıklamalarından sonra içerik politikalarını yeniden gözden geçirmeye başladı. Yapım şirketleri ve senaristler, bundan sonraki projelerinde aile ve toplumsal hassasiyetleri daha dikkatli ele almak zorunda kalabilir.
