Levent Kırca kimdir, sanat hayatına nasıl damga vurdu?
Türk tiyatrosu ve televizyon tarihinin en etkili isimlerinden biri olan Levent Kırca, tam adıyla Zeki Levent Kırca, 28 Eylül 1948’de Samsun’un Ladik ilçesinde dünyaya geldi ve 67 yaşında hayatını kaybetti. Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü mezunu olan usta sanatçı, sahneye ilk kez 1965 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu’nda çıktı. Henüz genç yaşlarda tiyatro disiplinini benimseyen Kırca, kısa sürede hem sahnede hem de ekranda kendine özgü bir dil oluşturdu.
1966 yılında sahne aldığı “Buzlar Çözülmeden” oyunu kariyerinde önemli bir dönüm noktası oldu. Ardından Orhan Erçin Tiyatrosu’nda tuluat ve ortaoyunu geleneğiyle tanıştı. Vasıf Öngören’in etkisiyle epik tiyatroya yönelen Kırca, “Adam Adamdır”, “Asiye Nasıl Kurtulur?” ve “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” gibi eserlerde rol alarak tiyatro sahnesinde kalıcı bir iz bıraktı.
Televizyon ve sinema kariyerinde “Olacak O Kadar” dönemi
1968’de TRT’nin kurulmasıyla televizyona geçiş yapan Levent Kırca, geniş kitleler tarafından tanınmasını sağlayan projelere imza attı. “Oyun Treni” programıyla dikkat çeken sanatçı, daha sonra “Siz Olsaydınız Ne Yapardınız?”, “Bu Oyun Nasıl Oynanmalı” ve “Sağlık Olsun” gibi yapımlarla televizyon izleyicisinin karşısına çıktı. Mizahı toplumsal eleştiriyle harmanlayan üslubu, onu döneminin en ayırt edici isimlerinden biri haline getirdi.
Sinemaya ilk adımını 1978 yılında “Taşı Toprağı Altın Şehir” filmiyle atan Kırca, “Ne Olacak Şimdi”, “Mavi Muammer”, “Ölürsün Gülmekten” ve “Son” gibi yapımlarda da rol aldı. Ancak onu zirveye taşıyan yapım, 1988’de TRT’de başlayan ve daha sonra özel televizyonlarda 21 yıl boyunca devam eden “Olacak O Kadar” oldu. Programda canlandırdığı Küçük Hüsamettin, Cevat Kelle ve Bestami gibi tiplemeler, Türk televizyon tarihine geçti.
Tiyatro çalışmaları ve özel yaşamı
Televizyon başarısının yanı sıra tiyatrodan hiçbir zaman kopmayan Levent Kırca, Arkadaş Kabare Tiyatrosu’nu ve ardından Levent Kırca Tiyatrosu’nu kurdu. “3 Baba Hasan” ve “Ateşin Düştüğü Yer” gibi müzikallerle sahnede üretmeye devam etti. Senaryo yazarlığı ve yönetmenlik denemeleriyle de sanat yaşamını çok yönlü şekilde sürdürdü.
Özel yaşamında Nur Diner ve Oya Başar ile evlilikler yapan Kırca’nın bu evliliklerden Oğulcan, Özdeş, Umut ve Ayşe isimli dört çocuğu oldu. Özellikle Oya Başar ile olan birlikteliği, hem sahne hem de özel hayat açısından uzun yıllar gündemde kaldı.
Siyasi duruşu ve toplumsal kimliği
Sanatın yanı sıra siyasete de mesafeli olmayan Levent Kırca, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde DSP’den Üsküdar Belediye Başkan adayı oldu. Ayrıca Aydınlık gazetesinde yazarlık yaptı ve Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu üyeliği görevinde bulundu. Toplumsal konulara duyarlılığı ve açık tavırları, onu yalnızca bir sanatçı değil, aynı zamanda bir fikir insanı olarak da öne çıkardı.
Levent Kırca ne zaman öldü, hastalığı neydi?
Usta sanatçıya 2015 yılında karaciğer kanseri teşhisi konuldu. Uzun süren tedavi sürecine rağmen hastalığı yenemeyen Levent Kırca, 12 Ekim 2015 tarihinde hayatını kaybetti. 67 yaşında vefat eden sanatçının ölümü, sanat dünyasında ve izleyicileri arasında büyük bir üzüntü yarattı.
Cenazesi, 13 Ekim 2015’te Levent Camisi’nde kılınan namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi. Sevenleri ve sanat camiasından pek çok isim, Kırca’yı son yolculuğunda yalnız bırakmadı.
Ölüm sürecine dair yıllar sonra ortaya çıkan detaylar
Eski eşi Oya Başar, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında Levent Kırca’nın hastalık sürecine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Başar, Kırca’nın tedavi döneminde yaşamak istemediğini ve yapılan yardım tekliflerini kabul etmediğini ilk kez kamuoyuyla paylaştı. Bu açıklamalar, sanatçının ölümüne dair duygusal ve insani yönleri yeniden gündeme taşıdı.
Başar’ın anlattıkları, Levent Kırca’nın hastalığı kabulleniş sürecini ve bu süreçte ailesinin yaşadığı zorlukları gözler önüne serdi. Sanatçı, yaşamı boyunca olduğu gibi hastalık döneminde de kendi kararlarını ön planda tutan bir duruş sergiledi.
Türk mizahının unutulmaz mirası
Toplumsal eleştiriyi mizahla buluşturan güçlü dili, sahnedeki cesur tavrı ve televizyon ekranlarındaki unutulmaz karakterleriyle Levent Kırca, Türk tiyatrosu ve mizah dünyasında silinmez bir iz bıraktı. Ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen eserleri hâlâ izleniyor, sözleri hâlâ tartışılıyor.