İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Deniz durgun, hava güzeldi, takvimler 2015’ yılının Eylül ayını gösteriyordu, yirmi kişilik kafile planında şişirilen iki lastik botla Bodrum kıyılarından Yunanistan’a geçmek vardı, arızalı olma ihtimali yüksek botlar denizde yaşanacak bir insanlık faciasının ön habercisiydi. 

Deniz durgun, hava güzeldi, takvimler 2015’ yılının Eylül ayını gösteriyordu, yirmi kişilik kafile planında şişirilen iki lastik botla Bodrum kıyılarından Yunanistan’a geçmek vardı, arızalı olma ihtimali yüksek botlar denizde yaşanacak bir insanlık faciasının ön habercisiydi. 

Üç yaşındaki Aylan bebek… 

Sahile vurduğunda yüz üstü kapaklanmış vaziyetteydi, üzerinde kırmızı bir tişört, alt tarafında ise mavi pantolonuyla objektiflere takıldı. Sırtı bir nebze açık, sağ kolu boylu boyunca devrilmiş, bedeni, sol kolunun üstüne yatıktı. Mucizeyi başarsan denizi yok etsen, cansız bir bedenden ziyade yatakta mışıl mışıl uyuyan bir bebek sanır, imrenerek izlerdin…  Suriyeli o bebeğin görüntüsü, insanlığın kıyıya vurduğu andı…Birkaç saat sonra onu yalnız bırakmayacak iki yaş büyüğü Galip ve annesiyle birlikte bir aile dramı hafızalara kazınacaktı.   Vicdanlardan çığlık çığlığa yükselen marş ise bildiğin “Cenaze marşı” idi… 
*
 Bu olaydan dört yıl önce… 
 * 
Suriye’de patlak veren iç savaşın ardından 252 kişilik ilk mülteci grubu, çoluk çocuk kendilerini Türkiye’ye attı. Onları takip eden sayı 2 milyon 250 bin’i bulduğunda, ne bu ülkedeki insanlar Suriye gerçeğini anlayabildi, ne de vatan topraklarını terk eden mülteciler için gerçek hayat söz konusuydu. Bombardımandan kaçan mülteciler için yaşama dair tek komut ise “İstikamet Türkiye, marş marş” oldu…Bir kısmı denizde boğulan mültecileri bağrına basanlar olduğu gibi sığındıkları Türkiye’de hafta sonunu denize çivileme atlayarak geçirenleri antipropagandayla boğanlar da oldu. Ülkenin bir kısmı baştacı yaparken, bir başka kısmı da yük olarak gördü, “Defol” kampanyası başlattı. 
 * 
Esenyurt, İstanbul genelinde Suriyeliler’in çoğunlukla sığındığı bir ilçeydi. Dönemin belediye başkanı Necmi Kadıoğlu’nun üstün gayretleriyle kendilerine yaşama şansı bulan mülteciler, eğitim, sağlık, barınma gibi tüm ihtiyaçlarını sorunsuz gideriyordu. Onlar için neredeyse Anayurt konumunda olan Esenyurt, merkezi hükümetin üzerinden ağır bir yükü almayı ve sırtlanmayı başarmıştı. 
 * 
Gel zaman, git zaman… 

Zeytin Dalı Marşı’nın yazılacağı askeri harekat sonrasında huzur sağlanan bölgelerdeki evlerine geri dönüş kararı alan 3 Suriyeli aile, Esenyurt Belediye Başkanı Ali Murat Alatepe’nin talimatıyla gerçekleştirilen bir koordinasyonla kap kacaklarını topladıkları gibi yola koyuldu. Belediye başkanı, yıllarca koruyup kolladıkları aileleri Mehter Marşı ile dostça uğurlayınca…. 

CHP’nin ilçedeki 1 numaralı temsilcisi Ali Gökmen, siz onları Mehter Marşı ile uğurlayın, biz de sizi yerel seçimlerde izmir Marşı ile uğurlayacağız, babında skandal bir gafa imza attı.   Demeye getirdi ki, ha düşman, ha siz… 
 * 
Suriyeli mültecilere yıllarca kucak açan bir ekibin içerisinde olan Belediye Başkanı Ali Murat Alatepe, siyasi rakibinin düşmanvari söylemini muhatap kabul 12 seçim boyunca galip geldiklerini öne çıkarmasaydı, hatta siyasi rakibinin kendisini mindere çekme manevrasına düşmeyip ilçedeki bir spor mağazasından güreş minderi siparişinde bulunduğunu duyurmasaydı…. 

Onun yerine… 

Aylan bebeğin sahile vuran cansız bedenini resmeden fotoğrafı paylaşsaydı, ne İzmir Marşı’nın mevzuyla alakalı bir hükmü, ne de bir insanlık dramı üzerinden hortlatılan kısır siyasi çekişmenin güreş minderine taşınmasına gerek kalırdı.  

Üç Suriyeli ailenin sağ salim ülkesine dönmesi için Mehter Marşı ile marşa basan, Ali Murat Alatepe’nin, bariz faul kokan bir siyasi atraksiyonla İzmir Marşı’nı siyasi sopa olarak gösteren CHP’li Ali Gökmen’e ayak uydurması, Suriyeli aileler adına ortaya koyduğu örnek bir icraata gölge düşürdüğü gibi, ilçedeki yerel muhalif zihniyetin kara kutusunun da deşifre olmasını sağladı. 
 * 
CHP’li İlçe Başkanı Ali Gökmen, Mehter Marşı’nın karşısına İzmir Marşı’nı koyduğuna göre mindere çoktan çıkılmış demektir, Alatepe’nin, yeni bir güreş minderi siparişine lüzum yoktur, yani… 

Özetle… Mehter Marşı ile İzmir Marşı arasına sıkıştırılan Suriye dramının Esenyurt minderinde el-ense çekmeye dönüşmesinin işaret fişeğini ateşleyen CHP’li Ali Gökmen 2019 yerel seçimlerinin galibi bile olsa insanlık seçiminin mağlubu olarak hafızalardaki yerini çoktan almış gibi… 
 * 
İstedim ki son kez hatırlatayım, Aylan bebeğin üstünde kırmızı tişört, altında mavi bir pantolon vardı. Twitter üzerinden yapılan siyasi çekişmenizde kim galip derseniz, iki yaş büyük olanın adıydı Galip…Kardeşinden sadece bir saat sonra vurdu kıyıya.! Bereket versin, Mehter Marşı’yla uğurlanan 3 Suriyeli ailenin sonları onlarınkine benzemedi de Cenaze Marşı çalınmasına gerek kalmadı…