Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, bu hafta uzmanlar ve STK temsilcilerini dinleyecek
Türkiye’nin terörle mücadelede yeni bir toplumsal mutabakat inşa etmeyi hedefleyen "Terörsüz Türkiye" süreci, Meclis çatısı altında yürütülen çalışmalarda yeni bir aşamaya giriyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin önerisiyle kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, yeni haftada iki önemli toplantı gerçekleştirecek.
Akademisyenler ve STK’lar sürece katkı sunacak
Komisyon, çarşamba günü 10’uncu kez toplanacak. Bu toplantıda çatışma çözümü, toplumsal barış ve demokratik uzlaşı konularında çalışan akademisyenler ile uzmanlar dinlenecek. Katılımcılar, Türkiye’nin terörsüz bir geleceğe ulaşması için önerilerini paylaşacak.
Perşembe günü yapılacak 11’inci toplantı ise sivil toplumun sesi olacak. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde faaliyet gösteren bazı STK’lar, sahadan aktardıkları tecrübelerle sürece katkı sunacak. Görüşmelerde yerel hassasiyetler, toplumsal dinamikler ve çözüm önerileri ele alınacak.
Toplumun her kesimiyle geniş katılım sağlanıyor
Kuruluşundan bu yana geniş katılımlı bir anlayışla çalışan komisyon, şimdiye kadar devlet kurumlarının yanı sıra toplumun pek çok farklı kesimini dinledi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın, süreçle ilgili kapsamlı sunumlar yaptı.
Ayrıca şehit yakınları ve gazilerin yanı sıra baro başkanları, eski Meclis başkanları, iş dünyası temsilcileri ve sendikalar da komisyonda görüşlerini ifade etti. Diyarbakır anneleri ile Cumartesi ve Barış Anneleri’nin aktardıkları deneyim ve talepler, yürütülen çalışmalarda önemli başlıklar arasında yer aldı.
Siyasi partiler yasal düzenlemeleri masaya yatıracak
Komisyonun ilerleyen aşamalarında, siyasi partilerin sürece dair yasal düzenleme önerileri gündeme gelecek. Bu kapsamda farklı ideolojik yaklaşımların ortak zeminde buluşmasına yönelik çabalar sürdürülecek.
Meclis çatısı altındaki bu tarihi inisiyatifin, hem güvenlik politikalarının demokratikleşmesi hem de toplumsal barışın güçlendirilmesi açısından uzun vadeli etkiler yaratması bekleniyor.