İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Mustafa Solmaz: Siyasi tanıtımlara yeni soluk gerekiyor

Mustafa Solmaz: Siyasi tanıtımlara yeni soluk gerekiyor

Seçim yaklaşıyor ve seçimlerde en önemli sorun seçmeni etkileyerek oy alabilmek. Fakat seçmenin oyunu almak özellikle ekonomik kriz dönemlerinde ciddi zorluklar içeriyor. Şu an Türkiye’de aktif olarak yüz yirminin üzerinde siyasi parti var.

Bu kadar çok partinin elbette binlerce aday adayı ve bunlar arasındaki siyasi tanıtımlarına ek olarak adaylığı alanların Türkiye çapında ve seçim bölgelerinde yerel olarak tanıtımları da işin içine girince hemen akla bu kadar aday nasıl kendini ifade ederek ön plana çıkmalı sorusu geliyor? Ya da geleneksel tanıtım yolları ile bu artık mümkün mü?

Konuyla ilgili Türkiye’nin birçok bölgesinde seçim çalışmaları yürütmüş ve birçok aday ile çalışmış en iyi siyasal iletişimcilerden biri olan SubBrand Marka ve İletişim Ajansı Başkanı Mustafa Solmaz ile görüştük.

Mustafa Solmaz yaptığı açıklamada; “Siyasal iletişim maalesef parti ve aday enflasyonu yaşıyor” dedi. “Biz iletişimciler buna bolluk paradoksu diyoruz. Her seçime giren aday ve parti kendini eşsiz ve dikkat çekici buluyor. Fakat bu sadece bir illüzyon. Çünkü seçmen sadece o partiyi ya da adayı görmüyor. Seçmen gün içinde ya da seçim döneminde tüm partilerin ve on binlerce adayın propagandasına aynı anda maruz kalıyor. Buradaki sorun ise ‘Dikkat’ denilen hazinenin son derece sınırlı olması. Bu durumda bizi Aday ya da parti olarak nasıl dikkat çekmemiz gerektiği konusuna getiriyor. Çünkü oy almak istediğimiz seçmenin gözünde hemen hemen aynı işe yaramayan yollarla propaganda yapmaya çalışan binlerce kişiden biri olduğumuzu unutmamalıyız.

Şunu söylemem gerekirse artık atadan dededen kalma klasik yollarla özellikle genç yetişen nesile ulaşmak imkânsız. Çünkü bu nesil dijital ve global bir Dünyada Marka bilinci ile yetişti. Eğer gerçekten oy almak isteniyorsa oyunun kuralları aşırı derecede değişti ve buna ayak uyduramayanlar maalesef yok olacak. Seçim işlerinde doğal amacımız aslında Ülkenin kazanması. Bunun için de doğru adayların tutarlı bir marka kimliği oluşturularak tanıtılması ve Siyasal İletişimde yeni soluklarla hareket etmesi şart. Kazanmak isteyen aday ve siyasi partilerin atadan dededen kalma yöntemleri gömerek çağdaş yöntemler için uzmanlarla çalışması kaçınılmaz bir gerçek ya da kazanmak ve kaybetmek arasındaki kesin gerçek diyebiliriz” dedi.