İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Ortadoğu seviciliğine ilginiz nedendir?

Ortadoğu seviciliğine ilginiz nedendir?

Suriye'de yaşanmakta olanlara demokrasi elbisesi giydirilerek dışarı servis edilen haberlere inanma saflığına düşeceğimizi sanıyorsanız yanıldığınızı peşinen söyleyebilirim. Çünkü Suriye'de yıllardır yürütülen bu savaşın adını doğru koymak gerekir.

Suriye'de yaşanmakta olanlara demokrasi elbisesi giydirilerek dışarı servis edilen haberlere inanma saflığına düşeceğimizi sanıyorsanız yanıldığınızı peşinen söyleyebilirim. Çünkü Suriye'de yıllardır yürütülen bu savaşın adını doğru koymak gerekir.
Suriye'ye karşı başta tüm bölge ülkeleri olmak üzere, Suudi Devletinin, Katar'ın bu ilgisini çağdaş, demokratik ve insan haklarına dayanan bir istek, arzu olduğunu söylemek için kör olmak gerektiği gibi geri zekâlı da olmaya da beraberinde getirir. Oysa demokrasi havarisi kesilerek, Suriye olaylarını insancıl söylemlerle süslemenin arkasındaki art niyeti ve düşmanca tutumu görmek zor olmasa gerektir. Sorun Suriyelileri çok sevmek, onların ölmesini istememek, çağdaş ve demokratik oluşumun temellerine katkıda bulunmaktan öte bir şey olduğunu,  ifade etmenin mümkün olduğunu söyleyebilirim. Çünkü resmen oraya gerici ve Selefi merkezci bir yönetimin ithal edilmeye çalışıldığı, oraya gönderilen ithal savaşçılardan belli olduğunu bilmeyenimiz yoktur. İşin mutfağının da yine komşuları olduğunu ve komşuya dayatılan her türlü kötülüklerin, oyun ve tezgâhların buradan piştiğini kendi söylemleri kanıtlıyordur.
Başta ABD olmak üzere diğer bölge ülkelerinin yardımcılığında Suriye'de  nice  katliamlar yaşandığını bilmeyenimiz yoktur.  Sorun Esad'ın sorunu olmaktan çıkmış, Selefi şeyhlerinin çirkin fetvalarından komşu ülkelerin her türlü yardımlarıyla hedef tahtasına başta Aleviler  olmak üzere, tüm Suriyeliler oturtulmuştur. Yeni Ebu Suud Efendilerin, Kuyucu Murat paşaların bu kez Suriye'de türemesi rastlantı olmasa gerektir. Verilen fetvaların Ebu Suudi'n fetvalarının aynısı olması düşündürücü değil midir? Bu verilen fetvalar hala beynimizde canlıdır. "Alevinin malı namusu helaldir " diyen bir zihniyeti desteklemek, yardımcı olmak sizi terazinin hangi kefesine koyacağının farkında mısınız?  Esat'tan sonra bunlar gelecekse,   (emperyalistler ve uşakları bunları istemekte ve desteklemektedirler) Esad sonrası rejiminiz buysa eğer; ki öyle görünüyor, başta oradaki Aleviler olmak üzere Suriye halkına  söyleyecek sözünüzü çoktan söylemişsiniz bile. Fazla söze gerek yoktur sanırım.
Suriye kaynıyor, Suriye yanıyor, binlerce insan yerinden yurdundan olmuş, bir o kadarı ölmüş olması gerçekten vicdanlarınızı yaralıyorsa, öncelikle sizin tarafınız olan, desteklediğiniz ithal savaşçılardan başlayın. Esad'a sözünüz geçmiyorsa. Bunu yapın ki, sizlere güvenelim, samimi olduğunuza inanalım. Alevilere yönelik köle ruhlu Selefi şeyhlerinin verdiği çirkin fetvalara itiraz edin ki, tarafınızı bilelim insani bir rejim istediğinizin bilincine varalım.         Koyun keser gibi adam kesen ne idüğü belirsiz savaşçılara karşı gelin, çünkü        onların silahından tutun da, her türlü ihtiyaçlarının karşılayan sizler ancak durdurabilirsiniz, o zaman haktan yana olduğunuzu anlarız ve yüreğimize su serpmiş olursunuz ancak.
Savaşın adını koyun. Bu savaştaki asıl amacınızın ne olduğunu, adil ve gerçekçi davranarak zalimler arasında en zalimi seçerek değil, mezhepçi savaşlara benzin dökerek değil, yangına gerçek bir itfaiyeci olarak gidin ki, sizlere sadece biz değil herkes inansın ve güvensin. Yoksa düşündeşlerinizin çağcıllaşamadığı için cinnet geçirircesine zalimleştiğini görmezden gelmenizin nedeni ne olabilir?
Yaklaşık altı yıla yakın zamandır sürdürülen bu savaşta, başta medyamız olmak üzere bir tek doğru haber, halkı aydınlatıcı haber yayınlamaması gerçekleri görememelerinin sebebi gözlerine kara suların inmesinden mi, yoksa aynı karanlık zihniyetlerinin dışa vurumu mudur? Ya da başta Amerika olmak üzere, Siyonist İsrail ve kukla devletlerin bu coğrafyadaki emellerine ortak olup, bölge halkının kanını dökmeye ant içmeleri için bağlayıcı olan hangi neden olabilir?
Düşündürücü olan orta Doğu seviciliğine ilginiz nedendir? Sorunların başkalaşarak belirginleşmesi gerçeklerin de ortaya çıkmasını ve asıl nedenleri anlamamızı kolaylaştırmaktadır. Artık din-iman ve insani söylemler gerçekleri perdelemeye yetmeyecektir. Mahsuni Şerif'in söylemiyle "Gücenme ey sofu baba, biz aşığız kör değiliz."