İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Parkta bulduğu taşın içindeki sırrı çözmek yıllarını aldı: Sonuç beklediğinden çok farklıydı

Parkta bulduğu taşın içindeki sırrı çözmek yıllarını aldı: Sonuç beklediğinden çok farklıydı

Altın ararken gökten gelen nadir bir hazine bulundu! Dünyada yalnızca 17 örneği olan bu gizemli taşın ardındaki şaşırtıcı gerçek bilim insanlarını bile hayrete düşürdü.

2015 yılında Melbourne yakınlarındaki Maryborough Bölgesel Parkı'nda metal dedektörüyle dolaşan amatör madenci David Hole, hayatının en beklenmedik keşiflerinden birine imza attı. Kırmızı ve sarı kille kaplı, olağanüstü ağır bir taş bulan Hole, içinde altın külçesi olduğundan emindi.
Fakat bu taş, altından bile nadir ve çok daha değerliydi: Dünyada bilinen yalnızca 17 adet örneği bulunan bir göktaşı.

Altın Ararken Uzaydan Gelen Bir Misafire Rastladı

Parktaki yoğun mineralli topraklarda bulunan taş, biçimi ve ağırlığıyla sıradan bir kayaya benzemiyordu. Hole, taşın içini görmek için günlerce uğraştı; testere, matkap, taşlama cihazı… hatta asit bile kullandı.
Ancak taş o kadar sertti ki çekiç darbelerine bile tek çizik düşmedi. Bu dayanıklılık, taşın kökeninin dünyadan çok daha uzak olduğunu işaret eden ilk ipucuydu.

Bilim İnsanlarının Cevaplayamadığı İlk Soru: “Bu Nasıl Bir Taş?”

Taş sonunda Melbourne Müzesi’ne götürüldü. Burada uzman jeolog Dermot Henry, uzun yılların deneyimiyle taşın yapısını inceledi ve yüzeyindeki erime izlerinden bunun bir göktaşı olduğunu fark etti. Henry’nin sözleri taşın gizemini daha da ilginç hale getiriyordu:

“Atmosfere girerken yüzeyi erir, ardından soğurken oyuklu bir görünüm oluşturur.”

Henry, 37 yıllık kariyerinde binlerce taş incelemiş, bunların yalnızca iki tanesinin gerçek göktaşı olduğunu açıklamıştı. Maryborough’da bulunan taş ise bu nadir örneklerden biri oldu.

Uzaydan Gelen 17 Kiloluk Misafir: Maryborough Göktaşı

Yaklaşık 17 kilogram ağırlığındaki taşın yapılan analizleri, onun H5 tipi kondrit sınıfına ait olduğunu ortaya koydu. İçindeki kondrül adı verilen metalik mineraller, Güneş Sistemi’nin oluşum dönemine dair eşsiz veriler taşıyor.
Melbourne Müzesi’ne göre (https://museumsvictoria.com.au) bu tür göktaşları, bazen Güneş Sistemi’nden bile yaşlı yıldız tozları içerebiliyor.

Bin Yıllık Uzay Yolculuğunun Ardından Dünyaya Ulaştı

Araştırmalar, göktaşının Mars ve Jüpiter arasındaki asteroid kuşağından koparak Dünya’ya düştüğünü gösteriyor. Karbon tarihleme verileri, taşın 100–1000 yıl önce gezegenimize ulaştığını ortaya koydu.
1889–1951 yılları arasında kaydedilen meteor olaylarıyla taşın düşüşü arasında bağlantı olabileceği değerlendiriliyor.

Victoria Eyaletinde Yalnızca 17 Göktaşı Kaydı Var

Bilimsel kayıtlara göre Victoria bölgesinde bugüne kadar sadece 17 göktaşı tespit edildi. Maryborough taşı, bu listede ikinci en büyük örnek olarak yerini aldı. Zirvede ise 2003 yılında keşfedilen 55 kilogramlık dev örnek bulunuyor.

Jeolog Henry durumu şöyle özetliyor:

“Victoria’da binlerce altın külçesi bulundu ama göktaşı sayısı yalnızca 17. Bu keşif astronomik bir şans.”

Sıradan Bir Taş Bile Evrenin Sırlarını Gizleyebilir

Bilim insanları, pek çok kişinin göktaşlarını yıllarca sıradan kaya sanarak bir kenara attığını belirtiyor. Öyle ki, 2018’de ABD’de bulunan bir göktaşı tam 80 yıl boyunca kapı stoperi olarak kullanılmıştı.

Maryborough keşfi, gözden kaçmış taşların bile bazen uzayın milyarlarca yıllık tarihini taşıyabileceğini gösteriyor.
Kim bilir… Belki de arka bahçenizdeki taş, düşündüğünüzden çok daha değerli bir hikâyeye sahiptir.