İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Rezan Epözdemir tutuklandı! Rüşvet, casusluk ve FETÖ iddiaları bir arada

Rezan Epözdemir tutuklandı! Rüşvet, casusluk ve FETÖ iddiaları bir arada

Avukat Rezan Epözdemir, rüşvet ve siyasi-askeri casusluk iddialarıyla tutuklandı. Gündeme bomba gibi düşen gelişme tüm detaylarıyla haberimizde.

MUHABİR: Sibel Çınar

Hukuk Dünyasında Şok: Rezan Epözdemir Hakkında Sarsıcı Gelişme

Türkiye'nin yakından tanıdığı isimlerden biri olan Avukat Rezan Epözdemir, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen çok yönlü bir soruşturma kapsamında gözaltına alınmasının ardından, “rüşvet vermeye aracılık etmek” suçlamasıyla çıkarıldığı nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı. Bu gelişme, yalnızca hukuk çevrelerinde değil, aynı zamanda kamuoyunda da büyük bir şaşkınlık ve merak yarattı.

Gözaltından Tutuklamaya: Soruşturmanın Kapsamı Derinleşti

Epözdemir hakkında yürütülen dosya sadece rüşvet iddialarıyla sınırlı değil. Siyasi-askeri casusluk ve FETÖ/PDY’ye yardım suçlamaları da soruşturmanın temelini oluşturuyor. Özellikle 2024 sonunda medyada çıkan bir yemek fotoğrafı, soruşturmanın seyrini tamamen değiştirdi.

Bu fotoğrafta, Epözdemir’in bazı yabancı istihbarat bağlantılı isimlerle birlikte yer aldığı ileri sürüldü. Söz konusu şahıslar arasında, Amerikan Dış İstihbarat Servisi ile bağlantılı olduğu değerlendirilen Michael Rubin ve İsrail Dışişleri'nde görev yapmış Dan Arbell gibi isimlerin bulunması, dosyayı sadece bir adli vaka olmaktan çıkartıp uluslararası bir boyuta taşıdı.

Yabancılarla Temas: “Hayatın Olağan Akışına Uygun Değil”

Soruşturma belgelerinde, Epözdemir’in bu şahıslarla olan görüşmesinin "hayatın olağan akışına uygun olmadığının" altı çizildi. Özellikle casusluk şüphesi çerçevesinde, görüşmelerin ve ilişkilerin boyutunun derinlemesine araştırıldığı bildirildi.

Epözdemir’in, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi ve askeri casusluk amacıyla temin ettiği” yönündeki iddialar nedeniyle, hakkında yurt dışına çıkış yasağı uygulanması da talep edildi. Ancak bu talep hakimlikçe reddedildi.

Rüşvet İddiasında Tanık Beyanı: WhatsApp Kayıtları Delil Oldu

Rüşvet suçlamasının temelini ise tanık A.D’nin beyanları oluşturdu. Tanığa göre, 2021 yılında bir tahliye işlemi için 150 bin dolarlık bir rüşvet anlaşması yapıldı. Bu paranın ilk yarısının tahliye öncesi, kalan kısmının ise sonrası ödendiği iddia edildi. Ayrıca, söz konusu rüşvetin 75 bin dolarlık kısmının bizzat Epözdemir’e verildiği de beyan edildi.

İddiaları destekleyen unsur ise yine dosyada yer alan WhatsApp mesajları oldu. Bu mesajlar, ödemenin yapıldığı tarihi ve içeriğini doğrular nitelikteydi.

Fırtına Öncesi Sessizlik: Ne Olmuştu?

Soruşturmanın fitilini ateşleyen olay, 2021 yılında gerçekleştiği iddia edilen bir rüşvet alışverişi oldu. Tanık A.D’nin ifadesine göre, Epözdemir ile bağlantılı bir isme tahliye garantisi karşılığında 150 bin dolar rüşvet verildi. Bu süreçte elde edilen dijital deliller, savcılık tarafından soruşturmanın derinleştirilmesine neden oldu.

Aynı süreçte, Epözdemir’in farklı isimlerle yaptığı görüşmelerin de FETÖ ve yabancı istihbarat birimleriyle ilişkilendirilmesi, dosyayı çok yönlü bir suç soruşturması haline getirdi.

Savcılıktan Sert Değerlendirme: “Hayatın Olağan Akışına Uygun Değil”

Sevk yazısında yer alan ifadeler dikkat çekiciydi:
“Epözdemir’in bu kişilerle görüşmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı değerlendirilmiştir.”

Özellikle Dan Arbell’in MOSSAD ile dolaylı ilişkisi ve Türkiye’ye karşı yürütülen diplomatik faaliyetlerde adının geçmesi, Epözdemir üzerindeki baskıyı artırdı.

Tanık İddiası ve 75 Bin Dolar: Rüşvet Zincirinin İzleri

Dosyanın en somut delillerinden biri, tanık A.D.’nin ifadesi oldu. A.D., 2021 yılında gerçekleşen bir tahliye işlemi karşılığında, 150 bin dolar rüşvet verildiğini, bu paranın yarısının Epözdemir’e bizzat teslim edildiğini söyledi.

Tanığın ifadesini destekleyen ise WhatsApp mesaj kayıtlarıydı. 7 Temmuz 2021 tarihli yazışmalar, para alışverişinin ve görüşmelerin detaylarını ortaya koyuyordu

Epözdemir Savunmasında Ne Dedi? 

Epözdemir, tüm suçlamaları reddetti.
“Ben yerli ve milli bir insanım. Herhangi bir yabancı istihbarat servisiyle bağlantım yok. Kimse benimle bağlantıya geçemez.”
ifadelerini kullandı.

Söz konusu yemeğe, kardeşinin nişanlısı aracılığıyla katıldığını ve orada kimlerin olduğunu bilmediğini belirtti. İngilizce seviyesinin yeterli olmadığını, yabancılarla yalnızca “hello” düzeyinde temas kurduğunu, herhangi bir istihbari içerikte konuşmaya şahit olmadığını söyledi.

İsimler Listesi Kafaları Karıştırdı

Epözdemir, savunmasında o heyetin aynı hafta birçok gazeteci, siyasetçi ve iş insanıyla da görüştüğünü belirtti. 
Aralarında Kemal Kılıçdaroğlu, Faik Öztürk, Bülent Kuşoğlu gibi isimlerin de bulunduğu görüşme listesine dikkat çekti.
“Benim adım, o heyetin İstanbul’da görüşeceği 30 kişilik listede bile yok,” diyerek suçlamaları reddetti.

Adli Kontrol Talebi Reddedildi: Tutuklama Gerekçesi Net

Epözdemir, salıverilmesini ve adli kontrol şartlarının yeterli olacağını savundu. Ancak hakimlik, dosyadaki delillerin ağırlığı ve tanık beyanlarının netliği nedeniyle tutuklama kararı verdi.
Aynı zamanda “yurt dışına çıkış yasağı”na ilişkin adli kontrol talebi ise kabul edilmedi.

Gözler Yeni İsimlerde: Soruşturma Genişleyecek mi?

Uzmanlar, bu dosyanın yalnızca başlangıç olabileceği yönünde uyarıyor.
Soruşturma sürecinde adı geçen yabancı heyet üyeleriyle temas kuran diğer Türk vatandaşlarının da ilerleyen günlerde ifadeye çağrılabileceği değerlendiriliyor. Özellikle medya, siyaset ve iş dünyasında yer alan isimlerin beyanda bulunmaları gerekebileceği konuşuluyor.