Türkiye’nin eğitim ve kamu güvenliği sistemini sarsan sahte diploma skandalı, derinleştikçe yeni bağlantılar ve karmaşık ilişkiler ağı ortaya çıkıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü, elektronik imza temelli sahtecilik soruşturmasında gözaltına alınan 92 şüpheliden 23’ü tutuklandı, 69 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma sürecinde beş tutuklunun da tahliyesine karar verildi.
Bu operasyon, yalnızca sahte belge düzenlemekle sınırlı kalmayıp, kamu görevlileri adına çıkarılan e-imzalarla devletin bilgi sistemlerine girilerek sistematik ve organize bir yapının ortaya çıkarılmasını sağladı.
iki ayrı iddianame, yüzlerce sanık: cezalar 50 yıla kadar çıkabilir
Soruşturmanın yargı süreci için hazırlanan iki ayrı iddianame, sahteciliğin boyutlarını gözler önüne serdi. İlk iddianamede 134 kişi hakkında; resmi belgede sahtecilik, bilişim sistemine izinsiz erişim ve kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme suçlamalarıyla 6 yıldan 45 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İkinci iddianamede ise 65 kişi için aynı suçlardan 5 yıldan 50 yıla kadar hapis istemi yer aldı.
Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi, her iki iddianameyi kabul ederek davaları birleştirdi. Duruşma tarihi ise 16 Ocak 2026 olarak belirlendi.
yöneticilerin kimlik bilgileri ele geçirildi: kamu sistemlerine yasa dışı erişim sağlandı
İddianamelerde yer alan en çarpıcı ayrıntılardan biri de, BTK Başkanı, başkan yardımcıları, YÖK Daire Başkanı ve 14 üniversitenin öğrenci işleri personelinin elektronik imzalarının kopyalanması oldu. Bu imzalarla, kamusal sistemlerde sahte mezuniyet belgeleri üretildi; YÖKSİS veritabanına sahte kayıtlar eklendi; başarısız sınav sonuçları başarılıya çevrildi.
Özellikle akademik unvanların –doçentlikten profesörlüğe kadar– usulsüz yollarla elde edilmesi, yükseköğretim kurumlarında uzun yıllar sürebilecek güven krizine yol açtı.
abdülhamid’in torunu da dosyada: inönü üniversitesi kayıtları sahte çıktı
Soruşturmanın yankı uyandıran isimlerinden biri de, Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in 4. kuşak torunu Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu oldu. İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü’nden sahte mezuniyet belgesi düzenlendiği iddia edilen Osmanoğlu hakkında YÖK, resmî öğrenci ya da mezun kaydının bulunmadığını belirtti. Osmanoğlu ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, kişisel verilerinin izinsiz kullanıldığını ve suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı.
çete, elektronik sertifika sağlayıcıları üzerinden devleti kandırdı
Sistemin nasıl işlediği iddianamede detaylı şekilde anlatıldı. Adana, Mersin, Hatay, Ankara ve İstanbul’daki bazı elektronik sertifika ofisleri kullanılarak kamu görevlilerine ait bilgilerle sahte kimlik ve e-imzalar oluşturuldu. Bu e-imzalar sayesinde kamu sistemlerine izinsiz erişim sağlandı; böylece eğitim, ehliyet ve akademik süreçler tamamen dijital manipülasyonla yeniden yazıldı.
yeni çete operasyonu: 125 kişi hakkında gözaltı kararı verildi
Başsavcılık, önceki operasyonun ardından benzer yöntemlerle hareket eden ikinci bir örgüt yapısını tespit etti. Ankara merkezli olarak 22 ilde yürütülen eş zamanlı operasyonlarda 92 şüpheli yakalandı. Toplamda 125 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. 18’i örgüt üyesi, 1’i örgüt yöneticisi olan bu yeni yapılanma da benzer şekilde sahte e-imzalarla ehliyet ve diploma üretmekle suçlanıyor.
33 kişiye sahte ehliyet, 72 kişiye mesleki eğitim sertifikası verildi
Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün teknik analizleriyle tespit edilen bulgular, çetenin 33 kişiye ehliyet, 72 kişiye mesleki sertifika sağladığını ortaya çıkardı. Ehliyet ve sertifikaların sahte olması, yalnızca bireysel değil toplumsal güvenlik açısından da büyük riskler doğuruyor.
devlet kurumlarında dijital güvenlik alarmı
Yaşanan bu skandal, kamu kurumlarındaki dijital güvenlik açıklarını da tartışmaya açtı. E-imza sistemlerinin nasıl bu kadar kolay manipüle edildiği, kimlik doğrulama süreçlerinin ne kadar zayıf olduğu ve kamu veritabanlarına erişimin nasıl denetlenmediği soruları gündeme geldi.
yeni düzenlemeler yolda olabilir
Olayın ardından hem YÖK hem de BTK kanadından sistemsel önlemlerin artırılacağı yönünde kulis bilgileri geliyor. Özellikle e-imza sistemlerinde biyometrik doğrulama, çoklu güvenlik katmanları ve bağımsız denetim mekanizmaları gibi tedbirlerin gündeme gelmesi bekleniyor.