İstanbul
Az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Salgında 3. dalga başladı

Salgında 3. dalga başladı

Salgında gelinen bir yıllık süreci değerlendiren İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, hastalık sonrası bir ila dördüncü yılında beklenen tip 1 diyabet, Çölyak gibi, çeşitli otoimmün hastalıkların bu yıl içerisinde artabileceğini söyledi. Tükek salgında üçüncü dalgaya girildiğini belirterek, "Riskli grup aşılamaları büyük ölçüde tamamlandığı için büyük bir kayıp yaşanmayacağını umut ediyorum" dedi.

Salgının Türkiye'de başlamasından birkaç ay sonra ilk kez İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde açılan Kovid İzlem Merkezi'nde şimdiye dek 4 bine yakın hasta takip edildi. Dekan Prof. Dr. Tufan Tükek, bu hastalarda başlarda hastalık sonrası uzamış şikayetler arasında ishal gibi bulguların başı çektiğini ancak ikinci dalgadan sonra bu şikayetlerin yerini unutkanlık ve saç dökülmesi gibi belirtilerin aldığını vurguladı. Kovid sonrası bir ila dört yıllık bir süreçte beklenen bir takım hastalıklar olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tükek, "Kovid'in neden olabileceği bazı otoimmün hastalıklar bekliyoruz. Onları henüz görmeye başlamadık ama 2021-2022 yılı içerisinde bu hastaları da görmeye başlayacağız. Otoimmün Tip 1 diyabet, Çölyak hastalığı, tiroid, otoimmün karaciğer hastalıkları gibi hastalıklarda artış yaşanabilir. Çünkü bu hastalıklarda tetiği çeken mekanizma virüs oluyor ve otoimmün hastalıklar etkilenebiliyor" dedi.

Yaşayarak göreceğiz

İlk dönemde daha çok yaşlı popülasyondan kayıplar yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Tükek, ikinci dalgada genç nüfustan ölümlerin daha sık görüldüğünü vurguladı ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi üçüncü pikin arifesindeyiz, hatta üçüncü pik başladı. İl bazında alınacak tedbirlere bu anlamda çok güveniyorum. Yoğun bakım hasta sayısı artmadan, hemen o anda müdahale edilirse, böyle bir intiba ediniyorum, ikinci dalgada gördüğünüz ölüm ya da yoğun bakım sayılarına ulaşmadan bu dalgayı atlatabileceğimizi düşünüyorum. Ayrıca 10 milyona yakın aşılama yapıldı. Daha çok risk grupları aşılandı. Üçüncü dalgada bu gruptan ölüm oranlarının daha düşük olacağını bekliyorum. Bu durumu ne değiştirir? Aşıdan kaçabilecek bir mutasyon. Bu mutasyonların bir kısmının aşılara karşı direnç oluşturma ihtimali var tabii. Bunu da yaşayarak göreceğiz."

Yeni ilaçlar gelecek

Salgının birinci yılında olmamıza rağmen henüz elimizde virüsü tam ortadan kaldıracak bir ilacın olmadığına işaret eden Prof. Dr. Tükek, "Ama geliştirilmekte olan ilaçlar var. Belki bu üçüncü pikin ortalarına doğru bunlar piyasaya çıkabilir. Hakikaten sonuçlarının çok iyi olduğunu duyuyoruz. Molnupiravir mesela öyle bir ilaç. Şu an çalışmaları yürüyor. Virüsün ağır seyretmesi ve enfeksiyon yapma kapasitesini ciddi anlamda azalttığına dair veriler var. Bu ilaç belki de dördüncü, beşinci dalgada bizim çok işimize yarayacak. Virüsü tamamen ortadan kaldırmak ya da grip benzeri bir hastalığa dönüştürmek ise ancak iyi bir ilaç ve toplumdaki bulaşıcılığının azaltılmasıyla mümkün. İnsanoğlu bu savaşı önünde sonunda kazanacak" diyerek sözlerini noktaladı.

Ağrılarım sürüyor

Türkiye'de Kovid-19 teşhisi alan ilk hastalardan biri olan Zekavet Altay (62) geçtiğimiz yıl 21 Mart'ta Kovid nedeniyle hastaneye yatırıldığını anlatarak bir yıldır halen sırt ağrısı şikayeti çektiğini söyledi. Altay, yaşadıklarını şöyle anlattı: "İlk hastalardan biriyim. Zaten daha 8 kişi yeni vefat etmişti. Ondan sonra bir tane hocamız (Cemil Taşçıoğlu), vefat etmişti. O dönemlerde ben hastanede yatıyordum. 18 gün hastanede kaldım. Hastalığım bir sabah kalktığımda bayılmamla ortaya çıktı. Oğlumu kaldırdım, birdenbire sanki zehirlenmişim gibi ne suyun ne yemeklerin tadını alamamaya başladım. Sonra oğlum ambulans çağırdı ve hastaneye götürdüler. Test yapılana kadar tomografi çekildi ve tomografide belli oldu, hastalık ciğerlerime inmişti. Tek başıma bir odada 18 gün tedavi gördüm. Sürekli hava veriliyordu. Çocuklarımı ve torunlarımı çok özledim o dönemde. Bir yıl geçti hala nefesin kesiliyor, bir merdiven çıksam yoruluyorum, evin içinde yoruluyorum, nefes alamıyorum. Sırt ağrılarım hala devam ediyor. Hastalığı geçirdiğimden beridir çok sıkı önlemler alıyorum. Eldiveni çıkarmaya korkuyorum."