Cumhuriyet Halk Partisi’nde son haftalarda yaşanan gelişmeler, Türk siyasetinde ezber bozmaya hazırlanıyor. CHP İstanbul İl Kurultayı’nın mahkeme kararıyla iptal edilmesi, yalnızca bir prosedür değişikliği değil, parti içindeki dengelerin tamamen değiştiği bir sürecin işareti olarak görülüyor. AK Parti eski milletvekili Şamil Tayyar’ın açıklamaları ise siyaset kulislerini adeta sarstı.
Tayyar’a göre, bu karar yalnızca bir il kurultayının iptali değil; Özgür Özel liderliğinde kurulan mevcut yapı için bir sonun başlangıcı. İstanbul’daki 196 delegenin oy hakkının düşmesi, 15 Eylül’de Ankara’da görülecek ana kurultay davasını da doğrudan etkileyecek. Bu durumun, CHP'nin liderlik kadrosunu ve gelecek stratejisini kökten değiştirebileceği belirtiliyor.
tartışmanın merkezinde kılıçdaroğlu mu var?
Şamil Tayyar’ın dikkat çektiği en çarpıcı detaylardan biri de Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkanlığa dönebileceği yönündeki değerlendirmesi oldu. İddiaya göre, mahkeme süreci tamamlandığında, Kılıçdaroğlu'nun liderliği yeniden üstlenmesi kuvvetle muhtemel.
Tayyar’ın senaryosuna göre, İstanbul’da il başkanlığı görevine Gürsel Tekin'in gelmesiyle birlikte Ankara'da da "eski genel başkan" olarak anılan Kılıçdaroğlu’nun yeniden merkezde yer alması bekleniyor. Bu da yalnızca bir lider değişimi değil, CHP’nin politik ekseninde büyük bir dönüşüm anlamına gelebilir.
kurultay süreci sıfırlanabilir mi?
Tayyar, olası bir iptal kararının yalnızca Ankara ile sınırlı kalmayacağını, CHP’nin ülke genelindeki tüm kongre sürecini etkileyebileceğini belirtiyor. Eğer kurultay iptal edilirse, 38. Kurultay’da görev alan delegelerin tamamı işlevsiz hale gelecek. Böylece mevcut Parti Meclisi (PM), yeni bir süreci başlatmak üzere harekete geçecek.
Bu senaryoda, CHP yönetimi bir yıl içerisinde yeni bir kurultaya gitmek zorunda kalabilir. Bu da hem kadroların hem politikaların sil baştan yazılacağı, iç muhasebenin derinleşeceği bir dönemin habercisi.
kılıçdaroğlu’nun dönüşü sadece isim değil, yön değişikliği olabilir
Tayyar’ın analizinde altı çizilen en kritik nokta şu: "CHP’nin yeni rotasını Kılıçdaroğlu belirleyecek." Bu ifade, sadece bir liderin geri dönmesi değil; partinin ideolojik, stratejik ve örgütsel olarak farklı bir çizgiye yönelmesi anlamına geliyor.
Özgür Özel’in daha genç ve dinamik bir yapı inşa etme hedefi, tabandan gelen destekle bir ivme kazanmıştı. Ancak kurultay süreçlerine yönelik yargı kararlarının bu süreci sekteye uğratması, partideki değişim rüzgarlarını yeniden eski yöne doğru çevirebilir.
siyasi gündemde neler değişebilir?
CHP içinde yaşanan bu gelişmeler sadece bir iç mesele olarak görülmemeli. Zira 2028 seçimlerine giden süreçte, muhalefetin kimlik ve vizyon arayışı tüm seçmeni ilgilendiriyor. Eğer Kılıçdaroğlu yeniden liderlik koltuğuna oturursa, bu durum yalnızca CHP'nin değil, muhalefet bloğunun da stratejisini kökten değiştirebilir.
özetle: tayyar’ın çıkışı, muhalefet cephesini yeniden şekillendirebilir
Şamil Tayyar’ın bu sert çıkışı, sadece bir tahmin değil; siyaset mühendisliğinin bir parçası olarak okunabilir. CHP’nin hangi yöne evrileceği, hangi isimlerin ön plana çıkacağı ve nasıl bir kadro yapılanması izleneceği, önümüzdeki haftalarda netleşecek. Ancak bir gerçek var ki; CHP'de taşlar yerinden oynuyor ve bu sürecin sonunda ortaya çıkacak yeni tablo, Türk siyasetinin gidişatını belirleyecek kadar etkili olabilir.