İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Şeker pancarından mektup var

Şeker pancarından mektup var

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin gündeme gelmesinin ardından çeşitli kurum ve kuruluşlar şeker fabrikalarının kapatılmaması için imza kampanyası başlattı.

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin gündeme gelmesinin ardından çeşitli kurum ve kuruluşlar şeker fabrikalarının kapatılmaması için imza kampanyası başlattı. Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası tarafından Change.org'da başlatılan imza kampanyasında şeker pancarı adeta dile geldi. Şeker pancarı'nın ağzından yazılan metupta; şeker fabrikalarının kapatılmaması, fabrikaların kapanması durumunda şeker pancarının Anadolu'yu terk edeceği, 10 milyon insana iş ve aş kapısı olduğu gündeme getirildi.

İşte o mektup:

Ben bir şeker pancarıyım...

Bakmayın böyle ufak tefek göründüğüme.

İçtiğiniz çayın kurduğunuz sofranın tadında ben varım. Soluduğunuz havada kullandığınız ilaçta bile ben varım. İnanmıyorsanız anlatayım;

Türkiye için her yıl 2.5-3 milyar dolar yerli katma değer sağlayan benim. 10 milyon insana iş ve ekmek kapısı olan benim. Yem, gübre, ilaç, maya ve kozmetik gibi onlarca sektörün ayakta kalmasını sağlayan yine benim. 250 bin çiftçiye yerinde üretim imkanı sağlayarak köyden kente göçü önleyen yine benim.

Biyoetanolü biliyor musunuz? Hani şu alternatif enerji arayışında en hızlı artışın yaşandığı kaynak... İşte o biyoetanolün en verimli ve temiz hammaddesi benim. Haaaa unutmadan dedim ya soluduğunuz havada bile ben varım.

Vallahi yalan değil.

Ekili olduğum bir tarlada, aynı ölçüdeki çam ormanına kıyasla 3 kat daha fazla oksijen üreten benim.

Aslında kendimi övmeyi hiç sevmem. Çünkü boş başak dik durur. Bilin ki bu anlattıklarım kibrimden değil çaresizliğimdendir.

Bugüne kadar hiç feryat ettiğimi duydunuz mu?

Günlerce toprağın altında kaldım. Dirgenlerle sökülüp, hoyratca kamyon kasalarına atıldım. Lime lime doğrandım, kaynar kazanlara atıldım.

Yine de sesim çıkmadı. Hep sizin için katlandım.

Çünkü hayatınıza kattığım tat beni mutlu etmeye yetti. Ama şimdi sıra sizde çünkü beni yok etmeye çalışıyorlar. Önce kota kota diyerek, yaşam alanımı daralttılar. Benim yerime şu NBŞ dedikleri tatlandırıcıyı getirdiler.

Soruyorum size, hiç gerçeği ile sahtesi bir olur mu? Hiç toprakta yetişenle laboratuvarda üretilen bir olur mu? Şimdide işlendiğim şeker fabrikalarını satmaya çalışıyorlar. Önce özelleştirip sonra kapatacaklar.

Oysa fabrika olmazsa üretim olmaz. Üretim olmazsa istihdam olmaz. Benim için sorun değil. Ben gider kendime başka topraklar bulurum.

Mesela Amerika'da beni “stratejik ürün“ kapsamında değerlendiriyorlar. El üstünde tutuyorlar. Almanya, Fransa, Polonya, İngiltere de öyle… Önce Şeker fabrikalarını satmaya kalktılar. Çok geçmedi yaptıkları hatayı anladılar. Şimdi kimselere vermiyorlar.

Ama ben Anadolu'yu seviyorum bu topraklara aitim. Bana sahip çıkın. Çünkü bana sahip çıkmak Anadolu'ya sahip çıkmaktır.

ŞEKER-İŞ Sendikası olarak şeker pancarının bu hassasiyetine toplumun her kesiminden destek bekliyoruz.

#şekerfabrikalarısatılmasın