İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Tazminat mı, Kan Parası mı? Toplumu Sarsan Geri Çekilme Kararı

Tazminat mı, Kan Parası mı? Toplumu Sarsan Geri Çekilme Kararı

Trafik kazasında hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci’nin eşi, çocuğunun geleceği için şikayetini geri çekti. Uzmanlar, tazminat ve yargı sürecinin vicdan ve adalet dengesi üzerine etkilerini anlattı.

MUHABİR: Lerzan Özder

Şikayet Geri Çekildi, Kamuoyu Ayağa Kalktı

İstanbul’da 1 Mart 2024’te Timur Cihantimur’un aracıyla çarptığı Oğuz Murat Aci’nin hayatını kaybetmesinin ardından, eşi Şükriye Aci’nin şikâyetini geri çekmesi toplumda büyük yankı uyandırdı. Yaralanan dört kişinin de şikayetlerini geri çekmesiyle birlikte sosyal medyada “parayla adalet satın alınabilir mi?” tartışmaları yeniden alevlendi.

Avukattan Açıklama: “Çocuğunu Düşünerek Karar Verdi”

Şükriye Aci’nin avukatı Ahmet Aslan, Milliyet’e yaptığı açıklamada müvekkilinin bu kararı çocuğunun geleceği ve kendi ruh sağlığı için aldığını belirtti. Eşinin ailesiyle yaşadığı sorunlar nedeniyle yalnız kaldığını vurgulayan Aslan, tazminatın 100 milyon TL gibi astronomik bir rakamla ilgisi olmadığını, protokolde miktarın gizli tutulduğunu da sözlerine ekledi.

Hukuki Boyut: Şikâyet Geri Çekilse de Dava Sürecek

Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız, mağdurların şikâyetlerini geri çekmesinin ceza davasını sonlandırmayacağını, zira bu suçun re’sen soruşturulan bir suç olduğunu vurguladı. Yıldız, “Yaralanmalar bilinçli taksir sayılmazsa, sanık sadece bir kişinin ölümüne sebebiyet vermekten yargılanabilir” diyerek, şikâyetin yargı sürecine olası etkilerini değerlendirdi.

Toplumsal Güven Erozyonu: “Parası Olan Kurtuluyor” Algısı

Üsküdar Üniversitesi'nden Prof. Dr. Barış Erdoğan’a göre kamuoyu tepkisinin temelinde derin bir adaletsizlik algısı yatıyor. Toplum, zengin ve ayrıcalıklı kişilerin hukuk sisteminden avantaj sağladığına inandıkça adalete olan güvenin eridiğini belirten Erdoğan, bu tip davalarda halkın sadece izleyici değil, vicdanî bir taraf olduğunu ifade etti.

Paranın Adı Ne Olursa Olsun: Tazminat Yaygın Bir Uygulama

Prof. Dr. Mahmut Koca ve Prof. Dr. Murat Volkan Dülger, bu tür kazalarda mağdur yakınlarının tazminat almasının hukuken meşru ve pratikte sık rastlanan bir uygulama olduğunu dile getirdi. Ancak Dülger, "kan parası" ifadesinin hukuki gerçekliği yansıtmadığını, bunun yerine maddi-manevi zararların karşılanması gerektiğini belirtti.

Şükriye Aci: “Alacaklı Olduğum Parayı Aldım, Davanın Düşmeyeceğini Biliyorum”

Şikayetinden neden vazgeçtiğini açıklayan Şükriye Aci, yaşadığı psikolojik baskıya ve ailesinden gördüğü tutuma dikkat çekti. Kayınpederinin sürecin başında yaptığı parasal pazarlıklara da değinen Aci, “Bu parayı zaten tazminat davasıyla alacaktım. Uzun bir mücadele yerine doğrudan çözüm yoluna gittim” diyerek kararının ardındaki nedenleri paylaştı.

Adalet Nereye Düşer?

Bu olay, toplumda adaletin yalnızca hukuki değil, vicdani bir mesele olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bir yanda yasal hakların kullanımı, diğer yanda kamu vicdanını sızlatan kararlar. Bu denklemde cevapsız kalan soru şu: Paranın olduğu yerde adaletin sesi ne kadar duyulur?