Türk Devletleri Teşkilatı’nda Yeni Dönem
Türk dünyasında iş birliğini güçlendirmeyi amaçlayan Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), tarihi bir dönüm noktasına daha tanıklık etti. Azerbaycan’ın ev sahipliğinde Gabala’da düzenlenen 13. Devlet Başkanları Zirvesi’nin ardından TDT Dönem Başkanlığı Türkiye’ye devredildi. Ankara, Türk dünyasının siyasi ve ekonomik vizyonuna yön verecek yeni dönemin merkezi olacak.
Gabala’dan Ankara’ya Uzanan Stratejik Hedefler
6-7 Ekim tarihlerinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in ev sahipliğinde gerçekleşen Gabala Zirvesi, “Bölgesel Barış ve Güvenlik” temasıyla toplandı. Zirveye üye ülkelerin devlet başkanlarının yanı sıra gözlemci statüsündeki devletler ve uluslararası kuruluşlardan üst düzey temsilciler de katıldı.
Zirve sonunda kabul edilen Gabala Deklarasyonu, Türk dünyasında siyasi, ekonomik ve savunma alanlarında dayanışmayı daha ileriye taşıyacak bir yol haritası sundu. Belgede 2026 yılında Kazakistan’da gayriresmî bir TDT zirvesi yapılacağı bilgisi de yer aldı.
Türkiye, Türk Dünyasının Diplomasisinde Yeni Merkez
Dönem başkanlığının Türkiye’ye devredilmesiyle birlikte Ankara, Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında yeni bir diplomatik merkez rolü üstlenmeye hazırlanıyor. Savunma sanayisinden enerji projelerine, dijital dönüşümden ulaştırma koridorlarına kadar pek çok alanda kapsamlı gündem başlıklarının Türkiye’de şekillenmesi bekleniyor.
2026’ya kadar sürecek bu dönemde Türkiye, yalnızca siyasi bir eşgüdüm sağlayan ülke değil, aynı zamanda Türk entegrasyonunun kurumsal mimarisini inşa eden aktör konumuna yükselecek.
Zirvede Öne Çıkan Başlıklar
Ankara’da düzenlenecek 13. Zirve’de şu başlıkların öne çıkması bekleniyor:
- Türk Yatırım Fonu’nun faaliyete geçirilmesi
- Ortak enerji güvenliği projeleri
- Savunma teknolojilerinde bölgesel iş birliği
- Gençlik ve eğitim alanında ortak programlar
- Dijital altyapı ve ulaştırma koridorları
Gabala Deklarasyonu ile Yeni Bir Aşama
Zirvede kabul edilen Gabala Deklarasyonu, Türk dünyasının sadece kültürel değil, aynı zamanda stratejik anlamda da daha bütünleşik bir yapıya evrilmesinin önünü açtı. Azerbaycan’dan Türkiye’ye devredilen dönem başkanlığı, bölgesel dayanışmanın güçlendirilmesi, ortak hareket kapasitesinin artırılması ve Türk devletleri arasında yapısal entegrasyonun derinleştirilmesi açısından kritik bir süreci başlatmış oldu.