Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan'da 19 Mayıs vesilesiyle yapılan bazı açıklamalar ve etkinliklere karşı net bir tepki gösterdi. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, Yunan makamlarının "Pontus" iddialarını bir kez daha gündeme taşımasının tarihi gerçeklikten tamamen kopuk ve düşmanca bir yaklaşım olduğu vurgulandı.
Yapılan açıklamada, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde 19 Mayıs 1919’da başlatılan şanlı Kurtuluş Savaşı’nın, mesnetsiz iddialarla hedef alınmasının kabul edilemez olduğu kaydedildi. Türkiye, bu tür söylemlerin iyi niyetli ilişkileri zedelediğine işaret ederek Yunan makamlarını sağduyuya davet etti.
Yunan Mezalimi Tarihi Belgelerle Sabit
Bakanlık açıklamasında, Yunan ordusunun Anadolu’yu işgali sırasında işlediği insanlık suçlarının sadece Türkiye'nin değil, Müttefik Devletler Tahkikat Komisyonu tarafından da belgelendiği hatırlatıldı. Ayrıca, Lozan Barış Antlaşması’nın 59. maddesiyle Yunanistan’ın savaş hukukunu ihlal ettiği ve bu nedenle tazminat ödemek zorunda kaldığı tarihi gerçek olarak yeniden gündeme taşındı.
Pontusçuluk Hayalleri Milletimizin Kararlılığıyla Tarihe Gömüldü
Açıklamada, Yunanistan’ın 19. yüzyıldan bu yana “Megali Idea” hayaliyle yürüttüğü Pontusçuluk faaliyetlerinin, Türk milletinin güçlü duruşuyla akamete uğratıldığı ifade edildi. Dışişleri Bakanlığı, tarihi çarpıtarak yürütülen bu söylemlerin hiçbir geçerliliği olmadığını belirtti.
Tarihi İstismar Eden Popülist Siyaset Anlayışına Son Verilmeli
Yunan hükümet yetkililerinin, Türk-Rum mübadelesiyle noktalanan tarihi olayları siyasi çıkar uğruna yeniden canlandırma girişimleri eleştirilerek, bu yaklaşımların Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde son yıllarda kazanılan olumlu ivmeye zarar verdiği kaydedildi.
Ayrıca, Yunanistan’a Tripoliçe Katliamı ve bölgede Türklere yönelik işlenen diğer tarihi suçları da hatırlama çağrısı yapıldı.
Dışişleri’nden Yunan Hükümetine Çağrı: Tarihsel Husumet Değil, Bölgesel İş Birliği
Türkiye, dostane ilişkileri geliştirme yönünde kararlı tutumunu sürdürürken, Yunan tarafını da tarihten düşmanlık değil ders çıkarma anlayışına davet etti. Tarihsel gerçekleri tahrif eden açıklamalar yerine, ortak geleceği şekillendirecek yapıcı adımların atılması gerektiği vurgulandı.