İki Günlük Bilanço ağır oldu
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı’nın aktardığına göre, son 48 saatte Türkiye genelinde 113 orman yangını kayıtlara geçti. Bunlardan 6’sı hâlâ devam ederken, 3 yangının “yüksek riskli” kategoride olduğu açıklandı. Bu üç yangından biri, Sakarya ile Bilecik arasında, ikincisi Manisa’nın Akhisar ilçesinde, üçüncüsü ise Bolu’nun Göynük ilçesinde etkisini sürdürüyor.
Bakan Yumaklı’nın açıklamalarına göre, şu anda en ciddi durum Sakarya-Bilecik hattında yaşanıyor. Taraklı’dan başlayarak rüzgarın etkisiyle Gölpazarı’na kadar ulaşan yangın, 13 köyün tahliye edilmesine yol açtı. "İlk müdahaleyi 7 dakika içinde yaptık ama coğrafi koşullar ve şiddetli rüzgar mücadeleyi zorlaştırdı" diyen Yumaklı, mücadelede hava araçlarının yeniden konumlandırıldığını da belirtti.
Manisa ve Bolu da Risk Altında
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıklamasına göre riskin yüksek olduğu üç yangın şu an aktif durumda:
Sakarya-Bilecik sınırındaki yangın: En kritik bölge. Tahliye edilen köy sayısı artabilir.
Manisa Akhisar: Gece saatlerinde başladı, sabaha karşı müdahale edildi. Üç uçak ve 11 helikopter bölgede.
Bolu Göynük: Kontrol altına alınmaya çalışılıyor.
Bu bölgelerde mücadele devam ederken, ekiplerin sayısı her geçen saat artırılıyor. 174 binden fazla “orman kahramanı”, Türkiye’nin farklı noktalarında alevlerle savaş veriyor.
İlk Müdahale Dakikalar İçinde Geldi
Sakarya’daki yangının çıkış saati sabah 10.41 olarak kaydedildi. İlk müdahale ise yalnızca 7 dakika sonra, 10.48’de yapıldı. Ancak kararsız ve yön değiştiren rüzgarlar, yangının geniş bir alana yayılmasına neden oldu.
Bakan Yumaklı, “Bazı bölgelerde ekiplerin ilerlemesi coğrafi yapı nedeniyle neredeyse imkansız hale geldi” dedi.
Yangına müdahale için 1 uçak, 16 helikopter, yüzlerce kara ekibi ve orman işçisi görevlendirildi. Bölgede hala aktif yanma sürerken, alanın büyüklüğü hakkında net bir ölçüm yapılabilmiş değil. Bakan Yumaklı, “Bu çapta bir yangın, bölgede 30 yıl önce görülmüştü” diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti.
“Yangını Doğa Değil, İnsan Çıkarıyor"
Bakan Yumaklı, yangınların iklimle değil insan hatasıyla başladığını açık bir dille ifade etti. “Yangını iklim değişikliği değil, insanlar çıkarıyor. Basit bir dikkatsizlik, ekosistemimizi on yıllar boyunca etkileyebilir” sözleriyle vatandaşlara çağrıda bulundu.
Yangınlara ilişkin olarak 3 kişinin gözaltına alındığını açıklayan Bakan, bu kişilerin kimlikleri veya olayla ilgileri hakkında detay vermedi ancak adli sürecin sürdüğünü belirtti.
Sadece Ağaçlar Değil, Tüm Ekosistem Tehlikede
İbrahim Yumaklı’nın açıklamalarında öne çıkan bir diğer vurgu ise yangınların yalnızca ormanları değil, tüm ekosistemi tehdit ettiğiydi. “Bu mesele sadece ağaçların yanması değil.
Orada yaşayan hayvanlar, bitki örtüsü, tarım alanları ve yerleşim yerleri büyük zarar görüyor” dedi.
Yangınların doğrudan etkilediği bölgeler arasında tarım arazileri, hayvancılık alanları ve iç içe geçmiş kırsal yerleşimler bulunuyor. Bu da meselenin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir krize dönüşmesine yol açıyor.
Ekim 2025’e Kadar Teyakkuz Hali
Bakan Yumaklı, özellikle yaz ve sonbahar boyunca Türkiye’nin orman yangınları konusunda “yüksek risk bölgesi” olarak değerlendirildiğini ve bu nedenle Ekim 2025’e kadar teyakkuz halinde kalınması gerektiğini duyurdu.
Vatandaşlara seslenen Yumaklı, yalnızca kendi davranışlarına değil çevredeki olası riskleri de gözlemleyerek gerekli birimlere bildirmeleri çağrısında bulundu:
“Bu süreci biz tek başımıza yönetemeyiz. Herkesin sorumluluk alması gerekiyor. Gördüğünüz en küçük risk unsurunu dahi lütfen yetkililere bildirin.”
Sessiz Gelişen İki Büyük Tehlike
Bakan Yumaklı’nın işaret ettiği iki diğer kritik bölge ise Manisa Akhisar ve Bolu Göynük. Akhisar’da gece saatlerinde başlayan yangın sabah 10.35’te tespit edilerek müdahale edildi. Bu bölgeye üç uçak, 11 helikopter ve 26 kara ekibi sevk edildi.
Bolu’daki yangın ise halen sınırlı alanda sürüyor ancak kontrol altına alınabilmesi için ekiplerin gece boyunca bölgede kalacağı belirtildi
Türkiye İçin Yeni Bir Yangın Gerçeği
Orman yangınlarının, Türkiye’nin sadece çevresel değil, stratejik bir güvenlik ve sürdürülebilirlik meselesi haline geldiği gerçeği artık inkâr edilemez durumda. Sıcaklıkların yükselmesi, rüzgarın etkisi ve insan kaynaklı ihmaller bir araya geldiğinde, ortaya çıkan tablo yalnızca doğaya değil, ülke ekonomisine ve yaşam alanlarına büyük zarar veriyor.
Bu süreçte dikkat edilmesi gereken en önemli başlık ise net: Orman yangınlarıyla mücadele sadece kurumların değil, herkesin ortak görevi.