Bakan Nebati, Yeni Yüzyıl İzmir İktisat Kongresi'nin tanıtımı dolayısıyla İzmir'de düzenlenen basın toplantısında kongre hazırlıklarına ve etkinliğin içeriğine ilişkin bilgi verdi. İzmir'de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Nebati, kentin Türkiye'nin yalnızca siyasi bağımsızlığının değil, aynı zamanda ekonomik bağımsızlığının da temellerinin atıldığı, tarihe yön vermiş gazi ve güzide şehirlerden biri olduğunu söyledi. Kentin tarihteki yeri ve önemine işaret eden Nebati, şunları kaydetti: “İzmir, ayrıca, henüz Cumhuriyetimiz kurulma arifesindeyken düzenlenen İzmir İktisat Kongresi’ne de ev sahipliği yaparak ülkemizin iktisadi mücadelesinin de simgesi haline gelmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde, milletimizin verdiği destansı mücadeleler sonucunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını, önümüzdeki sene hep birlikte büyük bir heyecanla kutlayacağız. 17 Şubat tarihinde de iktisadi bağımsızlığımızın sembolü olan İzmir İktisat Kongresi'nin 100. yılını unutmayacağız. İzmirimiz, 17 Şubat 1923 tarihinde Banka-Han binasında toplanan ve ülkemizin dört bir yanından gelen 1.135 delegeye ev sahipliği yapmış, yeni Türkiye'nin ekonomi politikalarının ana hatları İzmir İktisat Kongresi'nde belirlenmiştir. İzmir’in kurtuluşundan 5 ay sonra, Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasından ise 4 ay önce toplanan kongrenin İzmir'de düzenlenmesi elbette bir rastlantı değildi. Tarihi bir liman ve ticaret şehri olan güzel İzmirimiz, düşman işgalinin tüm ağırlığını hissetmiş ve önemli oranda zarar görmüştü.”
Ekonomik bağımsızlık için önemli
"Kongre, Yunan ordusunun şehirde bıraktığı tahribatı gözler önüne sermek ve yeni Türkiye’nin iktisat politikalarına yön vermek için, şimdi olduğu gibi o tarihlerde de büyük bir ticaret merkezi olan İzmir'de toplandı." diyen Nebati, "İzmir İktisat Kongresi, milletimizin cephedeki destansı mücadeleleriyle elde ettiği siyasi bağımsızlığını, iktisadi bağımsızlıkla da perçinleyen tarihi bir kongreydi. Yurdumuzun dört bir yanından katılım gösteren çiftçilerin, işçilerin, sanayicilerin, tüccarların ve hükümet temsilcilerinin o dönemki zor koşullar altında bir araya gelmesi ve kongreye, istiklal mücadelemizin muzaffer komutanlarından Kazım Karabekir Paşa’nın başkanlık etmesi, ekonomik bağımsızlığa verilen önemi de açıkça ortaya koyuyordu." değerlendirmesini yaptı.
İktisadi zaferler kazanacağız
Bakan Nebati, kongrenin açılışında Gazi Mustafa Kemal'in altını çizdiği "Siyasi, askerî muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi muzafferiyetler ile tetviç edilemezlerse husule gelen zaferler payidar olamaz, az zamanda söner." ifadelerine atıfta bulunarak, kendilerinin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde tam olarak bu istikamette olduklarını, iktisadi zaferler kazanmak üzere ilerlediklerini aktardı.

Gece gündüz azimle çalışacağız
Nureddin Nebati, tüm küresel çalkantılara rağmen, Türkiye ekonomisini istikrarlı ve sağlıklı bir şekilde büyütmek ve güçlendirmek için aynı inanç ve iradeyle çalıştıklarına işaret ederek, "İnsanımıza her geçen gün yeni iş imkanları oluşturmaya, yerli sanayimizi ve tarımsal üretimimizi giderek güçlendirirken ihracatta Cumhuriyet tarihimizin rekorlarını ardı ardına kırmaya azimle devam ediyoruz." ifadelerini kullandı. İzmir İktisat Kongresi'nin ilk oturumunda alınan kararlara atıfta bulunan Nebati, bunlardan birinin de "Türkiye halkı, tahribat yapmaz, imar eder. Bütün mesai iktisaden memleketi yükseltmek gayesine matuftur." ifadesi olduğunu anımsattı. Nebati, konuşmasına şöyle devam etti: “İşte bizler de bu anlayışla, 20 yıldan bu yana ülkemizin dört bir yanını imar ediyor, iktisadi yükselişimizi yeni zirvelere taşımak gayesiyle gece-gündüz azimle ilerliyoruz. Milli Mücadele yıllarında Misak-ı Milli nasıl ki milletimize bir yön tayin etmişse, İzmir İktisat Kongresi'nde alınan Misak-ı İktisadi kararları da yine o dönemin koşullarında, yeni Türkiye'ye bir istikamet tayin etmiştir. Cumhuriyetimizin kuruluş arifesinde alınan Misak-ı İktisadi kararların önemli bir kısmı günümüz koşullarında da yol gösterici niteliktedir. Bu kararlardan bir kısmı şu şekildedir; 'Milli sanayi teşvik edilmeli, öncelikle milli kaynaklar değerlendirilmelidir. Yabancı sermaye kanunlarımıza riayet etmek şartıyla gelebilir. Çiftçiye ve yatırım yapmak isteyenlere kredi verilerek özel teşebbüs desteklenmeli, bu amaçla banka kurulmalıdır.”
AA