İstanbul
Parçalı bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem ‘SDG'nin ferdi entegrasyonu şart’

‘SDG'nin ferdi entegrasyonu şart’

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, terör örgütü PKK/YPG’nin paravan ismi SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonu konusunda, "Birlik olarak değil, ferdi olarak entegre olmaları lazım. Aksi halde bunun adı entegrasyon olmaz" dedi.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Bakanlık'ta düzenlenen Yıllık Değerlendirme Toplantısı'nda medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.

Bakan Güler, toplantıda yaptığı konuşmada, stratejik konumu itibarıyla üç kıtanın kesişim noktasında yer alan Türkiye'nin aynı zamanda çatışmaların, istikrarsızlıkların ve krizlerin çevrelediği hassas bir coğrafyada bulunduğunu ifade etti.

Güler, Türkiye'nin Irak ile ilişkilerinin son dönemde heyetler arası karşılıklı ziyaretler ve imzalanan anlaşmalarla olumlu yönde ivme kazandığını anlatarak, bölgenin terörden arındırılmasına ilişkin hem Merkezi Irak Hükümeti hem de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile anlayış birliği sağlandığını söyledi.

Bakan Güler, "Önümüzdeki süreçte iki ülke arasındaki iş birliği ve koordinasyonu sürdürerek, terörsüz bölge hedefi kapsamında terör sorununu bu topraklardan bir daha sorun teşkil etmeyecek şekilde ortadan kaldıracağız." ifadesini kullandı.

“SDG'nin terör unsurlarından ayrıştırılarak Suriye ordusuna entegrasyonu gerekiyor”

Suriye’de kurulan yeni hükümet ve devlet başkanının ülkedeki tüm grupları kucaklama yönündeki adımlarını takip ettiklerini belirten Güler, Türkiye’nin bu süreçteki kararlı duruşundan taviz vermeyeceğini vurguladı.

Terör örgütü SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu konusundaki tartışmalara değinen Bakan Güler, Türkiye’nin bu konudaki kırmızı çizgilerini net bir şekilde ifade etti. Güler, şunları kaydetti:

“Suriyeli yöneticilerle yaptığımız görüşmelerde SDG’nin entegrasyonuna yönelik tutumu görüyoruz. Bizim her türlü gelişmeye karşı planlarımız hazırdır. SDG bir birlik halinde entegrasyondan bahsediyor ancak bu kabul edilemez. Mutlak surette Suriye ordusuna ferdi olarak entegre olmaları lazım. Bu konudan geri adım atmamız söz konusu değildir.”

ABD ile bu konudaki görüş ayrılıklarının azaldığına dikkat çeken Güler, "ABD’li dostlarımız artık gerçekleri daha iyi görüyor. Görüş ayrılığımız azalıyor. Biz ne istediğimizi açıkça ifade ettik." dedi.

Bakan Güler, Bakanlıkta düzenlenen Yıllık Değerlendirme Toplantısı'nda aralarında YeniBirlik Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Okan Sarıkaya'nın da bulunduğu medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

“Kimseden icazet almayız”

Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığını 2016 yılından bu yana icra edilen harekatlar üzerinden hatırlatan Bakan Güler, olası bir operasyon için yeşil ışık yaktı. Güler, "2016’da harekatlarımızı yaparken ABD de Rusya da oradaydı. Biz yapılması gerekeni kimseye sormadan yaptık ve bitirdik. Önümüzdeki dönemde de ihtiyaç olursa gerekeni yine kimseye sormadan yaparız." ifadelerini kullandı.

732 kilometre tünel imha edildi

Terör örgütünün bölgedeki tahkimatlarına yönelik yürütülen çalışmalar hakkında sayısal veriler paylaşan Bakan Güler, tünel imha faaliyetlerinin aralıksız sürdüğünü belirtti. Güler, şu bilgileri verdi;

Tel Rıfat bölgesinde 302 kilometre, Menbic’te ise 430 kilometre olmak üzere toplam 732 kilometre uzunluğunda tüneli imha ettik. Bu sayede bölge halkının yerleşmesine ve tarım yapmasına imkân sağlıyoruz. Afrin’de teröristlerin karargâha çevirdiği cami, kilise ve okulları temizledik, halkın su sorununu çözdük. Rakka ve Deyrizor’daki tünel kazma faaliyetlerini de yakından takip ediyoruz.

Suriye ordusuna "Azerbaycan Modeli" destek

Suriye’nin terörle mücadelesine ve ordusunun modernizasyonuna destek verebileceklerini ifade eden Bakan Güler, Türkiye’nin askeri eğitim tecrübesini hatırlattı.

Bakan Güler, açıklamalarına şöyle devam etti:

“Daha önce ben Suriye’yi ziyaret ettim. Geçtiğimiz haftalarda da Genelkurmay Başkanımız ve Kara Kuvvetleri Komutanımız da Suriye’ye gitti. Gittiğimiz zaman onlar daha iyiye, daha güzele nasıl gidebilir bunu görüşüyoruz. Azerbaycan’a, Libya’ya ve Somali’ye eğitim desteğini nasıl sağladıysak aynısını onlara da sağlayabiliriz. Eğitimlerine Türkiye’de başladık ve devam ediyoruz. Suriye’nin terörle mücadelesine yardımcı olmamız gerektiğini düşünüyoruz ve çalışmalarımızı da bu yönde sürdürüyoruz.

Terörsüz Türkiye sürece

40 yıldır terörle mücadele eden ülkemiz için Terörsüz Türkiye süreci bir fırsattır. Yapılmakta olan faaliyetleri de akılcı buluyoruz ve sürecin bizim istediğimiz gibi sonuçlanması için elimizden gelen gayreti gösteriyor, göstermeye de devam edeceğiz.

TSK olarak biz PKK’yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine uyacağını açıkladı. Yani biz başarılı operasyonların ardından terör örgütünü silah bırakma evresine getirerek hedefimize ulaştık. Biz şimdi Terörsüz Türkiye hedefine başarıyla ulaşarak kardeşliğimizin sürekli olmasını istiyoruz. Vatandaşlarımızın şundan emin olması gerekir; TSK, Bakanlığımız, devletimizin ilgili birimleri bu süreçte ne olup bittiğinin farkındadır. Geçmişte terörle mücadelede sarf ettiğimiz dikkati aynı hassasiyetle bugün de terörsüz Türkiye sürecinde sarf ediyoruz. Süreç terör örgütünün istediği şekilde değil, devletimizin belirlediği ve istediği şekilde devam edecek. 

Terör örgütü PKK'nın İran uzantısı PJAK'ın durumu

Özellikle İsrail-İran savaşı esnasında İran’daki PJAK’lı teröristler, bu savaşı İran’ın kaybedeceğini ve hatta İran’da yönetimin değişeceğini düşünüyorlardı. Bu minvalde açıklamalar yaptılar ve gerçek yüzleri bir günde ortaya çıktı. İsrail-İran arasındaki çatışma istedikleri şekilde sonuçlanmadı ve İran PJAK’a operasyon yaparak ağır zayiat verdirdi. 

Terör örgütü PKK, silah bırakma açıklamasının ardından Irak’ın kuzeyinden birçok terörist ve silah-mühimmatı İran’a aktarmaya çalıştı. Biz bunları her gün İran’a bildirdik. Onlar da fırsat buldukça operasyonlar icra ediyorlar. İran da bu vesileyle terör örgütü PJAK’ın gerçek yüzünü daha iyi görmüş oldu.”

Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen kargo uçağı

Bakan Güler, 11 Kasım'da Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen ve 20 askerin şehit olduğu C-130 askeri kargo uçağına ilişkin soruları da yanıtladı.

Şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Güler, Türk Hava Kuvvetlerinin C-130'ları 1964'te kullanmaya başladığını, o günden bu yana böyle bir kaza yaşanmadığını söyledi.

Güler, C-130'ların bugün hala dünyada en emniyetli uçaklar olarak 70 ülke tarafından kullanıldığını belirterek, "Bu kazadan sonra bütün C-130 uçaklarımızın tamamını kontrole aldık. Bu kontrolü tamamlamayı müteakip uçaklarımızı kullanmaya devam edeceğiz. Düşen uçağımızın kara kutusu halen TUSAŞ'ta incelenmeye devam ediyor. Kaza kırım heyetimiz de çalışmalarını sürdürüyor. Daha tamamlanmadı. Uçağımızın düşüş sebebi hakkında sonuç ne çıkarsa çıksın şeffaflıkla açıklayacağız." şeklinde konuştu.

Vurularak düşürülen İHA

Karadeniz'de kontrolden çıktığı tespit edilen ve vurularak düşürülen insansız hava aracına (İHA) ilişkin sorular üzerine Güler, şu yanıtı verdi:

“15 Aralık tarihinde F-16'larımız tarafından vurularak düşürülen İHA, tespit edilmesi zor bir hava aracı. Tespit eden arkadaşlara da teşekkür etmek istiyorum. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Karadeniz'de İHA ve insansız deniz araçları yoğun olarak kullanılıyor. Bizim vurduğumuz İHA da kontrolden çıkmış bir hava aracıydı. F-16'larımız tarafından takip edilerek meskun mahallerin uzağında en uygun ve en emniyetli yerde hava füzesiyle vuruldu. Füzeyle vurulduğu için paramparça oldu. Enkazını arama çalışmaları devam ediyor. Enkaz bulunduğunda yapılacak inceleme sonucunda kamuoyunu bilgilendireceğiz.”

Rusya-Ukrayna savaşının Karadeniz'deki deniz ve hava seyahat güvenliğine etkisi

Bakan Güler, Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaşta İHA ve İDA'ların karşılıklı olarak yoğun şekilde kullanıldığını belirterek, bu durumun bölgede hem ticaret gemileri hem de yolcu uçakları için büyük tehlike oluşturduğuna dikkati çekti.

Vurularak düşürülen İHA olayında da hava trafiği için de hemen tedbir aldıklarını belirten Güler, şöyle devam etti:

“O güzergahtaki uçakları en yakın havalimanlarına yönlendirerek emniyetli şekilde inmelerini sağladık. Uçaklarımızın güvenliğini sağladıktan sonra İHA'yı vurarak düşürdük. Daha sonra sivil hava trafiğinin güvenli şekilde devam etmesini sağladık. Karadeniz'de kritik su üstü ve su altı tesislerimizi korumak için de gerekli tedbirleri alıyoruz. Sondaj gemilerimiz hayati öneme haiz. Rotasını şaşıran veya kontrolden çıkan İDA'lara karşı veya su altından gelebilecek tehditlere karşı geliştirdiğimiz ve uyguladığımız tedbirlerimiz var.”

Eurofighter tedariki

Bakan Güler, Eurofighter Typhoon savaş uçağı tedarikindeki son duruma ilişkin de bilgi verdi.

İngiltere ile yapılan anlaşma kapsamında 20 yeni üretim Eurofighter Typhoon savaş uçağının satın alındığını hatırlatan Güler, şunları kaydetti:

“Üretilecek Eurofighter uçakları 2030'da 6 tane, 2031'de 8 tane, 2032'de de 6 tane olacak şekilde envantere girecek. Ayrıca hem Katar hem de Umman ile Eurofighter uçağı tedariki görüşmelerimiz olumlu şekilde devam ediyor. Katar'dan alacağımız Eurofighterlar, çok az uçuşu olan hazır uçaklar. Katarlı kardeşlerimiz çok büyük anlayış gösteriyorlar. Bu uçakları Katar'daki mühimmat ve malzemeleriyle birlikte alacağız. Umman'dan alacağımız uçaklar da az uçuş yapmış uçaklar. Hangarlarda duruyorlar. Umman'dan tedarik edilecek uçakların AESA radarı, Meteor füzesi atma kabiliyeti ile güncel aviyonik sistemlerle modernize edilmesi gerekiyor. Modernizasyonun 12 uçak için 2028 yılında tamamlanmasını bekliyoruz.”

Güler, Katar'da bulunan Hava Unsur Komutanlığı'ndaki pilotların Katarlı pilotlarla sürekli birlikte çalıştığına dikkati çekerek, "Hem Katar'da hem de Umman'da Eurofighter pilot ve bakım personelinin eğitimlerine en kısa sürede başlayacağız. Bu uçakların alımı konusundaki ikinci el tartışmalarını da doğru bulmuyoruz. Avrupa'da bile birçok ülke ihtiyaç fazlası uçak teminine devam ediyor ve kullanıyor. Biz Eurofighter uçaklarını Meteor füzeleriyle birlikte alıyoruz. Bu uçaklarda kendi milli yazılımlarımızla kendi mühimmatımızı da kullanabileceğiz. Bu süreçte de Meteor füzesinden daha iyisini yaparak, isterlerse de onlara satacağız." ifadelerini kullandı.

F-16 ve F-35 savaş uçağı tedariki

Bakan Güler, ABD Başkanı Donald Trump'ın CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını senatoya getirmek için girişimde bulunduğunu, ABD'li yetkililerin de bu konuda çalıştığını belirtti.

F-16 savaş uçağının tedariki konusunda bir sorun görmediklerini belirten Güler, "Bizim tabii ki önceliğimiz F-35'lerde olacak. İsrail ve Yunanistan'ın bu uçakların bize verilmemesi için lobi yaptıklarını biliyoruz. Biz de CAATSA yaptırımlarının kaldırılması için kendi çalışmalarımızı yapmaya devam ediyoruz. Bu konularda ayrı ayrı çalışma gruplarımız var. Konu çözülme aşamasına geldiğinde sizinle elbette paylaşacağız. Türkiye ve ABD, bu sorunlarını çözecektir." diye konuştu.

Güler, Türkiye olarak kurulacak "Gazze İstikrar Gücü"nde yer alma kararlılığının devam ettiğini dile getirerek, "Gönderilecek birliğimiz dahil bütün hazırlıklarımızı yaptık. Ancak İsrail bizim istikrar gücünde yer almamızı istemiyor. Görüşmelerimiz devam ediyor." dedi.

YUNANİSTAN İSRAİL VE GKRY İŞ BİRLİĞİ

Milli Savunma Bakanı Güler, Yunanistan, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasındaki iş birliğinin oluşturabileceği tehditlere ilişkin soru üzerine şu yanıtı verdi:

“Yunanistan, İsrail ve GKRY'nin bir araya gelmesi ve anlaşmalar imzalaması bizim için bir tehdit oluşturamaz. Biz de birçok ülkeyle anlaşmalar imzalıyoruz ama bu anlaşmaları belli bir ülkeye karşı yapmıyoruz. Gayri askeri statüdeki adalara da İsrail'den alacakları hava savunma sistemlerini yerleştireceklerine dair haberler gündeme geliyor. Buralar adı üzerinde 'gayri askeri statüdeki adalar', yani hukuken silahlandırılmaması gereken adalar. Biz bu konuda gerekli çalışmaları yapıyoruz. Öyle çok fazla heveslenmesinler. Yunanistan Savunma Bakanı (Nikos) Dendias, 2030 diye bir projeksiyon açıkladı. 'Artık kadınları da askere alalım.' diyorlar. Yunan Kara ve Deniz Kuvvetlerine müracaat eden neredeyse kimse yok. Yani personel temini onlar için büyük sorun. Daha birkaç gün önce Yunanistan'ın havacı astsubayları yönetimi protesto etmek için rapor alarak işe gitmediler. Öncelikle bu problemlere yoğunlaşmaları gerekir.”

Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaş nedeniyle bütün ülkelerin savunma harcamalarını artırdığına dikkati çeken Güler, Avrupa'nın da bu konudaki eksikliğini fark ederek Avrupa Güvenlik Mimarisi'ni (SAFE) oluşturmaya çalıştığını söyledi.

Güler, şu an birçok Avrupa ülkesinin mühimmat ve silah noktasında noksanlığı olduğunu vurgulayarak, "Savunma ve güvenlik için birçok silah ve teknolojiye ihtiyaçları var. Bu kapsamda birçok Avrupa ülkesi bizimle iş birliği konusunda istekli. Hal böyleyken başta Yunanistan olmak üzere kendi çıkarlarını Avrupa güvenliğinin önüne koyarak Türkiye'yi bu oluşumun dışında tutmaya çalışan ülkeler olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin SAFE programına dahil edilip edilmeyeceğini çok fazla dikkate almıyoruz. Çok ihtiyaç duydukları kritik bir zamanda konuşma sırası bize gelecek." görüşlerini paylaştı.

ABD'NİN STRATEJİ BELGESİ

ABD'nin yakın zamanda yeni strateji belgesi açıkladığını hatırlatan Güler, "Bizim 6-8 yıldır dile getirdiğimiz bir konu var. ABD için artık tehdit Ortadoğu'da değil, nerede olduğu belli. ABD, Ortadoğu'dan çekildiğinde bölgede barış ve istikrarı sağlayabilecek tek bölgesel gücün Türkiye olduğunu Amerikalı dostlarımızın anladıklarını düşünüyorum. Bu durumun ülkemizin bölgesel ve stratejik etkinliğini artıracağına inanıyorum." ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLU AİLELERE 'ASKERLİK' MÜJDESİ

Milli Savunma Bakanı Güler, 3 çocuğu olan ailenin bir çocuğunun, 4 çocuğu olan ailenin ise 2 çocuğunun istediği yerde askerliğini yapabilmesi gibi düşünceleri olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bu yılın "Aile Yılı" ilan edildiğini hatırlatan Güler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın sorumluluğunda devam eden konuyla ilgili Bakanlık olarak neler yapabileceklerine çalıştıklarını söyledi.

Çok çocuklu ailelere yönelik bir çalışma yürüttüklerini ifade eden Güler, şunları kaydetti:

“Bu konuda hazırladığımız bir takım görüş ve önerileri önümüzdeki dönemde paylaşacağız. Örneğin, 3 çocuğu olan bir ailenin bir çocuğunun, 4 çocuğu olan bir ailenin 2 çocuğunun istediği yerde askerliğini yapabilmesi gibi düşüncelerimiz var.”

“Aile konusuna büyük önem veriyoruz”

Bakan Güler, "Biz aile konusuna büyük önem veriyoruz, hatta en son İstanbul’da düzenlenen IDEF Fuarında da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte stant açtık." değerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu düzenlemenin teknik detaylarının ve uygulama esaslarının, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile yapılacak koordinasyonun ardından netleşmesi bekleniyor.

GAZZE VE İSTİKRAR GÜCÜ TÜRKİYE

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ateşkese ulaşılmasındaki yoğun çabaların kalıcı barış için Gazze Deklerasyonu'nda yapıcı rol oynaması ve imzacı taraflardan birisi olmasıyla Türkiye'nin uluslararası müzakere masalarının etkin bir üyesi olduğunu bir kez daha açıkça gösterdiğini vurgulayan Güler, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Şunu özellikle vurgulamak isterim ki Gazze'de ateşkesin sürdürülebilirliği sahada ve masada tesis edilecek adil ve etkin güvence mekanizmalarının hayata geçirilmesine bağlıdır. Nitekim İsrail'in zaman zaman ateşkesi ihlal eden saldırıları bu süreci sekteye uğratmakta dolayısıyla uluslararası toplumun bu ihlalleri önlemeye dönük kararlı bir tutum sergilemesi gerekmektedir. Gazze'de insani yardım faaliyetlerine katılmak, güvenliğe yönelik inisiyatiflere katkı vermek ve Gazze'yi yeniden ayağa kaldırmak için devletimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetinde tüm kurumları ile her türlü platformda her zaman yardıma hazır olduğunu dile getirmek istiyorum. Ülkemiz Gazze konusunda tarihi ve insani sorumluluğu çerçevesinde her zaman üzerine düşecek görevleri yerine getirmeye hazırdır.”

AVRUPA GÜVENLİK MİMARİSİNE KATILIM

Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaş nedeniyle bütün ülkelerin savunma harcamalarını artırdığına dikkati çeken Güler, Avrupa'nın da bu konudaki eksikliğini fark ederek Avrupa Güvenlik Mimarisi'ni (SAFE) oluşturmaya çalıştığını söyledi.

Güler, şu an birçok Avrupa ülkesinin mühimmat ve silah noktasında noksanlığı olduğunu vurgulayarak, "Savunma ve güvenlik için birçok silah ve teknolojiye ihtiyaçları var. Bu kapsamda birçok Avrupa ülkesi bizimle iş birliği konusunda istekli. Hal böyleyken başta Yunanistan olmak üzere kendi çıkarlarını Avrupa güvenliğinin önüne koyarak Türkiye'yi bu oluşumun dışında tutmaya çalışan ülkeler olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin SAFE programına dahil edilip edilmeyeceğini çok fazla dikkate almıyoruz. Çok ihtiyaç duydukları kritik bir zamanda konuşma sırası bize gelecek." görüşlerini paylaştı.