İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Kuduz hastalığına dikkat

Kuduz hastalığına dikkat

Şanlıurfa, 18 Temmuz (Hibya) - Harran Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Çelik, hasta hayvan ısırıklarının ölüme neden olabileceği ve hayvanların kontrol edilmesi gerektiğini söyledi

Harran Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Çelik, hasta hayvan ısırıklarının ölüme neden olabileceği ve hayvanların kontrol edilmesi gerektiğini söyledi

Harran Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Çelik, kuduz hastalığı ve kuduz aşısı hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

Kuduzun insanlık tarihinin en eski hastalıklarından biri olduğunu ifade eden Doç. Dr. Mehmet Çelik, “Kuduz, insanlık tarihinin en eski hastalıklarından birisidir. Hastalık ile ilk bilgiler eski uygarlıkların yazıtlarında yer almıştır. Bu yazıtlarda hasta hayvan ısırıklarının ölüme neden olabileceği ve hayvanların kontrol edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kuduz, çoğunlukla Asya ve Afrika olmak üzere 150'den fazla ülkede ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Viral, zoonotik (hayvan kaynaklı), ihmal edilmiş tropikal bir hastalıktır. Her yıl on binlerce ölüme neden olurken ölenlerin yüzd 40'ı maalesef 15 yaş altı çocuklardır. Ülkemiz halen kuduz yönünden endemik bir bölgedir. Ülkemizde yılda yaklaşık 250 bin kuduz riskli temas bildirimi yapılırken ortalama 1-2 kuduz vakası görülmektedir.” dedi.

Doç. Dr. Çelik şunları kaydetti:

"Tilki, kurt ve çakal teması daha yüksek kuduz riski taşırken, köpek teması kuduz bakımından orta düzeyde riske sahiptir, fakat dünyanın pek çok bölgesinde özellikle gelişmekte olan ülkelerde kuduz bulaşındaki en önemli aracılar köpeklerdir. Kuduz insan ve memeli hayvanların çoğunda ensefalit denilen beyin iltihabına sebebiyet vermektedir. Virüs merkezi sinir sistemini enfekte ettikten ve klinik belirtiler ortaya çıktıktan sonra kuduz vakalarının yüzde 100'ü ölümcüldür. Kuduz klinik bulguları geliştikten sonra özgün bir tedavisi yoktur. Dolayısıyla, hastalığın gelişmemesi için, gerekli görülen durumlarda temas sonrası korunma olabildiğince erken başlanmalıdır. Bazı durumlarda temas sonrası korunma gerekmeyebilir. Örneğin, fare, sıçan, sincap, hamster, kobay, gerbil, tavşan, yabani tavşan ısırıklarında, ülkemizde eve giren yarasaların ısırığı veya evde yarasa bulunması durumunda, soğukkanlı hayvanlar (yılan, kertenkele, kaplumbağa vb.) tarafından ısırılma durumunda, kümes hayvanları ısırıklarında, sağlam derinin yalanması, hayvana dokunma veya besleme, bilinen ve halen sağlam bir kedi veya köpek tarafından 10 günden daha önce ısırılma veya temas durumlarında kuduz proflaksisi (önleyici tedavi) gerekli değildir. Temas sonrası proflaksi gereken durumlarda iyi bir yara bakımı (yara yerinin derhal bol akarsuyla (basınçlı su veya hortum ucunun sıkılarak mümkün olduğu kadar jet akımın sağlanması şeklinde) ve sabunla iyice yıkanması), gerekli durumlarda antibiyotik tedavisi (hekimin uygun gördüğü durumlarda ve kısa süreli), tetanoz aşılanması, kuduz aşısı uygulaması ve kuduz immünglobulin uygulaması hayat kurtarıcı olabilir. Ayrıca temas öyküsü olan kişilerin kuduz aşı takvimindeki belirlenen tarihlerde aşılarını yaptırmaları son derece elzemdir”