İstanbul
Açık
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Meslekten ihraç edilen hakimin bireysel başvurusuna ret

Meslekten ihraç edilen hakimin bireysel başvurusuna ret

Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından OHAL kapsamında meslekten ihraç edilen hakimin yaptığı bireysel başvuruyu, açıkça dayanaktan yoksun buldu.

Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile meslekten ihraç edilen hakimin yaptığı bireysel başvuruyu, açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddetti.

Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, darbe girişimi sonrasında alınan tedbirler kapsamında, Fetullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile iltisak ve irtibatı sabit görülerek Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) 31 Ağustos 2016 tarihli kararı ile 667 sayılı KHK kapsamında meslekten çıkarılan Bursa 3. İdare Mahkemesi Hakimi Selçuk Özdemir, kararın kaldırılması için HSYK'ya başvurarak yeniden inceleme talebinde bulundu.

Özdemir'in talebi, HSYK Genel Kurulunun 29 Kasım 2016 tarihli kararıyla kabul edilemez bulundu.

Başvurusu reddedilen eski hakim Özdemir, 26 Eylül 2016'da Anayasa Mahkemesine "Silahlı terör örgütü üyesi olduğundan bahisle bir hakim hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiği" iddiasıyla bireysel başvuru yaptı.

Yüksek Mahkemenin, olağanüstü durumu oluşturan temel olayın 15 Temmuz 2016'daki darbe teşebbüsü olduğu belirtilen kararında, OHAL ilanına yönelik tespitler de yer aldı.

OHAL'in FETÖ ve terörden kaynaklanan tehdit ve tehlikenin bertaraf edilmesine yönelik olduğu ve Özdemir'in tutuklandığı tarihte Türkiye'de OHAL'in yürürlükte olduğu belirtilen kararda, şunlar kaydedildi:

"Soruşturma mercilerince, başvurucunun darbe teşebbüsü kapsamında bir suç işlediği ileri sürülmemekle birlikte başvurucuya yöneltilen ve tutuklama tedbirine konu olan suçlama, başvurucunun darbe teşebbüsünün arkasındaki yapılanma olduğu belirtilen FETÖ/PDY üyesi olması olduğu iddiasıdır. Dolayısıyla başvurucunun tutuklanmasına dayanak olan suçlamanın olağanüstü hal ilanını gerekli kılan olaylarla ilgili olduğu görülmektedir."

Özdemir'in, FETÖ/PDY üyesi olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesi uyarınca tutuklandığı kaydedilen kararda, tutukluluğun kanuni bir temeli olduğu vurgulandı.

Yüksek Mahkeme, Özdemir'in tutuklanmasının hukuki olmadığı iddiasında bir ihlalin bulunmadığından, başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle iddiaların kabul edilemez olduğuna oy birliğiyle karar verdi.