İstanbul
Parçalı bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi İstanbul Haberleri Boğaz midyesinde mikroplastik uyarısı

Boğaz midyesinde mikroplastik uyarısı

İstanbul Boğazı'nın Sarıyer bölgesinden alınan 30 farklı midye numunesinin yüzde 73'ünde mikroplastiğe rastlandı.

KAYNAK: DHA

Uzmanlar insan sağlığına zararlı olduğunu belirttikleri mikroplastiklerle ilgili uyarılarda bulundu. Aydın Üniversitesi Gıda Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr.Öğretim Üyesi Ayla Ünver Alçay, "Marmara Bölgesi ve özellikle Marmara Denizi'nden ve kirli yerlerden çıkan midyelerde, kontaminasyonun (bulaşma) ve mikroplastiğin daha fazla olacağını söyleyebiliriz" dedi. Midyeciler ise İstanbul'da daha çok Boğaz, Karadeniz ve çiftlik midyesinin satıldığını belirtirken; uzun süredir midyecilik yaptığını ifade eden Erdal Erdoğan, "Midye, kıyı tarafları daha kirli olduğu için kıyıda tutulmamalı, kıyıda tutulmadığı ve derinde tutulduğu sürece sorun olacağını düşünmüyoruz" şeklinde konuştu.

İstanbul Aydın Üniversitesi'nde gerçekleştirilen bir araştırmada, İstanbul Boğazı'nda Sarıyer bölgesinden alınan 30 farklı midye numunesinin yüzde 73'ünde mikroplastiğe rastlandı. Konuyla ilgili uyarıda bulunan uzmanlar, çevresel etkenler ve deniz kirliliği sebebiyle oluşan durum dolayısıyla; sevilen sokak lezzetlerinden de olan midyenin güvenilir noktalarda tüketilmesine dikkat edilmesi ve mümkün durumda; sanayileşme ve kentleşmenin daha az olduğu denizlerden temin edilen ürünlerin tercih edilmesi çağrısı yaptı. İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr.Öğretim Üyesi Ayla Ünver Alçay gerçekleştirilen doktora çalışması ile ilgili bilgi verdi.

"YÜZDE 73 GİBİ YÜKSEK BİR ORAN"

İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr.Öğretim Üyesi Ayla Ünver Alçay, "Doktora öğrencim Faruk Galyon bu çalışmayı gerçekleştirdi. Rumelikavağı'ndan, Sarıyer ve limandan işlem yapılmamış midye numuneleri alındı ve numuneler 30 gruba ayrıldı. Bu gruplarda mikroplastik olup olmadığı araştırıldı. Bu 30 grup numunenin 22 tanesinde yani yüzde 73 gibi yüksek bir oranda İstanbul Boğazı'ndan elde edilen midyelerde mikroplastik varlığını belirlemiş olduk. Bu midyelerin ve mikroplastiklerin; mikroskobik görüntülerini de elde ederek uluslararası bir dergide yayınladık." dedi.

"DENİZ KİRLİLİĞİ ARTTIKÇA MİKROPLASTİK ARTIYOR"

Ünver Alçay, "Daha önce başka bir Türk araştırmacının yine 2020 yılında yaptığı bir çalışma var. Midye dolmayla ilgili yaptığı bir araştırmada midye dolmada mikroplastik belirlemişlerdi. Yani midye dolmada da varlığını biliyoruz. Mikroplastikler de tabi çok değişik kaynaklardan gıdalara bulaşabiliyorlar. Her şeyden önce midyenin üretildiği ortam, deniz suyunun temiz olması gerekiyor. Temiz sulardan elde edilmesi gerekiyor. Bizim deniz kirliliğimiz arttıkça buradan elde edilen midyeler de tabi ki yüksek miktarda mikroplastik içerebiliyorlar. Onun dışında yine işleme esnasında; üretim esnasında hijyenik şartlara uyulmazsa oralarda da yine plastik kontaminasyonları ve diğer mikrobiyal kontaminasyonlar gerçekleşebiliyor. Üretim yeri bilinmeyen, son kullanma tarihi bilinmeyen ve uygun olmayan şartlarda. satılan midyeleri kesinlikle tüketmemek lazım ve buna karşı da tabi ki önlemler almak gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"MARMARA BÖLGESİ'NDE MİKROPLASTİK GÖRÜLMESİNİN FAZLA OLACAĞINI SÖYLEYEBİLİRİZ"

Ünver Alçay, "Tüketicilerin artık sokakta sepetlerin üzerinde satılan, camlı bölmelerde saatlerce bekletilerek satılan midyeleri kesinlikle tüketmemeleri gerekir. Şimdi çevresel kirliliğin yüksek olduğu yerlerde, özellikle şehirleşmenin çok olduğu, sanayileşmenin çok olduğu yerlerde tabi ki bu tür kontaminasyonlar yani bulaşmalar artacaktır. Yani İstanbul Boğazı'nda daha fazladır ya da şurada daha azdır demek için daha ayrıntılı çalışmalara ihtiyaç var. Yine geçmiş yıllarda yapılan başka bir araştırmacının çalışmasında İstanbul'da, İzmir'de, Bodrum'da ve Adana'dan mesela midyeler alınmış ve bu çalışmada en yüksek kirliliğin İstanbul'da olduğu görülmüş. En düşük de Bodrum'da belirlenmiş. Yani burada midyenin elde edildiği suyun, denizin temizliği çok önemli. Marmara Bölgesi özellikle Marmara Denizi'nden çıkan ve kirli yerlerden çıkan midyelerde kontaminasyonun (bulaşma) ve mikroplastiğin bir miktar daha fazla olabileceğini söyleyebiliriz." dedi.

"EN ÇOK POLİAMİD SAPTADIK"

Plastiklerin sağlığa zararlarına değinen Ünver Alçay, "Biz en çok poliamit türü olanını saptadık kendi çalışmamızda. Bu plastiklerin sağlık üzerine olan zararları zaten biliniyor. Sadece plastiğin kendisi zararlı değil. Plastiğin içerisine eklenmiş olan boya maddeleri, bazı toksik bileşenler, alerjik bileşenler de olabilir, bunların oksidatif strese yol açtığı, DNA hasarına yol açtığı, işte zehirleyici, toksik alerjik etkileri olduğu zaten biliniyor." şeklinde konuştu.

"BİRÇOK BELİRTİ BİR ÇOK SAĞLIK ZARARI ORTAYA ÇIKABİLİR"

Ünver Alçay, "Bir de mikroplastikle ilgili deney hayvanlarıyla ilgili yapılmış çalışmalar var. Bu çalışmalardan da çok farklı sonuçlar alındığını görüyoruz. Mesela karaciğerde lipit metabolizmasını bozduğu, böbrek dokusuna zarar verdiği, bağışıklığı düşürdüğü, lekosit lenfosit sayılarında düşüşlere neden olduğu, yine spermetoz sayısını azalttığı yani üremeyle ilgili bazı fonksiyonları işte hormonal bazı değişikliklere yol açtığı, testosteron düzeyini düşürdüğü gibi şeyler var. İşte, bağırsak florasında, mikrobiyotasında bozukluklara yol açtığı, bağırsak iç bariyerini bozduğu, metabolik bilişsel birçok zararı belirlenmiş durumda. Tabi yeni bir konu olduğu için insan deneylerinin de yapılması lazım. Mesela sirozlu hastalarda, karaciğer sirozu olanlarda, karaciğer dokusunda sağlıklı kişilere göre daha fazla mikro plastik olduğu belirlenmiş. Yine, anne sütünde mikroplastikler belirlenmiş. Deney hayvanlarında; gebe olan deney hayvanlarında yavruda fetüste, dokularda akciğerde, beyinde, karaciğer gibi kalp gibi hayati organlarda da mikroplastikler belirlenmiş. Bu da anneden yavruya olan bir geçiş olduğunu da bize gösteriyor. O yüzden; yani çok farklı mikroplastiğin türüne, dozuna içeriğine göre değişen, maruz kalma süresine göre değişen birçok belirti ortaya çıkabilir, sağlık zararı ortaya çıkabilir." dedi.

"MİDYENİN MENŞEİNİ SORABİLİRLER"

Tüketiciye önerilerilerde bulunan Ünver Alçay, "Tabi ki, midyenin menşeini sorabilirler, sormaları gerekebilir. Onun dışında aslında öncelikli olarak bir kere temiz, hijyenik bir ortamda sunuluyor mu? Buna bakmaları lazım. Yani üretim ve satış şartları da çok önemli her ne kadar temiz denizlerden elde edilmesi, menşei çok önemliyse de hangi şartlarda üretildiği, zaman zaman basına yansıyan çok kötü görüntüler görüyoruz midyelerin üretim şartlarıyla ilgili. Yani, bu tür yerlerde üretilmiş midye ne kadar temiz bir midye olursa olsun zaten sağlıksız olacak." diye konuştu.

"KIYIDA DEĞİL DERİNDE TUTULURSA SORUN YOK"

Midyeciler ise herhangi bir problem olmadığını savundu, uzun süredir midyecilik yaptığını ifade eden Erdal Erdoğan, "Herkes bir şey çıkarıyor. Midye, kıyı tarafları daha kirli olduğu için kıyıda tutulmamalı, kıyıda tutulmadığı ve derinde tutulduğu sürece sorun olacağını düşünmüyoruz ö şeklinde konuştu. Bir başka midyeci Sefa Doğan ise, "Boğaz midyesi de Karadeniz midyesi de gidiyor. Kirlilik diye bir şey yok, müsilaj da dediler zamanında. Millet önüne geleni söylüyor yok kirlilik yok şu bu var. Hiçbir şey yok yani" dedi.

Boğaz midyesinde mikroplastik uyarısı

Boğaz midyesinde mikroplastik uyarısı