İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi İstanbul Haberleri Kemal Kılıçdaroğlu: Sarayda bir kanun teklifi hazırlamışlar, nasıl bir felaket olduğunun farkında değiller

Kemal Kılıçdaroğlu: Sarayda bir kanun teklifi hazırlamışlar, nasıl bir felaket olduğunun farkında değiller

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşuyor.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Gazeteciler özgürce yazsın, demokrasi olsun istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsun istiyoruz. Her alın terinin değerli olduğunun kabul edilmesini istiyoruz. Herkes kazansın istiyoruz. 

Yargıya bakıyorsunuz adaleti dağıtmaktan uzak, yönetime bakıyorsunuz ne yaptığı belli değil. Saraya bakıyorsunuz ayrı havalarda. Halka gidiyorsunuz dünya kadar şikayet duyuyorsunuz. Yönetim ve halk arasında büyük bir uçurum var şu anda. Saray ne yaptığını bilmiyor, halk ise perişan vaziyette. Çıkış noktası, açık ve net söylüyorum, Türkiye'nin bu bataktan çıkış noktasının tek adresi var, Cumhuriyet Halk Partisi! 

Herkesin iş güç sahibi olduğu bir Türkiye'yi inşa eden bir yönetim gelecek. 

Söz veriyorum, bu görevi ya yapacağız, ya yapacağız! 

Yasama, yargı, yürütme kuvvetler ayrılığı. Şimdi kuvvetler birliği var. Her şey ona bağlı.

Bir sansür kanunu teklifi getirmişler. Vermişler milletvekilinin eline, sarayda hazırlanmış. Atıyorlar altına imzayı. Nasıl bir felaket olduğunun farkında değiller. 'Efendim kimse sarayı eleştirmesin, AKP'yi, MHP'yi eleştirmesin. Herkesin ağzına bant çekelim dünyayı güllük gülistanlık gösterelim millete.' Sanıyorlar ki bu millet bunu yutacak. 

Adaletsizliğin tarihini yazmak isteyenler önce Silivri'ye bakacaktır. Bir ara Nazi'lerin toplama kampı gibiydi orası. Ya ülkenin genelkurmay başkanını bile terörist diye içeri aldılar. O zaman Silivri'ye gittiğimde 'Burası toplama kampı gibi' demiştim. 

Basın özgürlüğü, ülkeyi sağlıklı yöneten bir idarenin vazgeçilmez bir koşuludur aslında. Düşünün, biz ülkeyi yönettiğimizde mecra özgürlüğü olacak, herkes istediğini yazacak. Bizi arzu ettikleri gibi eleştirebilecekler. Biz eleştiriden ders almasını bilen bir gelenekten geliyoruz. 

Özgür medyanın olmadığı yerde demokrasi olmaz, düşünce özgürlüğü olmaz. Bunlara yasak getirmeye çalışıyorlar, beyler rahatsız oluyor. İstediğiniz kadar rahatsız olun biz inandığımız yolda yürüyeceğiz ve devam edeceğiz. Herkesin bunu bilmesini isterim. Diyorlar ki, 'Bu teklif yasalaştığında basın özgürlüğü daha da güçlenecek.' Bunu söylüyorlarsa tam aksini yapıyorlar demektir. Malum, 'sistem değişiyor' dediklerinde de 'parlamento daha güçlü olacak' demişlerdi. Buyrun parlamentoya bakın, bakanlar bile gelmiyor. Bir soru önergesine bile cevap vermiyorlar. Burası sadece 600 kişinin aylık aldığı, saraydan gelen kanun tekliflerine ise el kaldırıp indiren 19 Mayıs hareketlerinin yapıldığı, muhalefetin de inadına muhalefet ettiği yanlışı dile getirdiği bir kuruma dönüştü. Bir başkan var TBMM Başkanı var ama o da vesayet altında. 

Bilmeleri gereken bir şey var iyi niyetle ifade edeyim. En güçlü gazete fısıltı gazetesi. 'Yazmayın' dediğinizde fısıltı gazetesinden daha güçlüsü yoktur. 


PINAR GÜLTEKİN DAVASI

Pınar Gültekin davasında yargıç 'haksız tahrik' indirimi sağladı. Müebbeti 23 yıla indirdi. Hangi vicdan, hangi ahlak kabul eder bunu? Kadınların susmaması lazım. 

Bir devletin itibarı, saygınlığı vardır. Devletin şerefini, onurunu koruyacak olan yönetimdir, yönetenlerdir. Eğer İstanbul'da Suudi Konsolosluğu'nda bir cinayet işleniyorsa o cinayetin bütün ayrıntılarını sorgulamak ve halkla paylaşmak Türkiye Cumhuriyeti devletinin görevidir. Eğer siz para uğruna, dilencilik yapıp gidiyorsunuz birilerinden para istemeye, tutuyorsunuz Türkiye'de görülmekte olan bir davayı birilerinin talebi üzerine para uğruna Suudi Arabistan'a veriyorsunuz. 

Vicdan sahibi olan herkese sormak isterim. Para uğruna bu ülkenin itibarını satan adama ne denir bu ülkede? 

Sandığa gideceğiz, ben bunların tamamını emekli edeceğim söz veriyorum. 

Beyefendi o kadar yüksekten atıyor ki, 'Suudi Arabistan belgeleri almak istedi. Belgeleri dinletiriz ama vermeyiz. Verelim de ondan sonra bunları yok mu edeceksiniz' dedi. Verdiler. 

Türkiye Cumhuriyeti devletinin başındaki kişi, cinayet emrini veren katille kucaklaşacak. 

O nedenle kardeşlerime sesleniyorum. Artık dur demenin zamanı. Yerde bırakılan bir Türkiye değil, ayağa kalkan, şerefli, onurlu bir Türkiye istiyorum. Onurumuzu ayaklar altına aldılar. 

Ayrıntılar geliyor...