Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Açık
27°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Yeni Birlik Gazetesi İstanbul Haberleri Osmanlı mimarisi Bahçelievler'de

Osmanlı mimarisi Bahçelievler'de

Hayırsever iş insanı tarafından anne-babası adına Bahçelievler'de yaptırılan Zeyneti Mustafa Camisi, Osmanlı mimarisine uygun olarak geleneksel yöntemler ve malzemelerle inşa ediliyor.

İstanbul Haberleri
KAYNAK: AA

İş insanı Şahabettin Uygun'un anne ve babasının ismini taşıyan, yapımına geçen yıl başlanan ve kısa zamanda tamamlanarak ibadete açılması beklenen Zeyneti Mustafa Camisi, geleneksel yöntemlerle inşa ediliyor. 16'ncı ve 17'nci yüzyıldaki Osmanlı mimarisinden esinlenerek yapımı devam eden camide, horasan harcı, küfeki taşı, almaşık örgü ve ahşap hatıllar kullanılıyor.

Şahabettin Uygun'un torunu Erhan Özkul, AA muhabirine, bölgede camiye ihtiyaç duyulduğunu, sanayi bölgesi olduğu için özellikle cuma namazlarında sıkıntı yaşandığını söyledi.

Yakında cami bulunmadığını aktaran Özkul, "Biz de, 'Belediye Başkanımızla görüşelim. Müsaade ederse biz de böyle bir yapıya başlayalım' diye karar verdik. Cami hayırsever dedemin babası Mustafa ve annesi Zeyneti'nin ismini taşıyor." dedi.

Geleneksel malzemelerle klasik 16. yüzyıl camisi

Caminin yapım süreci hakkında bilgi veren mimar Serkan Akın ise camiyi klasik 16. yüzyıl detaylarıyla tasarladıklarını ve geleneksel malzemelerle inşa sürecini sürdürdüklerini anlattı.

İnşaatta küfeki taşı, almaşık örgü, kesme taş, ahşap hatıllar, paslanmaz metal kenetler, kurşun zıvanalar ve asma makas kullanıldığını belirten Akın, tamamıyla geleneksel malzemeler, detaylar ve tekniklerle çalışma yapıldığını aktardı.

Mimar Akın, 16'ncı ve 17'nci yüzyıllarda Osmanlı'da mahalle içlerinde yapılan ahşap çatılı camilere "sakıflı cami" denildiğini dile getirerek, bu camiye de "sakıflı cami" denilebileceğini kaydetti.

Temelinde 1000 ton malzeme kullanıldı

Caminin benzerlerinin ortalama saçak yüksekliğinin 5 metre civarında olduğunu ancak kendilerinin 7 metre yüksekliğinde tasarım yaptıklarını belirten Akın, "Minaremizin yüksekliği 18 metre, mahya yüksekliğimiz de 10 metre. Camimizde aynı anda 450 kişi namaz kılabilecek durumda. Camide kullandığımız küfeki taşı Pınarhisar'dan geliyor. Klasik inşaatlarda kullandığımız taştır. Tuğla ve horasan harcıyla birlikte toplam 1630 ton malzeme kullandık. 1630 tonun 1000 tondan fazlasını temelde kullandık. Çünkü, camiyi yaptığımız zemin, çok sağlam bir zemin değildi. Dolayısıyla 4 metre aşağıya kadar inip, yaklaşık 2 metre yüksekliğinde indiğimiz kanal olarak yığma bir mütemadi temel yaptık. Bunu doldurduk. Ondan sonra da örgü şeklinde temelimizi örmüş olduk." ifadelerini kullandı.

Akın, caminin inşaatını 1,5-2 ay içinde bitirmeye çalıştıklarını söyledi.

Aynı teknikle yapılan camileri hatırlatan Akın, Zeyneti Mustafa Camisi'nin, uzun süre sonra geleneksel tekniklerle yapılan ilk cami olduğunu anlattı.

Mimar Akın, geleneksel inşa teknikleri ve malzemelerin kullanılmasının efektif ve sürdürülebilir olduğunun dünya tarafından yıllar önce kabul gördüğünü dile getirerek, bir yapının geleneksel teknik ve malzemelerle betonarmeden daha ucuza yapılacağını kaydetti.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *