İstanbul
Açık
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi İstanbul Haberleri Oyuncu Yurdaer Okur, 'Küçük Prens' eserini, tiyatro ve kum sanatıyla birleştirdi

Oyuncu Yurdaer Okur, 'Küçük Prens' eserini, tiyatro ve kum sanatıyla birleştirdi

Sinema ve tiyatro oyuncusu Yurdaer Okur'un sesi ile birçok karaktere hayat verdiği "Küçük Prens"in unutulmaz hikayesi, kum sanatı ressamı Ramazan Yurttepe'nin canlı performansı ve Merve Öztoprak Kantarcı'nın anlatımıyla sahneye taşınıyor

KAYNAK: AA

Yönetmenliğini de Okur'un üstlendiği oyunda, dış seslendirmeleri usta oyuncunun eşi Dilara Yalçın Okur ile kızı Suzi Nar Okur yapıyor.

Entropi Sahne'de prömiyeri gerçekleştirilen oyuna dair AA muhabirine açıklamada bulunan Yurdaer Okur, çocukken okuduğu Küçük Prens kitabından çok etkilendiğini dile getirdi.

Okur, kitaptan sorumluluk alma, sevgi ve şefkat gibi birçok değeri de öğrendiğini belirterek, "Çağımız çok hızlı ilerlediği için bazı değerler unutuluyor maalesef. Ramazan Yumrutepe ile tanıştıktan sonra bir proje yapmak istedim. Tiyatroyla nasıl birleştiririz bu kum sanatını dedim. Sonra Küçük Prens aklıma geldi." dedi.

Küçük Prens'in aslında insanın kendini arayış hikayesi olduğuna dikkati çeken Okur, "Kuma hayat vermek bana çok ilginç gelmişti. Ramazan'la tanıştıktan sonra tabii birçok görsel izledik. Gerçekten çok büyülü bir atmosfer yarattığını gördüm. 'Bu büyülü atmosferi tiyatroyla nasıl buluşturabiliriz?' diye bir düşünce gelişti. Sonra Küçük Prens'in çok uygun olduğunu düşündüm. Küçük Prens'teki karakterlerin kumla hayat bulması, atmosferin kumla karşımıza çıkması çok büyülü oldu. Ben büyülendim. İnsanlar da büyülensin istiyorum." diye konuştu.

"Herkesin mutlu olabileceği bir dünyada olduğumuzu bizlere hatırlatıyor"

Çölde geçen bir hikayeyi kumla anlattıklarına işaret eden Okur, şu bilgileri verdi:

"Bütün karakterler kumla hayat buluyor. Merve Öztoprak'ın anlatımıyla da basit ama bir o kadar da etkili bir eser ortaya çıkmış oldu. Kuma elleriyle şekil veren Yumrutepe, ekranda dekorumuzu da canlandırıyor aslında. Biz de onun üstüne hikayeyi anlatıyoruz. Küçük Prens'in kendini bulma yolculuğunda, karşısına çıkan birtakım yetişkinler var. Varoluşsal sorunlar yaşayan, mutsuz, yalnız, sorunlu, günümüzdeki gibi yetişkinler var. Çok güzel sorularla onları tanımaya çalışıyoruz. Aslında hayatın ne kadar basit olduğunu ve herkesin mutlu olabileceği bir dünyada olduğumuzu bizlere hatırlatıyor. Bu anlamda iyi bir eser oldu. Bir de 7'den 70'e herkesin izleyebildiği bir eser oldu. Bu anlamda çok mutluyuz. İnsanlar çocuklarıyla gelip 50 dakika boyunca izleyip, buradan mutlu ayrılabilir. Sadece çocuklara yönelik bir oyun değil."

Okur, hikayede tamamen kitaba sadık kaldıklarına dikkati çekerek, "Biraz kısaltmamız gerekiyordu. Bu yüzden bazı tiratları azalttık. Oyunu 50 dakikaya düşürdük. Bizim için yeterli oldu. Bu anlamda içime sinen bir uyarlama oldu." değerlendirmesinde bulundu.

"Oyunun bütün Türkiye'yi gezmesini istiyorum"

Eşi ile kızının da seslendirmeleriyle oyunda yer aldığını aktaran Okur, şunları kaydetti:

"Çok mutluyum. Nar, şu an 12 yaşında. Sanırım 9 yaşında sesleri almıştık. Bir çocuğun sesini duymak Küçük Prens'te bambaşka bir etki yaratıyor. Tabii kendi kızınız olunca daha da etkileniyorsunuz. Karşılıklı sahnemiz de oluyor. Tilkiyle olan sahne mesela. Orada onunla çok gurur duydum. Çünkü ilk kez bir tiyatro eserinde yan yana olmasak da seslerimizle katkı sağlamış olduk. Onun adına çok heyecanlıyım."

Yurdaer Okur, izleyicilerden iyi geri dönüşler aldıklarını söyleyerek, "Bir iki gösteride çocuklara workshop niteliğinde bir çalışma da yaptık. Etkilendikleri şeyi yapmak istiyorlar. Çocukların bu masaya gelip kuma dokunması, bir şeyler yaratması ve bunu karşıdan izlemesi çok büyük bir etki yaratıyor. Unutamayacakları bir an oluyor. Bu anlamda ileride bazı oyunlarda interaktif bir durum olabilir." dedi.

Oyunu tüm Türkiye'de sahnelemek istediğini kaydeden Okur, "Sadece İstanbul'da değil, Ankara, Eskişehir, Bursa, Trabzon, Ordu, Samsun, Kars, Ağrı, Ege, İzmir, Manisa, Uşak ve mümkün olan her yere gideceğiz. Bu sene öyle bir kararlılığımız var. Küçük Prens'in dünyasını hem çocuklar hem de yetişkinlerle paylaşacağız. İzleyiciler burada hem işitsel hem görsel anlamda bir performansla karşı karşıya kalıyor. İnsanları yalnızlığın içinde, aslında hayal dünyalarında gezdiriyoruz. Anlatılan birçok figür hayatımızda tanıdığımız birilerine benziyor. Biz bunu kendi hayalimizde canlandırabiliyoruz. İnsanların hayal dünyasını genişletmeye yönelik bir çalışma." ifadelerini kullandı.

Küçük Prens oyunu 19 Ekim'de Kartal Sanat Tiyatrosu'nda sanatseverlerle buluşacak.