Osmanlı’nın Torunu: Kenize Murad’ın Kökeni
15 Haziran 1940’ta Paris’te dünyaya gelen Kenize Murad, Osmanlı hanedanına mensup bir ailenin çocuğu olarak doğdu.
- Annesi: Sultan V. Murad’ın torunu Selma Rauf Hanımsultan
- Babası: Hindistan’ın Kotwara Yasama Meclisi üyelerinden Sacid Hüseyin Ali Bey
Osmanlı hanedan üyeleri 1924’te Türkiye’den sürgün edilince, Selma Hanımsultan önce Beyrut’a, ardından Paris’e gitti. Avrupa’da yalnız kalan hanedan üyelerinden biri olan Selma, Hintli bir prensle evlendi ve Kenize Murad dünyaya geldi.
Ancak, bu mutlu tablo kısa sürdü. Kenize henüz iki yaşındayken annesi Selma Hanımsultan, Paris’te trajik bir şekilde hayatını kaybetti.

Saraydan Sürgüne: Kenize Murad’ın Çocukluk Yılları
Annesinin ölümünden sonra Kenize Murad, Fransız bir aile tarafından büyütüldü.
- Osmanlı köklerine ve Hintli babasına dair hiçbir şey bilmeden büyüdü.
- Türkçeyi öğrenemedi, çünkü onu yetiştiren aile Fransızdı.
- Gerçek kimliğini öğrenmesi yıllar sürdü.
Ancak içindeki aidiyet duygusu, büyüdükçe onu köklerini araştırmaya itti. Babasıyla ilk kez 21 yaşında tanıştı.
Gençlik Yılları ve Hayatta Kalma Mücadelesi
Paris’te büyüyen Kenize Murad, gençlik yıllarında hayatta kalmak için birçok farklı işte çalışmak zorunda kaldı.
- Hosteslik yaptı.
- Çocuk bakıcılığı yaptı.
- Operada bilet sattı.
Bir yandan yaşam mücadelesi verirken, diğer yandan eğitimini tamamladı ve gazeteciliğe adım attı.
Gazetecilik Kariyeri: Savaş Muhabirliği ve Ortadoğu
Kenize Murad, üniversite eğitimini tamamladıktan sonra gazeteciliğe başladı.
- Fransız dergilerinde Ortadoğu muhabiri olarak çalıştı.
- Bangladeş, Pakistan, İran ve Lübnan gibi ülkelerde gazetecilik yaptı.
- 1982’de Beyrut kuşatması sırasında üç ay boyunca Lübnan’da kaldı.
- İran Devrimi’ni yerinde takip eden az sayıda Batılı gazeteciden biri oldu.
Savaş muhabirliği kariyeri, onun hem tarihsel olayları yakından gözlemlemesini sağladı hem de ileride yazacağı kitapların temelini oluşturdu.
Kenize Murad’ın Kitapları: Tarihi Romanlarla Geçmişe Yolculuk
Kenize Murad, gazetecilik kariyerinin ardından yazarlığa yöneldi ve sürgün hayatı yaşayan Osmanlı hanedanı hakkında önemli eserler kaleme aldı.
1. Saraydan Sürgüne (De la part de la princesse morte) – 1987
Bu roman, Kenize Murad’ın annesinin hayat hikayesini anlatıyor.
- Osmanlı’nın çöküş dönemi, hanedanın sürgüne gönderilmesi, Selma Hanımsultan’ın yaşam mücadelesi ve Paris’te trajik ölümü, bu romanda anlatılıyor.
- 42 ülkede yayımlandı ve 30’dan fazla dile çevrildi.
- Dünyada en çok satan kitaplar arasına girdi.
2. Badalpur Bahçesi (Le Jardin de Badalpur) – 1998
- Kenize Murad, bu kitapta kendi yaşam öyküsünü ele alıyor.
- Annesinin ölümünden sonra yaşadığı kimlik bunalımı, Fransa’da büyüme süreci, babasını arayışı ve Osmanlı geçmişine dair hisleri anlatılıyor.
3. Toprağımızın Kokusu (Le parfum de notre terre) – 2003
- Bu eser, İsrail-Filistin çatışmasını ele alan bir araştırma kitabı.
- Hem Filistinli hem de İsrailli insanların yaşadığı dramı anlatıyor.
Kenize Murad Kiminle Evli? Çocukları Kimler?
Kenize Murad, özel hayatını gözlerden uzak tutan bir isim.
- Evliliği ve çocukları hakkında kamuoyuna yansıyan bir bilgi bulunmamaktadır.
- Hayatını daha çok Osmanlı hanedanının geçmişini anlatmaya ve gazeteciliğe adamıştır.
Kenize Murad Nerede Yaşıyor?
Kenize Murad, Paris’te yaşamaktadır.
- Fransa vatandaşlığına sahiptir.
- Ancak kökleriyle bağını hiçbir zaman koparmamış, sık sık Türkiye’yi ziyaret etmiştir.
2010 ve 2011 yıllarında Tarihin Arka Odası adlı televizyon programına katılmış ve kendi yaşam hikayesini, Osmanlı hanedanına dair anıları ve görüşlerini paylaşmıştır.
Sonuç: Kenize Murad’ın Mirası ve Önemi
Kenize Murad, Osmanlı hanedanından gelen son isimlerden biri olarak tarihe tanıklık eden önemli bir figürdür.
- Annesinin trajik sürgün hikayesini dünyaya duyurdu.
- Ortadoğu’daki savaşlara tanıklık etti ve gazeteci olarak büyük başarılar elde etti.
- Osmanlı’nın son dönemlerini edebi bir dille anlatan eserler kaleme aldı.
- Eserleri, farklı kültürlerden milyonlarca insan tarafından okundu ve beğenildi.
Bugün 84 yaşında olan Kenize Murad, hala tarihe ışık tutan bir yazar ve gazeteci olarak saygıyla anılmaktadır.
Onun kaleminden Osmanlı’nın sürgündeki son hikayelerine tanıklık etmek, tarihin unutulmuş sayfalarını yeniden okumak gibidir.