Türk sinema dünyasında kendine has tarzıyla önemli bir yer edinen Sinan Çetin, yönetmen, yapımcı ve aktör kimliğiyle yıllardır sektörde iz bırakmaya devam ediyor. 1 Mart 1953'te Van’ın Bahçesaray ilçesinde doğan Çetin, kariyerine sanat tarihi eğitimiyle başlamış ve ardından Türk sinemasının usta yönetmenleriyle çalışarak kendisini geliştirmiştir. Bugüne kadar pek çok unutulmaz yapıma imza atan Çetin, sinema sektörünün yanı sıra reklam, dizi ve müzik klipleri alanında da etkili projeler üretmiştir.
Sanat Hayatına İlk Adımlar ve Sinema Kariyeri
Sinan Çetin, Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nden mezun olduktan sonra sinema dünyasına 1975 yılında adım attı. Usta yönetmen Zeki Ökten'in "Hanzo" filminde asistanlık yaparak sektöre giriş yapan Çetin, ilerleyen yıllarda Türk sinemasının dev isimlerinden Şerif Gören ve Atıf Yılmaz gibi yönetmenlerle çalışarak deneyim kazandı.
1980 yılında ilk uzun metrajlı filmi "Bir Günün Hikayesi"ni yönetti. Bu filmle sinema dünyasında adını duyurmaya başlayan Çetin, sonraki yıllarda yönettiği filmlerle büyük ilgi topladı. 1982 yılında çektiği "Çiçek Abbas", samimi ve doğal anlatımıyla büyük bir beğeni kazandı. Aynı yıl "Çirkinler de Sever" filmiyle de komedi türüne adım attı.
1985'te yönettiği "14 Numara", toplumdaki kadın sorunlarını ele alan çarpıcı bir dram olarak dikkat çekti. 1986 yapımı "Prenses", 1993’te çektiği ve uluslararası başarıya ulaşan "Berlin in Berlin", 1995 yapımı "Bay E", 1999’da büyük yankı uyandıran "Propaganda" ve 2001’de vizyona giren "Komser Şekspir", yönetmenin en bilinen yapımları arasında yer aldı.
Özellikle "Berlin in Berlin", Türk sinemasının uluslararası alanda tanınmasını sağlayan önemli bir yapım oldu. Film, Hülya Avşar'a Moskova Uluslararası Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazandırdı ve büyük beğeni topladı.
Plato Film ve Televizyon Dünyasındaki Etkisi
Sinan Çetin, sadece sinema filmleriyle değil, televizyon ve reklamcılık alanında da önemli işlere imza attı. Plato Film adlı yapım şirketini kurarak, Türkiye'deki reklam sektörüne yeni bir soluk getirdi. Yapım şirketi aracılığıyla birçok televizyon dizisi, reklam filmi ve müzik klibine imza atan Çetin, farklı mecralarda da başarılı projeler ortaya koydu.
Çetin, özellikle özgün sinema dili, toplumsal eleştirileri ve cesur sahne anlayışıyla kendisini diğer yönetmenlerden farklı bir noktaya konumlandırmayı başardı. Sinema anlayışında geleneksel kalıplardan sıyrılarak modern anlatım tekniklerine yönelen yönetmen, izleyiciye farklı pencereler sunmayı hedefledi.
Kökleri ve Ailesi
Anne tarafından Azeri, baba tarafından ise Gürcü asıllı olan Sinan Çetin, sanata olan ilgisini farklı kültürlerden beslenen geçmişine borçlu olduğunu ifade etmektedir. Uzun yıllardır sinema sektöründe üretmeye devam eden usta yönetmen, Türkiye'de özgün yönetmenlerden biri olarak anılmaktadır.
Aile Trajedisi: Rüzgar Çetin Olayı
Sinan Çetin’in ismi, oğlu Rüzgar Çetin’in 2016 yılında karıştığı trajik bir olayla da gündeme geldi. İstanbul’da meydana gelen bir trafik kazasında, polis memuru İsmet Fatih Alagöz’ün hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olay, uzun süre kamuoyunun gündeminde yer aldı. Kazanın ardından tutuklanan Rüzgar Çetin, mahkemede görülen dava sonucunda belirli bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Ancak, olayın etkileri kamuoyunda uzun süre tartışılmaya devam etti.
Sinan Çetin ve Türk Sinemasındaki Yeri
Yıllar içinde Türk sinemasının en özgün isimlerinden biri olarak öne çıkan Sinan Çetin, hem yönetmen hem de yapımcı kimliğiyle sektöre büyük katkılarda bulunmuştur. Berlin in Berlin ve Propaganda gibi filmleriyle uluslararası arenada da ses getiren yönetmen, bağımsız yapımları ve özgün anlatımıyla Türk sinema tarihinde önemli bir yere sahiptir.
neden ifade verdi?
Yönetmen Sinan Çetin'in Sarıyer'deki arazisine kaçak yapı inşa ettirdiği iddialarıyla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, İstanbul Adliyesi'nde ifadesi alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Sinan Çetin hakkında "Boğaziçi İmar Yasası'na Aykırılık" ve "İmar Kirliliğine Neden Olma" suçlarından soruşturma başlatmıştı. Çetin, şüpheli sıfatıyla Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek ifadesini verdi. İfadesinin ardından adliyeden ayrılan Çetin, gazetecilerin soruları üzerine "Bu kadar saçma bir şey görmedim" şeklinde bir açıklama yaptı.