İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

İKİ YÜREKTEN DEVLETE MEKTUP VAR

YAYINLAMA:

Hayat ne çok şeyi alır ve verir bize... Bazen bir bebeğin çığlığı ile duvarlar çınlarken bazen de hemen o duvarın diğer tarafında geride kalanları tarumar eden acı dolu kayıplar yaşanır!


Güneydoğu’nun ‘uzaklara hapsedilen ne çok umudu varmış’ gelen her yeni gün ile çok daha iyi anlıyoruz!
Bilhassa gençlerimizin ve çocuklarımızın girdikleri her ortamda ürkek, mahcup, eksik, boynu bükük duruşları meğer hep bu sebeptenmiş! Sebebini bilmeden meğer hep bu sebepten uzaklara dalarmış çocuklarımızın gözleri!

Gasp edilen umutlarının farkında değildi pek çoğu. Çünkü iyiyi hiç görmemişlerdi, bilmiyorlardı ve yoksunluklar bölgeye has bir durum olarak benimsetilmişti!

“İyi şeyler bölge dışında olur hadi göç edelim” mantığıyla ne çok genç hiç düşünmeden yollara koyuldu boynu bükük bir şekilde.
İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Antalya, Almanya...

Neden mi bunları anlatıyorum hemen söyleyeyim. Geçtiğimiz günlerde yüreğimi gözyaşı sağanaklarına maruz bırakan iki mektubun görüntüsü bana iletildi. Güneydoğu’mun iki fidanı öyle değerli cümleleri aktarmışlardı ki görmeniz lazım.
Kavuştukları huzurlu ve güvenli ortam için teşekkür edip asker abilerini ve vali amcalarını okullarına davet ediyorlardı.
Üstelik mektubu yazan çocuklardan birinin aile fertleri terör örgütü tarafından kandırılıp kaçırılmış!

O çocuk içindeki acının bilinci ile şunu yazmıştı; “biliyoruz sizin de abileriniz, ablalarınız, anneniz, babanız, çocuklarınız bizim sevdiklerimiz gibi yanınızda değil! Sizi en kısa zamanda okulumuza bekliyoruz...”

Diğer çocuk da askerlere ve valilerine olan sevgisini “sizi çok seviyorum İstiklal Marşı’nı sizin için yazdım” diyerek gösteriyordu.

Öyle ya asker ve vali eşittir “Devlet” çünkü onların minik bedenlerinin içindeki kocaman ve cesur yüreklerinde. Sık sık dile getirdiğim bir gerçek bu mektuplar ile yeniden karşıma çıkmıştı... “Güneydoğu’nun son süreçte siyasilere olan sırt dönmelerinin aksine asker, polis, vali, jandarma kadrolarına olan sevgisi zirvede” cümlemi bu vesile ile bir kez daha zikretmiş oldum.
Yani özetle Siyaset OUT Devlet İN!
Bu sevgi sebepsiz değil elbette. Bölgenin son yıllarda kavuştuğu hizmet, huzur, güven, düzen ortamını her nefeste solumak mümkün.

Geçmişin gözleri hüzünle uzaklara dalan, boynu bükük, umutları yetim, dili lâl, yoksunluklar sebebiyle boy verdikçe bölgesinden göç eden çocukları artık ellerine kalem alıp askerini ve valisini köyüne, okuluna, evine davet ediyor...

Bu yaşta belki de adını dahi bilmedikleri empati duygusunu derinden yaşayan bu çocukları taaa alınlarının ortasından öpmek gerekiyor....

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...