İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

HORON HER YERDE OYNANMAZ!

YAYINLAMA:

Bu anonim danslar sadece ülkemizin idari sınırların içerisinde kalmayıp, kimi geleneksel danslarımız ülke coğrafyamızın dışına çıkar. Ülkemizin halk dansları dünyanın en ilgi çekici halk dansları arasındadır. Tarih öncesinden günümüze birçok uygarlığı barındırmış olan Anadolu’daki kültür bileşimi halk danslarımız alanında da görülür.

Türk halk dansları

Ülkemizin halk dansları tür, karakter, figür, koreografik yapı, içerik, ritim, giysi vb açılarından büyük bir zenginliğe ve çeşitliliğe sahiptir. Türk halk danslarını bazı halkbilimciler altı bölgeye ayırmışlardır. Bunlar;

‘Halay Bölgesi’ olarak isimlendirilen; Hakkâri-Çankırı-Adana üçgeni,

‘Bar Bölgesi’ olarak isimlendirilen; Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu,

‘Horon Bölgesi’ olarak isimlendirilen; Doğu Karadeniz,

‘Kaşık Bölgesi’ olarak isimlendirilen; Eskişehir, Konya, Mersin, Antalya, Niğde, Kırşehir,

‘Zeybek Bölgesi’ olarak isimlendirilen; Ege ve Güneybatı Anadolu ve

‘Hora Bölgesi’ olarak isimlendirilen Trakya’dır.

Horon Yöresi

Doğu Karadeniz’deki halk dansları ‘Horon Yöresi’ içinde yer alır. Horon adı ‘topluluk, yığın’ anlamına gelir. Antik Yunancada Horos ‘dans’ anlamındadır. Horos kelimesi Xenofon’un kaleme aldığı Anabasis’te (Anabasis kitabı dilimize ‘Onbinlerin Dönüşü’ olarak çevrildi) dans anlamında geçmesinin yanı sıra aynı kelime ‘dansçı’, ‘şarkıcı topluluğu’ anlamına da gelmektedir. Doğu Karadeniz ve Kafkasya’da, horonun ilkel dinler döneminde dinsel ayinlere dayandığı bilinmektedir. Bu dönemlerde yapılan her eylemde tanrıların rızasının alınması için ayinler yapılarak ilahiler eşliğinde de oyunlar oynanırdı. Bu oyunlara genel anlamda ‘Oğoronu’ denirdi. Bu kelime günümüzde de hala Lazlar arasında kullanılmaktadır.

Oğoronu=oyun,

Viğoronam=oynuyorum,

İğoroni=oyna,

Viğoronat=oynayalım

Bu arada hiçbir Lazca kelime sessiz harfle bitmez (örnek; Batum değil, Batumi).

Halk dansları ritüel özellik taşır

Halk danslarının dinsel özellik taşıması, Anadolu, Mezopotamya ve Kafkasya’da hatta tüm Orta Asya’da yaşayan halklara dair ortak bir durumdur. Halk oyunları, görsel ve işitsel mirasımızdan olup, toplumun sosyal hayatının ve kültür zenginliğinin bir göstergesidir. Geçmişten günümüze kadar getirmeyi başardığımız bu oyunlar; değişerek, gelişerek devam etmektedir. Bu coğrafyalarda yaşayan halklar çok çeşitli nedenlerle dans ederler: Düğünler, dinsel ve ulusal bayramlar, sünnet, doğum, askere gitme, askerden dönme ve panayırlar. Kimi bölgelerde mevsim dönümlerinde yani koç katımında ve Hıdrellez gibi zamanlarda da dans eder.

Horon ruhla oynanır

Türk halk dansları içeriklerine göre; ‘Soyut danslar’ ve ‘Taklitli danslar’ olmak üzere iki ana kümede toplanabilir. Koreografik yapı açısından da Türk halk dansları iki büyük gruba ayrılır. Bunlar ‘Tutuşmalı’ ve ‘Tutuşmasız’ danslardır.

Türkiye’de yaşayan Lazların büyük çoğunluğu halk şarkılarını ‘Tek sesli’ çalar ve söylerler. Oysa Gürcistan’da yaşayan Lazlar, Rus ve Gürcü müziğinin etkisi ile halk şarkılarını ‘Çok sesli’ söylüyorlar.

Gelelim zurnanın zırt dediği yere. Horon vurulmaz, tepilmez, kırılmaz, horon bir dans türüdür. Horona durulur… Ve horon bedenle değil, ruhla oynanır…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...