İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

#ÇOCUKSUSARSENSUSMA

YAYINLAMA:

Yaklaşık beş yıldır aktif olarak müzik öğretmenliği yapıyorum. Bu süreçte çocukların büyülü dünyasını kendi hayal dünyam gibi yaşadım. O küçücük çocuklar o kadar temiz, o kadar saf, o kadar güzel varlıklar ki, kendi adıma öğrencilerimin ruhuna nasıl bir dokunuş yapar da onlar için unutulmaz olurum diye her gün daha da çaba harcadım. Ve tamda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramında o iğrenç haberle sarsıldık. Küçücük 5 yaşında bir kız çocuğu... İnanın bu masumiyete el uzatacak kadar iğrenç insanlara hissettiğim nefret ve kinin tarifi olamaz.

Ben 90’larda akşam ezanına kadar sokakta oyunlar oynayan nesildenim. Karnımız acıktığında herhangi bir komşumuzun ziline basar acıktık derdik. Ya da kapısı açık herhangi bir eve kafamızı uzatır su isterdik. Evimizin altında bakkal Mehmet amca vardı. Bize sakız, şeker verir başımızı okşardı. Hemen yan tarafta mahalle kahvesi vardı. Tanıdık tanımadık bir sürü adam olurdu ama biz elimizi kolumuzu sallayarak girip oralet isterdik kahveci amcalardan. Annelerimiz hiçbir zaman korku yaşamazdı, çocuğumun başına bir şey gelir mi diye düşünmezdi. Belki de o dönemin en büyük korkusu oynarken düşüp bir tarafımızı kırmamızdı. Şarkıları kadar insanlığı da unutulmazmış 90’ların. Ama şimdi yapamıyoruz. Çocuklarımızı güvenip bahçeye, sokağa gönül rahatlığı ile bırakamıyoruz. Bu ilk değil son da olmayacak. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bir an önce bu duruma müdahale etmesi, en ağır cezaların gelmesi için harekete geçmesi gerekiyor. Biz çocuklarımızın saçının teline kıyamıyorken kimse onların dünyasını karartamaz. Ve buradan haykırıyorum lütfen, çocuk susar sen susma!

Sevgi ve insanlıkla kalın!

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...