İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

"ÇÖZÜM SÜRECİ" DEĞİL "TRAVMA TEDAVİSİ" GEREKİYOR

YAYINLAMA:

“Türkler ve Kürtler Ortadoğu’nun en önemli ve en vazgeçilmez iki unsuru...”

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Erbil ziyareti sonrasında yazdığım köşe yazımda pek çok önemli detaya değinerek “Türkler ve Kürtler sağlam geçmiş bağlarını daha da geliştirmeli, daha sıkı sarılmalı ki Ortadoğu’da oynanmaya çalışılan tüm oyunlar bozulsun” demiştim.

Sonra “Türkler ve Kürtler hava ve su gibi Ortadoğu’nun temel iki taşı. Unutulmasın ki hava ve su birlikte var olmadığı sürece Kâinatın yeşermesi, umut filizleri vermesi ve devamı sağlanamaz...” diye de eklemiştim.

İstanbul seçiminin yenilenme kararı sonrasında anında “yeniden çözüm süreci mi başlıyor” söylemleri yayıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu yalanladı. Ağzına, yüreğine sağlık! Olmasın bir daha o görüntüler.

O zaman da söyledim yeri gelmişken yeniden söylemek istiyorum; çözüm sürecinde niyet iyi olsa da çizilen yol haritası ve işleyişi çok ama çok yanlıştı!

Kürtler geçmiş yılların travmalarının tedavisini istiyordu aslında... Kültürler arası önyargıları, vebalı muamelesi ile tanımayı reddederek uzaklaşmayı yok etmek gerekiyordu... Terörü, şehitleri, gözü yaşlı anneleri değil yurdumun güzelliklerini konuşmamız gerekiyordu... Kısaca birbirimizi anlamamız gerekiyordu.

Ülkenin birlik beraberliğinin sağlamlaşması niyetiyle ve birilerinin rehberliğinde bir yola çıkılmıştı, fakat ekranlara yansıyan içimizi burkan görüntülerle değildi yapılması gerekenler! Ki şükürler olsun ilerleyen günlerde belki de çok büyük yanlışlardan dönüldü.

Bir kadın yüreğiyle Kürtlerin nabzını alarak “Kardelenler Misali” günlüğünü tutmamım amacı tam da şimdi konuşmaya başladığımız sürecin önceden tahminiydi.

Kürtler geçmişi unutmayı herkesten çok istiyor ve bu konuda tek isim olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı görüyor. Çünkü Erdoğan öncesine kadar Kürtçe konuşamayan, okuyamayan, çocuğuna isim dahi koyamayan, şarkılar söyleyip dinleyemeyen Kürtler bunun istikrarlı ve kalıcı bir şekilde devamını istiyordu. Fakat bu istek siyasilerle oturulan masalarda değil sivillerle olmalıydı. Çocukları sokağa ölüme çağıranlarla değil ruhunda ve bedeninde terörün mağduriyetini yaşayan Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Kürtlerle olmalıydı...

Kürtler yeni bir çözüm süreci istemiyor! Kürtler geçmişin travmalarını unutturacak samimi dokunuşlar istiyor! Anlayan gözler istiyor! İşiten yürekler istiyor! Tıpkı fesleğenler gibi içten dokunuşlar ile mis gibi kokular saçmak istiyor..

Birbirimize dokunmayı, gönülleri huzurla doldurmayı bilirsek, siz o zaman görün ülkemin fesleğen kokulu günlerini...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...