İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ABDÜLHAMİD YANILGISI

YAYINLAMA:

Sebep basitti, yaşanan gelişmeler Abdülhamid parantezine alınarak dolaşıma sokulacaktı. Aynı zamanda araştırmacı kisvesine bürünen birçok kişi resimli resimsiz Abdülhamid kitapları serilerine başlayarak bu endüstriyi büyütmeye çalışıyorlardı. Türkiye’nin geçirdiği dönüşümü Abdülhamid üzerinden okumanın getirdiği rahatlık sadece Abdülhamid taraftarlarını değil karşıtlarının da memnun etmişe benziyordu. Kısa süre sonra tüm ülke farklı yönlerinden de olsa Abdülhamid döneminin içinde yaşayan kafalara sahip olmuştu. Televizyon dizileriyle zirveye ulaşan bu fenomen gündelik hayatın ritmini bozacak bir hastalığa sebep oldu. Bu durumu eleştirenler bile ön kabullerle hareket ettiler.

Eğer tarihe bakarak geleceği tayin etmek istiyorsak bile bu dönemin Abdülhamid iktidarı olduğundan kuşkuluyum. Devletin temel bir dönüşüm geçirdiği 2. Mahmud dönemi Türkiye’nin muasır hikayesine daha denk düşer. Mustafa Kemal’in de toplumsal dönüşümdeki rol modellerinden biri kuşkusuz 2. Mahmud’dur, Erdoğan’ın da benzer şekilde Yeni Türkiye iddiasının altını doldurabilecek tarihi örnekleri arasında yine o yer almaktadır.

Neden? Çünkü Abdülhamid’in modernleşme çabalarının birçoğunun temelinde 2. Mahmud inkılapları yer almaktadır. Şu anda camilerdeki sarıkların içinde yer alan feslerin bile onun iktidarından miras olduğunu düşünecek olursak topluma ne denli köklü izler bıraktığı görülebilir. Ayrıca Namık Kemal’le gün yüzüne düşünce akımlarının da Sultan Mahmud’un çizdiği istikametin sonuçları olduğu görülebilir. Torunu olan 2. Abdülhamid de dedesinin mirasına layık olmaya çalışan bir torun olarak görülebilir. Modern Osmanlı’nın kurucusu bu büyük padişah, askeri ıslahatları ve sosyal dönüşüm projeleriyle zamanının en iyi yönetim reformlarından birini gerçekleştirmişti. Yeniçeri ocağının kaldırılması gibi hayati bir konuyla devletin kabuk değiştirmesi için öncülük yapmıştı. Eski ocakların ihyası çalışmalarına şu anda yine gündemde olan Okçular Tekkesi’ni örnek olarak gösterebiliriz.

Tarihi başka türlü de okumak mümkün ve bu bize yepyeni bir zihinsel zemin sağlayabilir. İçi boşaltılmış bir Abdülhamid zemini üzerinden didişmek yerine 2. Mahmud’un devrimci, dönüştürücü kimliği üzerinden yeniden düşünmeye başlayabiliriz.

Abdülhamid uzmanlarının bir gecede 2. Mahmud uzmanlarına dönüşmesi ve ortaya çıkacak yeni bir modayla tarihi yine eski hatalı okuma tekniğimizle bugüne taşımaktan korkarım. Ama yine de toplumsal olarak yepyeni bir döneme girdiğimiz günlerde bunu Abdülhamid’in dedesi Sultan Mahmud’u takip eden icraatlarıyla değil, 2. Mahmud’un kendi icraatlarıyla değerlendirmeyi tercih ederim. Hem kendi akıl sağlığımız hem de ülkeye getireceği faydalar açısından geleceğimizi kurucu bir akılla değerlendirmek daha mantıklı geliyor.

İçinde bulunduğumuz Abdülhamid parantezi bizi savrulmalarla dolu hayat hikayelerinden başka bir yere çıkarmayacak. Ben böyle görüyorum.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...