İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Hatırlayalım! “Kanal İstanbul (!)”

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Türkiye nüfusunun en yoğun olduğu yer İstanbul. Türkiye’nin en fazla GSMH sağlanan yeri İstanbul.
Türkiye’nin en fazla eğitim kuruluşu olduğu yer İstanbul.
Türkiye’nin finans ve medya merkezi İstanbul.
Türkiye’nin başta gıda ve su olmak üzere en fazla tüketildiği yer İstanbul.
İstanbul Türkiye için önemli bir kent.
Bu kentin ihtiyaçları il sınırları içinde çözülememekte.
Var olan sınırlı kaynaklarda kurumakta ve kurutulmakta.
Alibeyköy mısırı, Çengelköy salatası, Yedikule marulu, Fırüzköy üzümü
Ve diğerleri artık yetişmiyor.
Dereleri ve göllerinde balık yakalanıyordu.
Çayırlarında ve koruluklarında avcılık yapılıyordu.
Çırpıcı çayırı, Florya Atatürk koruluğu, Yakuplu koruluğu ile göl, deniz ve su kenarlarında piknik yapılıyordu. 
Bunları günümüzde roman ve tarihi kitaplardan öğrenmekteyiz.
İSKİ’nın verilerine göre İstanbul’un su talebini karşılamak için Avrupa Yakasında Tekirdağ’a, Anadolu Yakasında Düzce’ye kadar uzanan farklı su havzalarından içme suyu temin edilmekte.
İstanbul’da günlük ortalama 2 milyon metre küp su kullanılmakta.
Daha dün içme suyu biriktirme havzası için Sazlıdere köyü boşaltıldı baraj gölü yapıldı.
Göl ve çevresi su toplama havzası ilan edilerek imar yasağı getirildi.
Küçükçekmece ilçesinde deniz kenarında Atıksu Arıtma tesisi yeni yapıldı.
Terkoz (Durusu) Gölü bağlantı kanalı yeni düzenlendi.
Göl, gölet ve barajların bir birlerine yakın olması Karadeniz’den Marmara’ya “Kanal İstanbul” yapımı için maliyeti     ucuz kamulaştırmada sorun olmayacak     yol seçildi.
Neden kanal yapılmak isteniyor?
İstanbul Boğazı deniz trafiği yoğunluğu çok mu?
Başta zengin Arapların Boğazda aldıkları ev ve yalıları için tehlike arz eden gemilerin başka taraftan geçmesi için mi istenmekte?
‘8 Ekim 2012 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararlar büyük bir doğa katliamına girişileceğinin işareti verildi.’
“Yeni kentleşme”, “yeni havaalanı” ve “yeni boğaz” yani kanal yapılması “görenler kurulu” tarafından karar altına alınmış.
Bu karar sonunda Yeni Hava Alanı Çatalca’nın Karadeniz kıyısında, Üçüncü köprü ve Karadeniz sahil yolu ile Kanal     İstanbul projeleri planlandığı gözlemlenmektedir. 
Üçüncü köprü, Havaalanı ve Kanal yapımı orman alanlarına zarar verirken İstanbul trafiğine etkisi beklenen gibi olmayacak, içme suyu havzalarına en çok zararı verecek ve hatta yok edecek. 
İktidarın ben yaptım oldu mantığı ile hareket ettiğinden bu projelerin orman ve su havzalarından geçerken kamulaştırma maliyetini de düşürmekte. 
Meslek odaları temsilcileri bu “çılgın projeler” için gerekli uyarılarını yapmakta;
“Proje alanlarının tamamına bakıldığında çılgın proje olarak sunulan Kanal İstanbul projesinin Küçükçekmece su havzası ve Sazlıdere Barajını takip ederek Karadeniz’e ulaşılmasının planlandığı anlaşılıyor. Üçüncü köprü projesinde alternatifler arasından orman alanlarına en çok zarar İstanbul Kayabaşı’ndaki su havzaları da     yok edecek.”
“Oldukça geniş bir alana yayılan proje İSKİ içme suyu havzası niteliğini koruyan ve yapılaşmanın yasak olduğu Sazlıdere barajı ve su havzası yanında 19.yüz yıldan beri yani Osmanlı döneminden beri İstanbul un içme su havzası olan Terkoz (Durusu) gölü de bundan etkilenecekler arasında.
Kanal İstanbul yapıldığında 25 metre derinlik 150 metre genişlik olacağı belirtilirken kanal üzerinde kaç köprü olacağı belirtilmemekte.
Bugün ve gelecek için bir şey ifade etmeyen bu proje, doğayı katledip, birilerinin zevki için yapılmakta ve maliyeti de yüksek.
Amerika yerlilerinin güzel bir sözü var;
“Bu topraklar dedelerimizden miras kalmadı, onları çocuklarımızdan ödünç aldık.”

“AVCILAR MAYIS 2013”
Yukarıdaki yazı beş(5) yıl önce yetkilileri, sivil toplum yöneticilerini ve duyarlı vatandaşlarımızı uyarmak için kaleme alındı ve bu köşede yayınlandı. Aradan bunca zaman sonra birileri bu sürede neden yaptıklarını gerekçelerini, amaçlarını ve hedeflerini kamuoyunda belirtmek yerine “ben yaptım oldu” mantığıyla “resmi gazete” de yayınladı. Yani “atı alan Üsküdar’ı geçti”. 
Bu süre içinde kanal yapılacak olan güzergâha devlet kalıcı yatırımlar yaptı alt yapı hizmetleri yaptı neden? 
Yapılan hizmetler yurttaşın vergileriyle yapıldığına göre, bizim paramız neden çarçur edilmekte? 
Trakya yarım adasından önemli bir parça koparılarak ada haline getirilecek olan yer petrol zengini Arap şeyhlerine mi satılacak?   
Hatırlayalım ve hatırlatalım!   

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...