İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

FAHİŞ TEZGAHLARIN SORUMLUSU KİM?

YAYINLAMA:

Her kelamımda dile getirdiğim ‘ben Ege müdavimiyim’ cümlemin hakkını vermek için fırsat buldukça kaçarım Ege Bölgesi’nin muhtelif noktalarına. Eş, dost, akraba, arkadaş görmeye niyetli bu kaçışlara ‘gelmişken üç beş gün tatili de sıkıştırayım’ diyorum elbette.


Son yıllarda her gelişimde daha da köhneleşen Bodrum’u bir kez daha cümlelerime konu etmek istiyorum...
Çocukluğumun Bodrum’u ile mevcut Bodrum’u kıyasladığım zaman her gidişimde büyük hayal kırıklığına uğruyorum derim!
Bodrum; altyapının es geçildiği, her şeyin alayına kontrolsüz, dümeni Allah’a emanet giden bir yer haline geldi.
Dağın taşın betonlaştırıldığı Bodrum’da otoparklar, parklar, bahçeler, kanalizasyonlar, çöpler, ara yollar unutuluvermiş her nedense! Hizmeti yok sayıp her santimde maddi kazanımlar ön plana çıkarılmış! Halka açık yollar ve kaldırımlar işletmelerin kullanım alanına teslim edilmiş! Yolların önüne bariyerler çekilmiş, önüne valeler konmuş ve usulsüz bir şekilde halkın yolu ücretli otoparka dönüştürülmüş!

Hepsi bir yana ürünlerin beş altı katı fiyatına satılması bir yana!
Lüks olmayan bir yolda yürüyoruz. Yanımızdaki miniklerin isteği üzerine normalde küçücük bir paketi iki lira olan pamuklu şekerin fiyatının on TL olduğunu öğrendiğim an ‘almıyorum’ diyerek geri bıraktım. Hem satıcı hem de yanımdakiler şok oldu. Öyle ya bizler utanma belasından veya ‘aman bana cimri demesinler’ mantığıyla içimize hiç sinmeyen durumlara ses çıkarmayan insanlarız... Halbuki vicdansız fiyatlar karşısında herkes aynı tepkiyi verse bu durumlara mahkum olmayacağız belki de!

‘Bu pamuklu şekere on lira verirsem bile bile kendimi enayi yerine koymuş ve kullandırmış olacağım’ cümlem üzerine satıcının verdiği cevap da yerindeydi.
‘Bu tezgah için beş bin lira aldı belediye benden. Ben de bu fahiş rakamı mecburen satışıma yansıtıyorum... “Belediye kıytırık sokak tezgahlarından bile bu kadar ücretler alıyorsa Bodrum’a yansıyan bir hizmet neden yok diye de soralım hemen?
Ben kendime göre haklıysam satıcı da kendine göre haklı elbette. O zaman kim haksız ‘dönen büyük tezgahta’?

Marketlerdeki keyfi fiyatlarda korkunç. İçinden hiç çıkamam diye restoranların ‘yok artık’ dedirten fiyat listesine hiç girmeden midye, simit, mısır, dürüm, damacana suları üzerinden gidiyorum ve ‘ee ben ölem be hey insafsızlar’ diyorum!
Tatil beldelerinin bol sıfırlı açıdan elbette bir artısı olacak. Fakat bu artış beş, on, on beş katı olmamalı asla.
İşletmelerin hizmet kalitesine göre ücretlendirmeyi belirleme şansı olur anlarım. Fakat tozlu sokaklarda elde satılan ürünlerde keyfi uygulamalar ne kadar doğru sorgulamak lazım diye düşünüyorum...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...