İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Kime güvenelim?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İnsan evladı yaşam içinde aynı tencereden yemek yeme, aynı kaynaktan su içme ve aynı havayı koklamakta. Belki farklı olarak kimimiz dağın tepesinde, yamacında, ovada, deniz kenarında ya da kışın eksik olmadığı kutuplarda, güneşin her daim dik geldiği ekvator çizgisinde ya da ılıman havası olan     Akdeniz bölgesinde yaşamaktayız bu nedenle en küçük topluluk aileden en büyük topluluk devlete kadar  yaşamımızda toplumsal olarak ilişkimiz var.
İş yaparken, ava giderken, yapı üretirken ve öğrendiklerini bildiklerini aktarırken kendinden sonraki gelenlere mutlak aktarmış ve öğretmiş. Deneyler tekrar edilerek binlerce yıllık süre içinde süzülerek günümüze gelmiş ve yine katkılar yapılarak gelecek kuşaklara devredilmekte.  
Ne yaparsak yapalım birlikte çalıştığımıza, öğretene, adil hakkaniyetli paylaşım yapana, arkamızı kollayan güvenliğimizi alana, iletişimi sağlayana, tarih yazıcılarına, toplumsal inanç sorumlularına ve yöneticilerine hep güvenmiştir. Fakat işin içine bireysel çıkar, menfaat, bencillik ve kibirlik girdiğinde o koca itimat edilen “güven” yılların yıkılmaz denileni yok oluyor. Günümüze gelene kadar evrimleşerek gelen toplumsal ilişkiler hâkim ile hâkimiyet altında yani ezen/ezilen olan olarak geldi.   
Gücü elinde bulunduran toplumdaki dengeyi sağlamak için güven vermesi gerekir. Güven vermeyen iktidar güven vermeyen yönetim günü kurtarmaya çalışırken küpünü de doldurur. Toplumsal barış “güven” ile olur, güven vermeyen sözünün ardında durmayan kim olursa olsun uzun süreli iktidara sahip olamamakta. 
Ülke de toplum olarak öğretmene, yargıya, inanç önderlerine, politikacıya, güvenlik güçlerine, devlet yöneticisi ile gazeteciye güvenecek ve samimiyetine inanacaktır 
Oysa ülkede politikacı ve devlet yöneticisi ki seçilen ve atananlar bir meslek halini alıp ve ayrıcalıklı olduğunda güven verir mi? 
Güvenlik güçleri sınırda değil ülke içinde, toplumun belli bir kesiminin baskı aracı olarak kullanılıyorsa güven verir mi? 
Yargı adil ve hakkaniyetli davranmıyorsa ayrıcalıklı hatta “asmayalım da besleyelim mi” diyenleri kolluyorsa güven verir mi?
 İnanç önderleri sırça makamlarına oturarak ahaliye talkım verirken salkımları çaktırmadan alıyorsa güven verir mi?   
Toplumun hemen her kesimin yakından tanıdığı duruşu, giyimi, konuşması, bilgisi ve hoşgörüsüyle saygı uyandıran öğretmen birilerine ayrıcalıklı davranıyor ve kayırıyorsa, bilgilerini belli birkaç öğrencisiyle paylaşıyorsa güven verir mi?
Çevremizde olup biteni gerçekleri aktaran, haberleri en inçe detayına kadar irdeleyen gazeteci/haberci çıkar çevrelerinin sesi olduğunda güven verir mi?
Günümüzde toplumsal yaşamda güven tartışır hale geldi. Özellikle toplumun her zaman önünde örnek oluşturan öğretmen, yargı, inanç önderi ve haberci dürüst, yalan söylemeyen, inandırıcı ve samimiyetli tutumları gözler önünde olup güvenleri sorgulanmakta. 
Güvenin yitirildiği ve olmadığı yerde toplum olarak kime güveneceğiz?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...