İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Dedikodu ya da söylendi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Yaşamında hemen herkes yakınları ve başkalarının, kişisel ya da toplumsal konuları hakkında mutlak konuşmuş ve onları çekiştirmiştir.

Çekiştirme gerçek olay ve konular hakkında olsa da genellikle kişiler arasında konuşulduğundan, olay ve haberin aktarımı sırasında abartı, hata ve yanlışlık payı mutlak vardır.

Konuşmanın içeriği genellikle, çekiştirme, kınama, yargı ve yergidir.

Bazen bu konuşmalar kişinin doğrudan kendisine değil arkasından sözlü uyarı ya da saldırıda bulunarak, çıkar sağlamak amacıyla üstünde baskı ve denetim kurmak için yapılır.

Dedikodu yapan genellikle kırgın, öfkeli, başarılarını kıskandığı kişilere kin ve öfkesini kusarak aşağılayıp kötülemeye çalışır.

Çekiştirilen küçük düşürülen kişi ya da topluluk aşağılanırken, bunu yapan kendisini “bulunmaz Hint kumaşından yapıldığını” zanneder yani büyüklük taslar.

Bazen de yakın ve dostların arasını açmak için kin ve öfke tohumları saçılır.

Birinin arkasından konuşmak, çekiştirmek, eleştirip yermekle o kişiye yardımcı olunmaz. Yardım edilmek isteniyorsa, yapılacak en doğru tavır o kişinin karşısına çıkıp ne söylenmek isteniyorsa açıkça dile getirmektir.

Herhangi bir kişi veya kurum hakkında durum değerlendirmesi yapılırken olay ve durumlardan haberdar edilmemesinin altında iyi niyet ve samimiyet yattığı söylenemez.

Kendisi hakkında olumsuz konuşmalara hassas ve kırılgan olanların başkaları için söyleyecekleri ve yaptıklarına aynı hassasiyeti özeni göstermeli.

Başkalarının hata veya kusurlarıyla uğraşanın kendi kusurunu görmeyecek kadar uyarıları dikkate almaması da ayrı bir ahmaklık.

Hakkında konuşulanları duyanlar bunun hoşa gitmeyecek sevimsiz, çirkin ve çirkef tavır olduğunu bilmeli.

Dedikodu vakti bol, hiçbir iş yapmayan, başkalarının sırtından geçinen, asalak, toplumsal sorumluluğu olmayan, mücadele etmeyen, emek harcamaktan kaçınan, insani değerleri olmayan, kavgadan ve kargaşadan sebeplenen kişi ve kurumlar tarafından yapılmakta.

“Dedikodu ya da söylenti” toplumsal yaşamda, güveni ve dostluk duygularını zedeler.

Toplum içinde doğruluğu tartışılır sorgulanır bilgilerin ve söylentilerin dolaşması kuşku ve kaygıyı arttırır.

Duyguların zarar görmesi, güvenin sarsılması kişi ve toplumu ileriye taşımak yerine içe kapanıklığı ve savunmayı gündeme getirir.

Toplumsal varlık olarak hata veya yanlış yapmış olabiliriz.

Önemli olan bunlarda ısrar edip yenilerini yapmamak, yapıcı uyarı ve eleştirileri ciddiye alıp dinlemek gerek.

Yaşamımızda görüyoruz ki uyarı ve eleştiri kin, nefret, öfke ve aşağılama biçiminde yapılmakta.

Bunu yapanlar söz ve hareketleriyle birilerine hoşgörüne bilir.

Oysa toplumsal sorumlulukları olan biri yapıcı ve birleştirici olmasını bilmeli.

İnsani değerleri ve toplumsal sorumluluğu olanın ahmakça çekiştirme, kınama, yergi ve çirkefçe aşağılamalara karşı, “güzel insan” değerinde onurlu ve dik duracağına inanıyorum.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...