İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Kısa uzun fark etmez iyi olsun yeter!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
 Mevsimlerin başlangıç tarihleri; 21 Mart İlk bahar, 21 Haziran yaz, 23 Eylül sonbahar ve 21 Aralık kış diye bilinir.
İlk okullarda hala var mı bilmiyorum duvarımızda asılıydı ve ezberlemiştik.
En uzun gece.
En kısa gündüz.
Günler uzamaya başlar.
Geceler kısalmaya başlar veya tam tersi olur.
21 Mart'ta; Gece ve gündüz eşit olurmuş.
21 Haziran'da; En uzun gündüz, en kısa gece gerçekleşirmiş.
23 Eylül'de; Gece ve gündüz eşit olurmuş.
21 Aralık'ta; En uzun gece, en kısa gündüz gerçekleşirmiş.
*
Ne fark eder.
Hangimiz bunun hesabını yaparız ki.
Hangimiz güne güneşin doğuşu ile merhaba deriz.
Günü güneşin batısı ile uğurlarız ki.
Çoğumuz yaşadığımız o günün hangi gün olduğunu bile fark etmeyiz ayrıca.
*
Önemli olan anı yaşamak değil mi.
O günün uzun veya kısa olduğuna bakmaksızın dolu dolu yaşanması değil mi.
Uzun olsa ne olur, kısa olsa ne olur.
Gün gündür işte.
Gece de gece.
Siz siz olun bırakın şu uzun gece uzun gün palavralarını anı yaşayın yaşayabildiğiniz kadar.
*
Boş ve kısır tartışmaları bir tarafa bırakarak anı yaşayalım ama adam gibi yaşayalım.
Sindire sindire yaşayalım.
Dolu dolu, içerisinde iyilik olan, merhamet olan, sevgi olan, saygı olan, güzellik olan günler 
yaşayalım.
*
Mesela o gün bir aç ve sahipsiz hayvanı 
doyuralım.
Bir komşumuzu ziyaret edelim.
Uzun süredir aramadığımız, görüşemediğimiz bir yakınımızı, tanıdığımızı arayalım.
Gerekirse atlayıp gidelim.
Bir ağacın dibine su verelim.
Bir kuşa yem atalım.
Hasta olan tanıdığımız birisine moral verelim, ziyaret edelim, telefon açalım.
*
Sevdiklerimizi düşünelim mesela.
İşimizi düşünelim.
Program yapalım.
Baharı düşünelim.
Yazı düşünelim.
Ülkemizi düşünelim.
İnsanlarımızı düşünelim.
*
Olanı biteni düşünelim.
Takip edelim.
Fark edelim.
Araştıralım, soruşturalım, bakalım, duyalım, okuyalım, anlayalım.
Anlayamazsak anlatamayız hayata kendimizi.
*
Dünyayı tanımaya çalışalım.
İnsanları tanımaya çalışalım.
Önce tanımaya sonra anlamaya çalışalım.
Tanımadan anlayamayız.
Anlayamazsak kendimizi anlatamayız.
O halde tanımak için ise çok koşmak lazım, çok yaşamak lazım, çok çalışmak lazım.
Çok çok çok.
*
Ama buradaki 'çok'u sakın ha süre anlamında anlamayın.
Süreklilik ve doluluk anlamında anlayın.
Evet çok yaşamalıyız ama içi dolu günlerimiz çok olmalı.
Başka türlü yüz sene aynı köde bir evde yaşasanız ne olacak.
Adam otuz sene çok koşturmuşsa, okumuşsa, gezmişse, çalışmışsa sizden daha iyi anlıyordur dünyayı.
*
Neyse siz bu yazımı da bahara merhaba olarak okuyun.
Bundan sonraki hayatımızın bu ilk gününe merhaba olarak okuyun.
Daha dolu, daha anlamlı, daha güzel, daha kaliteli hayata merhaba olarak okuyun.
Siz öyle dileyin ve isteyin o da öyle olacaktır.
Güvenin bana.
İyi haftalar, iyi işler, süresi kısa uzun fark etmez ama iyi günler hepinize...
Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...