İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Karakol baskınını polis görmemiş!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Dün günlerden pazar. Hava sıcaklığı ile mücadele eden, bir taraftan piknik mi yapsak, havuza mı gitsek, denize mi girsek diye program yapmayı düşlerken gündemimize ‘CHP’li belediye başkanı karakol bastı’ haberi düştü.
Aslına haber bayat veya iki aydan eski yaşanan bir olay olsa da, her ne kadar iktidara yakınlığı ile bilinen bir yayın organı olsa da, ulusal yayın yapan bir gazetede yayınlandığı için az da olsa etkisini gösterdi.
Habere konu olan başkana karşı her zamanki fırsat kollayan medya mensubu ve kurumları ellerine geç de olsa düşen bir videoyu değerlendirmeyi uygun görmüşler.
Videonun görüntülendiği, daha doğrusu karakolun basıldığı iddia edilen tarih iki aydan daha eski bir tarih.
Baskın hikayesi bilindik hikaye.
Yerel gazetelere çok defa haber olan hikaye.
Fakat ne yazık ki Türkiye’ye özgü bazı özelliklerimiz var ya.
Onlar belli ki bir süre daha durumlarını koruyacaklar.
Ne mi o özellik şu.
Ulusal yayın yapan gazetelerimize, olumlu veya olumsuz haber olma özelliği.
Bir medya mensubu olarak hem mesleğimiz adına üzülerek belirtmeliyim ki hem de okurlarımız adına, hastanelerde zengin/fakir hasta  ayrımı, okullarda zengin/fakir öğrenci ayrımı, sanat aleminde ünlü/ünsüz sanatçı ayrımı ne kadar iğrençe.
Medya dünyasında da ulusal yayın yapan ile yerel yayın yapan ayrımı yapmak o kadar iğrençtir.
Haber sadece doğru, güncel ve kamu yararı olduğu özelliği ile haberdir.
Yoksa o haberin hangi yayın organında yayınlandığı, ulusal mı yoksa yerel mi veya uluslararası yayın yapan medya organında mı yayınlanması diye ayrım yapmak mesleğe yapılmış ağır bir ihanettir.
*
Neyse gelelim olaya.
Olay 7 Haziran 2017 akşamı Gürpınar Stadyumunun olduğu alanda gerçekleşiyor.
Dayanışma evi diye kullanılan, Evimiz Beylikdüzü Derneği’nin çalışanları bir takım gençlerin saldırısına maruz kalıyor.
Saldırı kayıtları ortada, karakola teslim ediliyor, eşgaller belli, saldırganlar belli, ortada 3 tane vakıf çalışanı yaşları altmışı geçmiş kadın darp ediliyor.
Dayak yiyor.
Sebep olarak da Gürpınar Stadyumunun içerisinde bulunan sosyal tesisleri işletenlerin hemen yan taraflarına açılan bu evden rahatsızlıkları iddia ediliyor.
Olaydan haberdar olan Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olay anına üzüntüsünü belirterek gelişmeleri ve saldırıyı gerçekleştirenler ile ilgili kararı bekliyor.
Akşam geç saatlerde şüphelilerin serbest bırakıldığını öğrenince sabah hemen karakola giderek olayın ciddiyetini ve vahametini anlatmayı düşünüyor.
Bu arada bazı polis memurları ile belediyeciler arasında tartışma ve sözlü sataşmalar çıkıyor.
Bu durumu da belli ki polis memurlarından birisi cep telefonu ile kayda alıyor.
Aslında bu tartışmadan hemen sonra aynı polisler, karakol amiri, emniyet müdürü ve İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu belediyeciler çay kahve içiyorlar.
Olay tatlıya bağlanıyor.
Darpa maruz kalan kadınların durumu göz önüne alınarak İmamoğlu ve ekibinin serzenişine hak veriliyor.
Bu olay sonrası hiçbir tutanak tutulmuyor.
Kimse şikayetçi olmuyor.
Falan filan.
*
Gelin görün ki; olaydan iki aydan uzun süre bu görüntüler birilerinin eline geçince hemen muhalif medyaya servis ediliyor.
Sonra gelsin manşetler.
Yayınlansın yandan haber kanallarına asparagas bültenler.
Şimdi burada bir kaç şey söyleyeceğiz.
Mesleğimiz ile ilgili ifadelerimiz oldu.
Olayın diğer kahramanlarına gelince.
Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na:
Tamam ortada ciddi bir mağduriyet var.
Üç kadının tartaklanması var.
Gürpınar Stadyumunun olduğu alanın trübün kısmı Beylikdüzü Belediyesi’ne ait.
Gürpınar Stadyumunun diğer kısımları henüz netlik kazanmadı.
Orada dolgu alanı henüz yasallaşmadığı ve deniz olarak görüldüğü için, Milli Emlak’a mı ait, İBB’ye mi ait, sonra Büyükçekmece Belediyesi’ne mi verilecek, Beylikdüzü Belediyesi’ne mi verilecek süreç devam ediyor.
Sizin kendinize göre doğruluk ve hak talepleriniz var.
Oranın Beylikdüzü Belediyesi’ne ait olması yönünde haklı talepleriniz var.
Ancak; ortada daha devam eden bir süreç ve yasallaşmamış bir durum var.
Bu süreç kesinleşmeden, ortada bir mağduriyet bile yaşanmış olsa da, karakollara ani baskınla yaparak, polis memurları ile tartışmalara girerek, daha önceden on yıllık işletme hakkı olanları yerlerinden atmaya kalkarak, haklı iken haksız duruma düşersiniz, bilesiniz….

Emniyet müdürlüğü ve kaymakamlıklara:
Bu alanda yeni sosyal tesis olarak işletilen mekanda, uyuşturucu satıldığı, silah bulunduğu, kötü amaçlı olarak kullanıldığı yönünde iddialar var.
Bu iddiaların araştırılarak kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor.
Bu alanların yasal hakları ile ilgili, yetkili kurum ve kuruluşlardan (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Milli Emlak, İstanbul Valiliği) belgeler alınarak da kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor.
Yazarın kendisine notu:
Bu alan ile ilgili en kısa sürede geniş çaplı ve çok yönlü araştırma haber yapılarak kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Nokta.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...