İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Hanım kızım bakar mısın?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Hanım bir çay koyuver!

Hanım kızımız nereli?

Güzel hanım kızım senin adın ne bir deyiver bakem.

Babam, anneme “Hanım, çay demlesen de içsek”

Veya “Hanım, hazırsan çıkalım” derdi.

Adının Fatma olmasına rağmen, ya Hafız, ya Hanım derdi. Onunda hoşuna giderdi.

Bende, sevgilim, yârim, sarışınım, hatun diye hitap ediyorum. Hanım kızım diye hitap edecek değilim ya. Tövbe, tövbe!

Oğlum, aşkım diyordur herhalde.

* * *

Ziyaretine gittiğiniz, iş yeri sahibi hoş geldin, nasılsın faslından sonra, konuğuna sorar;

- Kahve içeriz değil mi?

- Zahmet olmazsa.

İkramı hazırlayacak çalışan çağrılır. Konuk, güler yüzlü bir şekilde,

-Hanım kızım benim kahvem şekersiz olsun.

Amaç, işi olmasına rağmen zahmet verdiğini düşünür. Bu hitap ona değer verdiğini yaptığı işe saygı duyduğunu göstermektir.

* *

Bakınız Türk Dil Kurumu ise hanımı şöyle anıyor.

“Kadınlığın bütün iyi niteliklerini taşıyan kadın.”
“Kız ve kadınlara verilen bir san.”
“Eş, karı.”


Haziruna hitap edecek olan hatip, “Hanım-efendiler, Bey-efendiler” sözleriyle başlar. Bu hitap şekli onlara değerli olduklarını gösterme şeklidir.


Kırk yıl öncesine kadar doğan kız çocuklarına “Hanım” adını dahi verilirdi.

Hanımm kızımm diye çağrıldığında “Efendimm“ diyerek cevap verir, gocunmazdı.

Uğur Mumcu veya Aziz Nesin’den okuduğumu hatırlıyorum.

Duruşmada, karşısındaki kadından yaşça büyük hâkim soruyor.

-Hanım, adın?

-Hanım.

-Kızım onu demiyorum yani ismin ne?

-Hanım.

-Hanım kızım, adını soruyorum. Adın nedir?

-Diyorum ya hâkim bey adım Ha-nımmm!

Pazar alış verişinde ekonominin durumunu soran gazeteciye Erdem Bey, ” Hanım kızım, bunu bizim hanıma sor. Evde ekonomi bakanı o “ şeklinde cevap verir.

Bu diyalog da hiç sinirlenen, üstüne alınan, dava açan taraf yoktur.

Reşat Nuri Gültekin romanında, Raziye hanım ile evine taziyeye gelenler arasında kargaşa meydana gelir. Yatıştırmak için muhtar devreye girerek Raziye hanımı sakinleştirmek için,

-“Hanımcığım hele bir dur. Şu işi bir kere anlayalım” diye hitap eder.

Muhtarın hitap şeklinden Raziye Hanım bırakın şikâyetçi olmasını aksine yüceltildiği için sakinleşir.

Hiçbir mahkeme, kadına “Hanım, hanım kızım” denildiği için erkeğe ceza verdiği duyulmamıştır. Vermez, çünkü kendisi de o şekilde hitap etmektedir.

Yani bunlar boş işlerdir. Devletin yargısını, hâkimini, savcını boş işlerle uğraştırmak. Yurttaşı oyalamak. Suni gündemler oluşturmaktan başka bir şey değildir.

Mevzu, emekli yurttaş bunlarla çene yorup oyalanırken, aldığı bin liralık maaş farkının cebine girmeden eridiği fark etmemesi içindir.

Asgari ücretli maaşına dokunamadan gelecek ay borçlandığı anlamaması içindir.

Sebep ise, iktidar sahiplerinin zaman kazandıklarını, sandık-larındandır.

Ancak yurttaş artık bu suni gündemleri dikkate dahi almıyor. Konuşmuyorlar.

Hanım kızlarımızın da inanın hiç üstlerine giymiyorlar.

Hanım kızlarımızın, delikanlı gençlerimizin kelimelerle, takılarla işleri yok.

Onların hayallerinden ve Atatürk’ün emanet ettiği Cumhuriyeti ilelebet ayakta tutmaktan başka kaygıları yok.

 Hanımefendiler-Beyefendiler lütfen sizlerde kelimeler üzerinden siyaset yapmayın…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...