İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Amaan petrol

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Sevgili Okuyucular, yıl 1980 Eurovision şarkı yarışmasında Ajda Pekkan’ın 18. olduğu “Amaan petrol, canımmm petrol” şarkısı vardı ya şimdi artık canın çıksın petrol diyesim geliyor. Hâlihazırda, tespit edilmiş petrol, doğal gaz ve kömür rezervleri 3 trilyon ton kadar karbon dioksit ihtiva etmektedir. Artık iklim değişiminin gerçeği, varlık nedeni, sonsuz bir büyümekte olan ve bu yüzden sürekli artan enerji talebi yaratan küresel kapitalizme esir olduk.

2012 yılında menkul değerler piyasasında listelenen 200 fosil yakıt şirketinin sondajları ve artan harcamaların tutarı toplam 674 milyar dolar, aynı yıl yenilenebilen enerjilere (rüzgâr, güneş, hidrolik) yapılan yatırım tutarı ise 244 milyar dolar. Petrol ve gaz için küresel çapta sondaj ve üretim harcamaları 2000 yılından bu yana 2.4 kat artmış. Richard Heede’nin yakın zamanda yaptığı bir analizde Sanayi Devrimi’nden bugüne toplam birikmiş karbon emisyonlarının yani havaya salınan karbonların yüzde 40’ından fazlasının kamuya ya da özel sektöre ait 81 şirketin sorumlu olduğunu, 9 merkezi yönetimli devletin de yüzde 21 katkıda bulunduğunu ortaya koyuyor. 2012 yılında dünya çapında “üretime dönük” petrol ve gaz yatırımlarının yüzde 58’inin arkasında yalnızca 25 şirket var.

Bunların arasında Exxon Mobil, Chevron, Royal dutch Shell ve BP gibi özel şirketler olduğu gibi, Petrochina, Brezilya-Petrobras, Rusya-Gazprom, Meksika-Pamex ve Norveç-Statoil gibi tamamen ya da kısmen devlete ait firmalar da bulunmaktadır. Doğaya ve canlıların yaşamına büyük zarar veren bu güçlü kurumsal aktörlerin çıkarları, yaşama verdiği zarara rağmen tahvilleri yüz milyonlarca insanın isteği, arzusu ve satın alma gücüyle destek görüyor ve tercih ediliyor. Yoğun reklam harcamalarıyla desteklenen tüketimin cazibesi tüm dünyada karşı konulmaz bir boyutta ve çoğu insan kendini aktif vatandaşlığıyla, insana hizmetiyle değil maddi varlığıyla tanımlıyor. Arabalar bu sorunun tipik bir örneğidir. İnsanlar bindiği arabanın lükslüğü, markası ile öğünüyor. Kim yaktığı benzinden, havaya saldığı karbon dioksitten, karbon monoksitten bahseder ki.

Dünyada çok küçük bir miktar hariç taşıtların büyük çoğunluğu petrol ve türevi yakıtlarla işliyor. 2010 yılında toplam ruhsatlı taşıt sayısı 1 milyarı aşmış. Bu geniş ve gittikçe hızla büyüyen filo yalnızca karbon temelli yakıtlara olan müthiş talebi göstermiyor, aynı zamanda toplumu tehlikeli bir enerji yoluna sevk ediyor. Sevgili okuyucular bir taraftan havaya karbon salarken bir taraftan karbonlarla tek başına boğuşan ormanları yok etmek bu gün yaşayanların canavar yüzü. Ve paraya tapan cahilliği, af edilecek gibi değil. Gelecek nesillere çok kötü bir dünya bırakacağız. Emaneti iyi koruyamadık, gelecek nesillerin yaşamını paraya kurban ettik. İçecek su, yiyecek ekmek, soluyacak temiz hava bulamayacak nesiller arkamızdan neler diyecekler kim bilir. Ehh! Ben kendime bakarım, gelecek nesiller de başının çaresine baksın diyecek kadar kötü müyüz? Bunu laf olarak demesek te icraat olarak maalesef öyleyiz. Onlardan af dileriz. Biz kendimize düşen görevi yapalım. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...