İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Deve misali... Neremiz doğruydu ki.!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

“Yerli uçağımız göklerdeydi” ama 12 yıldır ağzı açık hayran budalası misali havaya bakıp da gördüğümüz tek şey Leylekti.

Hani bir söz vardı ya.!
Ön tekerlek nereden giderse arka tekerlek de onu takip eder diye.

İşte bizimki de aynen o hesaptı.

Bakanı, Milletvekili, Valisi, Kaymakamı ve Belediye Başkanı yani birçok yönetici aynen en tepedeki gibi ülke gerçekleri yerine toplumu hayallerle kandırmayı çok iyi başarıyordu.

Çünkü onlar da biliyordu ki kendilerine tabi olan toplumun sorgulamak gibi bir derdi asla yoktu.

Ve günümüz siyasetinin en popüler pazarlama stratejisi de buydu...

Mesela utanç duyulması gereken şeyleri bile gururla anlatmak başlı başına bir meziyetti.

Örneğin;
Dün 1000 aileye kömür ve gıda yardımı yapılırken. Bugün bu sayının 1500 aileye çıkarılması.

Ya da 300 dul ve yetime destek veriyorken bugün bu yardımların 500 ‘e ulaştığını başarı olarak kabul edilmesi.

Veya iktidarları döneminde A101 ve BİM marketleriyle yarışırcasına ülkeyi üniversite cennetine çevirenlerin verilen eğitimi veya okul bitiren gençlerin iş bulamamasını değil de açılan üniversite sayısı ile gurur duyuyor olmaları gibi.

Çünkü önemli olan sayıydı ve o sayı artıyor ise sorgulamayan toplum nezdinde bunun adı başarı oluyordu.

Ve keşke: Valilik, Kaymakamlık ve Belediyeler tarafından yardıma muhtaç olan insanlara kömür, gıda ve maddi desteklerin sayısının gururla söylendiği gibi gerçeklerin yani ülkenin yüzde 20’sinin (16 milyon insanın açlık sınırında) yaşadığı ve geleceğe güvenle bakamayan 3 milyon 500 binden fazla insanın işsizlikle mücadele ettiği gerçeği de unutulmasaydı.

Hal böyle olunca sorun ülkeyi yönetenlerde değil kendisini açlığa mahkum edenlere hesap sormak ve sorgulamak yerine sayısal anlamda yardım edilen insanların çokluğunu alkışlayan toplumdaydı. 

Ama o toplumun kendini alkışladığından hiç haberi yoktu. 
 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...