KURBAN KESMEYECEKMİŞİZ!
Mübarek Kurban Bayramı.
Müslüman alemi için anlamı büyük, çok önemli bir bayramdır.
Kurban kesilir, yoksul insanlara dağıtılır.
Duası ve sevabıyla dinî bayramımızdır.
Ne zaman sosyal medya çıktı, dini bayramlarla ilgili, akıllarında tuhaflık, kalplerinde hinlik olan insanlar başladılar yazmaya.
Neler yazıyorlar inanamazsınız.
Ben sayfamda günaha girmeyeceğim ve köşemi kirletmeyeceğim.
Yazıyorlar.
Kurban kesmeyin.
Bu vahşeti durdurun.
Bu ikiyüzlülük içinde nasıl yaşıyorsunuz bilemem.
Ama etçi Nusret'in sayfasını takip ediyorsunuz, etlere tokat ata ata nasıl videolar çektiğini görüyorsunuz.
Ve bayılıyorsunuz.
O etlere dirsekten tuz döktüğü zaman, adamın en büyük hayranı sizsiniz.
Saltmen.
Aynı şey değil diyeceksiniz.
Aynı şey değil doğru.
Dinî bayramımız Kurban Bayramı’nda kesilen kurbanlar çok önemli.
Hayvanlar kesiliyor, dirsekten dökülen tuz ile servis edilen etleri zenginler bayıla bayıla yiyorsunuz.
Kurban Bayramı’nda da hayvan kesiliyor, sevabı var fakirlere dağıtılıyor.
Zaten dinî bayramımız, sen kurban kesme ama SESİNİ KES olur mu!
Kuzular dünyanın en kutsal canlıları.
Kurban edilirken gözlerine bakın.
Susarak konuşmanın ne kadar anlamlı olduğunu onlardan öğrenirsiniz belki.
Ülkenin dini bayramlarına burnunu sokma, ister inan ister inanma, kimin umuru, ama gölge etmesen pek iyi olur.
Kendinizi de toplumun ortak değerlerine saygısızlık ederek bir şey zannetmeyiniz.
Farklı görüşlerin, farklı yazıların, her şeye hep karşı durarak, çok da önemli biri olduğunuz anlamı çıkmaz.
Kendini bir şey sanma.
Herkes bir şey.
Ya da hiç kimse hiçbir şey.
Ülkeni sev.
İnsanlarını sev.
İnançlarını sev.
Sevmesen bile saygı duy.
Sizi gözleyen gücü bile inkar ederek nereye gideceğinizi sanıyorsunuz.
Hiç olmazsa bayramlarda insanlığını sına.
Funda'nın aklındakiler…
Dünyanın en iyi doktoru.
Dua,
Şükür,
Gün ışığı,
Dinlenme,
Egzersiz,
Diyet,
Kendine güven,
Merhamet,
İyi kalp,
Dostlar.
Bu doktorları yanınızdan sakın ayırmayın.
Abartmayın ama sağlıklı yaşamın tadını çıkarın.
Tanrı sizi seviyor zaten.
... Kadın üstünde renkleri solmuş mayosu ayağında basmaktan sağ alt tabanı erimiş, terliği ile geldi.
Olur tabii, insanın mayosu eskir, renkleri solar, terliği de eskir ve erir.
Kime ne.
Her sene yeni mayo, yeni terlik alacak halimiz yok, istersek on sene aynılarını giyeriz.
Oturdu.
Nasılsınız.
İyiyim teşekkür ederim siz nasılsınız.
Bodrum ne kadar pahalanmış.
Dün oğlum işte bilmem ne beache gitti, 3 arkadaş gittiler, giriş kişi başı 200 TL, 3 kişi 600 TL ödeyip plaja girmişler.
Ellerindeki kart ile yemek yemişler, bir şeyler içmişler, tam çıkacaklar, garson hesap getirmiş.
Çocuklar “Nasıl yani, biz girerken 200 TL ödedik, yemek içmek buna dahil değil mi?” diye sormuşlar.
Garson dahil değil o para sadece beach giriş parası, yediklerinizi ödeyeceksiniz demiş.
Lise öğrencisi çocuklar, kişi başı 200+200= 400 TL ödeyerek çıkmışlar.
Ben.
Anladım ki! Bak yavrum, pandemiden çıktık, önümüzü görmeliyiz, bu sene para harcarken dikkatli olmalıyız diyemezken.
Anladım ki, çocuklarımıza hiç kıyamazken,
Anladım ki, analar taş yesin, çocukları yarımşardan beş yesin derken,
Anladım ki, anneler daha çok eski mayo eski terlik giyeriz.
