İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

LOCA TİYATROSU

YAYINLAMA:

Geçtiğimiz cumartesi günü TFF’den yapılan açıklamada: "Yönetim Kurulumuz, ilgili kurum ve kurullarla görüşerek yaptığı değerlendirmeler sonucunda, (TFF Sağlık Kurulu'nun protokolü ile belirlenen tüm sağlık tedbirleri uygulanmak şartıyla) lig ve kupa müsabakalarında locaların yüzde 50 kapasitesi kadar seyirci alınmasına karar vermiştir, Süper Lig, TFF 1. Lig, Misli.com 2. ve 3. Lig ile Ziraat Türkiye Kupası müsabakalarını kapsayan uygulama, 17 Ekim 2020 tarihinden itibaren başlayacaktır." denildi.

Böylelikle bu hafta cumartesi gününden itibaren statlarımız sınırlı da olsa seyirciye kavuşuyor. Avrupa’da Almanya başta olmak üzere birçok ülkede yerel yöneticilerin belirlediği şartlarda seyircili oynanan maçlara bizim Ligimiz de dâhil oluyor. Uygulanma şartları Avrupa’da eyalette/ülkede/bölgede farklılıklar gösterse de bu yeni normalde bir aşama olarak olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Bizim Ülkemizde ise seyirci kabulüne sadece “Loca”lardan başlanmış olmasını seçkinci/elitist bir tercih olarak görmekteyiz.

Her türlü seyahat aracında yan yana bulunmamızda bir mahsur yok, uçakta, otobüste, metrobüste, hele hele minibüslerde dip-dibe taşınmamızda, işe gidip gelmemizde mahsur yok ama stadyumlarda, açık alanda birer-ikişer koltuk atlayarak oturup maç izlememiz, yasak! - Yesinler o yasağı!

İzmir’de öğrenciliğimiz zamanında Merhum Hocamız Çetin Köroğlu, tiyatroyu “ …. gibi yapmak sanatıdır.” diye tarif ederdi. Futbolcular seramonide sosyal mesafeye uygun olarak yan yana aralarında birer metre mesafe ile diziliyorlar görüntüyü kurtarıyorlar belki ama sonra hakem düüüt düdüğü çalınca ne oluyor sosyal mesafe? Maç içinde pozisyon gereği her türlü temas oluyor ama görüntüde sosyal mesafeye uyuluyor gibi yapılıyor. Buyurunuz …. gibi yapma sanatına yani tiyatroya.

Ne yazık ki gerçeğin yerini git gide tiyatrosu alıyor günümüzde, özellikle sporda ve eğitimde bu türden durumlarla sık sık karşılaşır olduk son zamanlarda. (bkz. EBA-TV)

Stadyumlar locası olmayan “gariban” futbolseverlere kapalı ama locası olan “kalantor” iş insanlarına ve onların misafirlerine açık. Hem de localar stadyum içerisinde kapalı birer alan olmasına, Kovid-19’un en kolay kapalı alanlarda yayılmasına ve locaların kaçınılmaz şekilde klimatize edilecek olmasına rağmen Loca serbest, tribün yasak. Buyurun en büyük tiyatroya. (Rasim Öztekin keşke Dümbüllü’nün kavuğunu Şevket Çoruh’a değil de TFF’ye devretseydi.)

Futbolumuzu yönetenlerin bu türden çifte standartlarını görüp, yaşayınca insana şöyle bir burukluk çöküyor ki; anlatılmaz, yaşanır cinsten.

Kovid-19’un devasının bir an önce bulunarak eski güzel günlere tekrar kavuşup bu türden sıkıntıların son bulacağı yarınlar temennisiyle,

Düzeltme ve Özür: 22 Temmuz günü yayınlanan “Asansör Olmasınlar” başlıklı yazımızın içinde Bursaspor’dan bahsederken birçok kez küme düştükleri şeklinde yanlış anlaşılabilen bir ifadede bulunmuşuz. Bursaspor 2004 ve 2019 yıllarında –sadece- iki kez küme düşmüştür. Düzeltir, Bursalı dostlar başta olma üzere tüm okurlarımızdan özür dileriz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...