İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

PENALTI SANATTIR

YAYINLAMA:

İrfan’ın attığı nefis golün yanına bir gol daha ekleyemediğimiz için işin penaltılara kalması kaçınılmazdı. Kaçınılmaz olan bir şey daha varsa ki; bu aşamada ancak Fenerbahçe türü bir şanssızlıkla penaltılara kalan maçı kaybetmemiz olasılıkların en mümkünüydü. Çünkü o anda gördük ki ne Fenerbahçe kalecisi ne de Fenerbahçe’deki futbol aklı işin penaltılara kalacağına dair en ufak bir ön hazırlık yapmamış ve hem atılırken hem tutulurken iş tamamen Allah’a emanet modunda bırakılmış.

Oysaki genç Yunan kaleci su şişesinin üzerine hangi futbolcumuzun hangi köşeye vuracağına dair notlarını yazmış, buna uygun olarak pozisyon almış ve bizim tam üç penaltımızı kurtarmıştı. Zaten eğer penaltı dışarı vuruluyorsa penaltının kaçmasından bahsedebiliriz yoksa penaltı kaçmaz, mahir kaleciler tarafından penaltı kurtarılır. Bakmayın siz ertesi günkü medyada yer alan penaltıların kaçtığına dair vurgulara. O penaltılar kaçmadı ki o penaltıları Yunan kalecisi kurtardı.

Temsilcimizin kalecisi Livakoviç’in ve penaltı atıcılarının karşılarındaki Yunan takımının gösterdiği hassasiyete benzer bir hazırlık ve hassasiyet göstermediğini futbol takımını yakından takip eden Fenerbahçe muhabiri kardeşlerimizin sosyal medya paylaşımlarından da gördük ve üzüntümüz arttı. Demek ki İsmail Hoca veya ekibinden birileri bunu dert edinip buna uygun hazırlık ve ön çalışma yapmamışlar.

Normal şartlar altında “şanssızlık” deyip geçtiğimiz birçok şey aslında şanssızlık değil o konuya uygun ön hazırlığın ve birikimin yapılmamasından kaynaklanan “boş vermişlik” halinin yansıması/tezahürüdür. Şans sadece ona hazırlıklı olanların yüzüne gülen bir bilinç halidir der meşhur âlim ve kâşif Louis Pasteur.

Nasıl ki futbol bir sanat ve futbolcuların içinde önemli sanatçılar varsa penaltı atmak ve penaltı kurtarmak da aynı şekilde bir sanattır. Resim gibi, heykel gibi hatta mûsikî gibi. Kendine göre kuralları olan, emek ve çaba gerektiren, disiplin altında sürdürülen bir sanat hem penaltı atmak, hem de penaltı kurtarmak. Ve Yunan kaleci bizim üç penaltımızı kurtarırken Batshuayi’nin gol olan tek penaltısını bile kurtarayazdı. Doğru köşeyi bilerek topa müdahale etmesine rağmen Batshuayi’nin topa darbe hızı yüksek olduğu için çeldiği halde kurtaramadı. Neredeyse dörtte sıfır çekecektik. Ne fark edecekse?

Avrupa takımlarının birçoğu artık bırakın penaltı atışı için hazırlık yapmayı taç atışından avantaj elde etmek için bile özel hocalar eşliğinde ön hazırlıklar yapıyor işi “şansa” bırakmıyor. Takımlar arasında taç atma antrenörü transferi bile söz konusu olabiliyor. Takım bütçelerinde bu konuya yer veriyor önde gelen Avrupa takımları.

Aslında Yunanistan’daki Konferans Ligi Kupa Finali’ne katılmak bir Türk takımı için çok güçlü bir hedefti ama yorganımız bir karış kısa geldi üzerimizi örtemedi. Önümüzdeki sezonlarda daha iyilerini yapar Türk takımları temennisiyle hepimizin 23 Nisan Milli Egemenlik Bayramımız kutlu olsun.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...