İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

MAARİF MODELİ'NDE SELANİK NEREDEDİR?

YAYINLAMA:

Birkaç ay sonra da 1981 yılı Atatürk’ün yüzüncü doğum yılı olduğu için okulun ve sınıfların her yeri Atatürk’ün resimleriyle donatılmıştı. Ama o günlerden görsel hâfızamda kalan en belirgin şey, sınıfın bir duvarını boydan boya kaplayan “Mevsimler haritası”ydı. Okullar eylül ayında açıldığı için bu haritadaki ilk ay Eylül’dü ve ilk mevsim de sonbahardı.

Üçer aylık parçalar hâlinde sırasıyla sonbahar, kış, ilkbahar ve yaz ayları değişik görsellerle resmedilmişti. Sonbaharda dökülen yapraklar, kışın yağan kar ve çocukların yaptığı kardan adamlar, ilkbaharda açan çiçekler ve uçan kelebekler ve yazın denize giren insanlar. Bu “mevsimler haritası”nın üstünde “önemli gün ve haftalar” da vardı. Kendi aramızda topladığımız paralarla aldığımız “ünite dergisi”nde bunlar aylık ayrıntılarla anlatılırdı. Aylık olarak işlediğimiz ünite dergilerinde matematikten fen bilgisine, coğrafyadan edebiyata kadar “her şey” vardı.

O aya denk gelen önemli gün ya da haftalarla ilgili şiirleri muhakkak ezberler, tahtaya kalkıp okurduk. Bir de olmazsa olmaz haritalar vardı. Beşinci sınıfta hiç de hayırla yad etmediğim ve arkasından rahmet dileyemeyeceğim öğretmenimiz, sene boyunca hiç yerinden kalkmadan sınıfa sayfa sayfa verdiği ödevleri teker teker tahtaya kaldırıp ünite dersindeki dersleri bize anlattırırdı. Bu derslerden birinde, Avrupa haritası önünde Avrupa coğrafyasını anlattığımı çok iyi hatırlıyorum. Okulun malzeme deposundan o derse özel olarak aldığımız koca haritalardan biriydi Avrupa haritası. İskandinav yarımadasını, İber yarımadasını, Balkanları, Adriyatik ve Baltık denizlerini o harita üzerinde göstererek anlatmıştım. Evde de abim ve ablamın lise yıllarından kalma o zamanın şartlarına göre hatırı sayılır zengin içeriğiyle “Dünya atlası” vardı. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Yugoslavya, Çekoslavya, Doğu Almanya gibi şimdi olmayan devletlerin bile coğrafî konumlarını ve önemli şehirlerini bu haritalardan öğrendim.

Selanik nerededir?

Bu haritalar sâyesinde hem Türkiye’de hem de yakın çevremizde ve hatta Avrupa’da birçok şehrin ve başkentin hem ismini hem konumunu gösterebilirdim. Ama günümüzde sosyal medyada “Selanik nerededir?” sorusuna doğru cevap verenlerin sayısı çok az. Selanik’in bir şehir olduğunu bilmeyip İstanbul’da (hatta Dolmabahçe Sarayı’nda), Ankara, Bursa yakınlarında, Hatay civârında diyenler var. Bu cevapları verenlerin istisnâsız hepsi bu ülkede en az beş yıl ilkokul okudu. “Selanik nerededir?” sorusunun bu ülkede bir kişinin bile bilmemesi kabûl edilemez. Kimyada laboratuvar neyse, coğrafya dersinde de harita odur.

Maarif Modeli ve harita

Millî Eğitim Bakanımız Prof.Dr. Yusuf Tekin’in göreve geldikten sonra en öncelikli konu olarak çalışmalarını başlattığı ve Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın kamuoyunun eleştirilerine açık bir uygulama ile son şeklini verdiği Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, önümüzdeki eğitim-öğretim yılı itibâriyle uygulanacak. Modelle ilgili özellikle “yabancı dille eğitim” konusunda eksiklikler olduğunu daha önce yazmıştım. Bu konuda hâlâ ısrarcıyım. Yeni modelde müfredâtın hafifletilmesi ve öğrencilerin gereksiz bilgilerin hamalı olmasının önüne geçilmesi gibi olumlu taraflardan hem yazılı hem de görsel basında çok şey bahsedildi. Ancak gözden kaçan başka özellik daha var. O da özellikle coğrafya ve târih derslerinde kullanılacak olan haritalar. Atatürk’ün doğduğu şehir olan Selanik’in nerede olduğunu bilmeyenlerin bu kadar çok olduğu bir ülkede, muhalefetin “Ne işimiz var Libya’da, Suriye’de?” demesi hiç de şaşırtıcı olmuyor. Ama on sekiz yaşından sonra seçmen olacak olan çocuklar, ilköğretim seviyesinde iyi bir coğrafya bilgisi edinirse, Türkiye’nin yakın çevresini ve küresel olarak nasıl bir konumda olduğunu öğrenirse değil Selanik’in yerini, Balkanlar’daki, Kafkasya’da, Güney Azerbaycan’daki şehirleri, Musul’u, Kerkük’ü, Halep’i, Sofya’yı, Üsküp’ü Prizren’i ve buralardaki soydaş ve dindaş kardeşlerimizin varlığını da bellemiş olurlar. Ayrıca “Mavi Vatan” ve “Gök Vatan”ın sınırlarını görsel olarak öğrenirler.

Bir öneri

Millî Eğitim Bakanlığımız ve Talim Terbiye Kurulu Başkanlığımız derslerde kullanılacak haritaları, öğrencilere odalarının duvarlarına asmaları için poster olarak tasarlattırıp dağıtabilir. Bunu haritalar ücretsiz dağıtılan kitaplarla birlikte verilebilir. Bu haritalara her gün bakan çocuklar, hem yurt içinde hem de yurt dışında gitmek istedikleri şehirleri ve ülkeleri işâretleyerek genç yaşta millî ve küresel bir zihniyet elde edeceklerdir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...