İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

HER ÇIKIŞIN BİR KAÇIŞ HİKAYESİ VARDIR

YAYINLAMA:

Aracın servisten çıkmasını beklerken oturduk “kadın kadına” sohbete. Kim demiş kadınlar oto servise gitmez/gidemez diye? Servis şefi işinin ehli bir kadın olunca oto servise güvenle gidilir, çay eşliğinde sohbet edilir, araçla ilgili anlamadığınız konular çekinmeden sorulur. Çekinmeden diyorum çünkü erkekler araçlar konusunda biz kadınları ti-ye aldıkça biz kadınlar da utanıyoruz onlara sorular sormaya ellerine malzeme vermemek adına.


Doktorda, kuaförde, spor hocasında ve daha nicesinde “ille de hemcinsim olsun da rahat olayım” diyen biz kadınlar bence bundan sonra “oto servislerde de hemcinslerimi görmek istiyorum” demeliyiz zira kadın şoför/araç sahibi oranımız erkeklere yaklaşmak üzere.

7 çocuklu maddi geliri düşük bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş Cherry Servis Şefi Şeyda Görmüş. Ve tam 14 yıldır otomotiv sektörünün emektarı.
Servis Şefi Şeyda Görmüş’ün hikayesi dezavantajlı bir ailenin kızı olmasıyla ve arabalara duyduğu sevdasıyla başlamış.
Servis Şefi Şeyda Görmüş bana neler mi anlattı? Buyrun hep birlikte okuyalım.
“Kendimi bildim bileli araç kullanma üzerine hayaller kuruyordum. Aracı olan insanlara imrenerek baksam da ne ailemin ne de benim bir araç alma imkanımız yoktu. Tıbbi sekreter olarak çalışmaya başlamıştım fakat mutlu değildim çünkü zihnimde hep araba hayali vardı. Sonrasında Odabaşı Otomotiv’in işçi alımını duydum ve hemen başvurdum. Bendeki araba sevdasını gören Suat Odabaşı başvurumu kabul etti ve resepsiyonda çalışmaya başladım. Fakat aklım hep diğer tarafta yani araçlara dokunabileceğim servis kısmındaydı. Bir süre böyle devam ettim. Kader miydi bilmiyorum bir gün tüm cesaretimi toplayıp yöneticimiz Suat Odabaşı’nın yanına gittim ve beni servise alın lütfen dedim. Suat Bey işinin ehli, tecrübeli, alan eğitimli ve yüreği güçlü bir insan olarak hiç düşünmeden ‘tamam senden iyisini mi bulacağım’ dedi. Böylelikle hayallerimin kapısı aralanmıştı. Servis eğitimimi almam için de beni gerekli tüm eğitimlere yönlendiren, destekleyen, hayallerimi gerçekleştirmem için gerekli şansı hiç tereddüt etmeden veren bu kişiye ömürlük dualarımı iletiyorum her lafı açıldığında. Böylelikle tam 14 yıldır bakıma ve onarıma gelen araçlarla çok mutluyum. Bana duyulan bu güveni boşa çıkarmamak adına alanımda başarılı olmak ve müşterimi memnun etmek için elimden geleni fazlasıyla yaptım ve yapmaya devam ediyorum…”

Şeyda Şef konuşurken lafı sık sık gelen telefonlarla veya içeri girip bir şeyler sorup söyleyenlerle kesiliyordu. Alanında öyle bir nizam kurmuş ki Şeyda Görmez erkeklerin yoğunluklu olduğu oto serviste hem herkesin işini kusursuz bir şekilde yapmasını sağlıyor hem de kadın varlığı ile nezaket dilinin/tavrının buram buram kendisini hissettirmesine vesile oluyordu.
Kadın olmak tüm dünyada zor iken kadının varlığı doğuya gittikçe daha da meşakkatli bir hâl alıyor malum. Bilenler bilir Doğu’da, Güneydoğu’da, Diyarbakır’da bir kadının hayallerinden vazgeçmemesi ne kadar zordur. Hele ki bu hayal erkeklerin hakimiyetindeki oto serviste çalışmak ise imkansız gibi bir şey. Ve tüm bunlara ek olarak ülkemiz genelinde mesleki eğitimin hak ettiği değere kavuşturulamamasını eklersek Şeyda Şefin ve hiç tereddüt etmeden desteğini esirgemeyen Suat Odabaşı’nın ne denli değerli bir hikayenin kahramanları olduklarını kimseler inkar edemez.

Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki fakültelere sadece puanı yettiği için bilinçsizce yığılan gençler, sonrasında her yıl on binlerce “ihtiyaç dışı” mutsuz mezun olarak boşta kalıyor.
Bu noktada üniversitelerimizle birlikte milli eğitim bakanlığımızın da acilen “ille de meslek ille de meslek” demesi gerekiyor çünkü gençlerimizin tembelliği ve ailelerimizin meslek duyarsızlığı hiçte hayra alamet değil.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...