İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Mustafa Kemal'in Hatay ve Halep hayali

YAYINLAMA:

***

1932-1933’te Türkiye’de görev yapan ABD Büyükelçisi Charles Sherrill Washington’a bir mektup gönderiyor. Mektupta, ABD Büyükelçisi, Fransa Büyükelçisi’nin, M.Kemal'in Suriye konusundaki düşüncelerini kendisine anlattığını ifade ediyor.

Mektup1

Büyükelçinin mektubundaki ifade aynen şu şekilde:

“Fransız büyükelçi bana Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisine şunu söylediğini anlattı. ‘Siz Fransızlar, Suriye mandasından vazgeçerseniz ya da bunu başka millete verirseniz ya da orayı özgür bırakırsanız Türkiye, Türk şehirleri olan Halep ve İskenderun’a 24 saat içinde girecektir.’ ”

Mektup2

Halep dahil kuzey Suriye’yi Türk millet hayalinin içinde gören M.Kemal Türk komutanlara da bu hat üzerinde yeni işgallere izin vermemeleri konusunda Mondros Mütarekesi’nde direktif veriyor.

MONDROS MÜTAREKESİ

30 Ekim 1918’deki Mondros Mütarekesi’nin ardından 3 Kasım’da Yıldırım Orduları Grup Komutanı olarak M.Kemal'in yayınladığı bir emirde şunlar yazıyor:

“Suriye vilayetinin kuzey sınırı Lazkiye’nin kuzeyinden Hanşeyhun’un (İdlib’in güneyi) güneyinden geçmek üzere doğuya doğru uzar. İskenderun, Antakya, Samandağı, Katma, Kilis ve Halep ahalesinin de dörtte üçünün Arapça konuşan Türkler olduğu her vesile ile hatırda tutulmalı ve her davada bu esas gözetilmelidir.”

PARİS BARIŞ KONFERANSI/MUHTIRA

Mondros Mütarekesi’nden 6 ay sonra, Misak-ı Milli’den önce Paris Barış Konferansı yapılıyor. O konferansta, 23 Haziran 1919’da Osmanlı Hükümeti bir muhtıra sunuyor.

O muhtırada, “Güney hududumuz Kerkük’ten başlayacak Musul, Resulayn, Halep’ten geçecek. Lazkiye’nin kuzeyindeki İbn Hani burnundan Akdeniz’e uzanacaktır” deniyor.

MİSAK-I MİLLİ

28 Ocak 1920’de Misak-ı Milli’de yer alan ilke şu şekilde:

“Osmanlı Devleti’nin yalnızca Arap çoğunluğuyla meskun olup, 30 Ekim 1918 tarihli mütarekenin yapıldığı sırada düşman ordularının işgali altına kalan kısımlarının mukadderatı ahalisinin serbestçe beyan edecekleri oylara göre tayin edilmelidir. Dinen, örfen emelen birleşmiş ve yetkilerine karşı karşılıklı hürmet ve fedakârlık hissiyatıyla dolu Osmanlı İslam çoğunluğuyla meskun bulunan kısımların tamamı hakikaten veya hükmen hiçbir sebeple ayrılma kabul etmez bir bütündür.”

LONDRA KONFERANSI

Erzurum Kongresi’nde M. Kemal’in çizdiği hat Musul’u ve bugünkü güney Suriye’nin önemli bir kısmını da içine alır. Misak-ı Milli’den 14-15 ay sonra I. İnönü Savaşı kazanılıyor. İstanbul ve Ankara hükümetleri Londra Konferansı’na davet ediliyor.

Dönemin Dışişleri Bakanı Bekir Sami Kunduh, güney sınırımızın çizildiği bir anlaşma imzalıyor. Fransızlar’a imtiyaz veriyor. Meclis’te adeta kıyamet kopuyor. M. Kemal, meclisteki gizli celse ve nutuk da Bekir Sami Bey’i eleştiriyor. İmzalanan anlaşmanın Misak-ı Milli’yle taban tabana ters düştüğünü dile getiriyor. Netice itibariyle; Meclis, anlaşmayı reddediyor ve Bekir Sami Bey görevden alınıyor.

ANKARA ANLAŞMASI

Ankara Anlaşması’nda yine aynı sınır Meclis’in önüne geliyor. Dönemin Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Tengirşenk...

Gizli oturumda eleştirilere cevap veriyor. Misak-ı Milli’ye arazi bakımından yetişilemediğini ancak Fransızlar’a imtiyaz verilmediğini anlatmaya çalışsa da; Mebusların birçoğu bu duruma itiraz ediyor. Hem M. Kemal hem de Yusuf Kemal Tengirşenk tarafından mebuslara; bu anlaşmayla Suriye üzerindeki egemenlikten vazgeçilmediğini, bu anlaşmanın geçici bir ateşkes anlaşması olduğunu ifade sadedinde;

“Geçici bir sınır gibi düşünün, savaşın akışında bu geçici anlaşmaya ihtiyacımız var” deniyor.

Bu sınırın geçici bir sınır olduğunu ve murad edilen bir sınır olmadığını görmek mümkün. Nitekim; M. Kemal, hasta olduğu son döneminde dahi vaktini Suriye sınırını tadil etmekle geçirmiştir. 1939’da Hatay anavatana katıldıysa da M.Kemal’in Suriye’yle ilgili hayalinin Hatay ile sınırlı olamadığının gösteren belge gerçeği apaçık bir şekilde ortaya seriyor. Ne diyor M.Kemal?:

‘Siz Fransızlar, Suriye mandasından vazgeçerseniz ya da bunu başka millete verirseniz ya da orayı özgür bırakırsanız Türkiye, Türk şehirleri olan Halep ve İskenderun’a 24 saat içinde girecektir.’

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...