Los Angeles ve Gazze: Psikolojik bir bakış
Birinin adı doğal afet, diğerininki insan eliyle gelen şiddet. Los Angeles’ta meydana gelen yangınlar, doğanın kontrol edilemez gücünün bir sonucu. Bu tür olaylar kasıt içermese de insanlar üzerinde travmatik etkiler bırakır. Ancak Gazze’deki acı, doğanın değil, insan eliyle sürdürülen savaşın, ablukanın ve şiddetin bir sonucudur. Bu durum, sistematik bir insanlık krizine işaret eder. Gazze halkı, yalnızca fiziksel değil, ekonomik ve psikolojik travmalarla da mücadele etmek zorunda bırakılmıştır. Bu, uluslararası müdahale ve insani yardım gerektiren bir trajedidir.
Kaybın boyutu ve sürekliliği
Los Angeles yangınları, can kaybı, maddi zarar ve doğanın tahribatıyla sonuçlanır. Ancak bu tür olaylar genellikle geçicidir ve güçlü ekonomik sistemler sayesinde bölge yeniden inşa edilebilir. Gazze’de ise kayıplar, yalnızca fiziksel yıkımla sınırlı kalmaz. Kuşaklar boyu süren yoksulluk, açlık, insan hakları ihlalleri ve psikolojik travmalar, halkın yaşamını dayanılmaz hale getirir. Gazze halkının acısı bireysel değil, toplumsal ve tarihsel boyutta devam eden bir yaradır.
Toplumsal psikolojideki farklılıklar
Los Angeles’taki bir yangın sonrası, insanlar dayanışma içinde hareket eder. Maddi ve manevi destek sistemleri mağdurların iyileşmesini hızlandırır. Ancak Gazze’de, sürekli devam eden şiddet ve abluka, bir “normalleşme” sürecini bile imkânsız kılar. Gazze halkı, güvensizlik, tehdit ve travmayla dolu bir hayat sürmek zorunda bırakılmıştır. Bu durum, bireysel travmaların toplumsal psikolojiye derin izler bırakmasına yol açar.
Yangınların psikolojik boyutları ve toplumsal çelişkiler
Yangınların yarattığı travma, insan zihninde kalıcı izler bırakır. Post-travmatik stres bozukluğu (PTSB), bu tür afetlerin en yaygın sonuçlarından biridir. Ancak burada sormamız gereken önemli bir soru var: Gazze’de yaşayan çocukların, savaşın ortasında büyüyen insanların PTSB’si neden daha az konuşuluyor? Los Angeles yangınlarına üzülürken, Gazze’deki çığlıkları duymamak insanlığımızı sorgulatmıyor mu? Yangınlar sırasında insanlar yalnızca evlerini değil, geçmişlerini temsil eden fotoğraflar, eşyalar ve anılarını da kaybeder. Gazze’de ise insanlar sadece evlerini değil, ailelerini ve yaşam haklarını kaybeder. Üstelik yas tutma hakları bile olmadan yeniden bombaların gölgesinde yaşamaya zorlanırlar. Los Angeles yangın mağdurlarına dünya çapında yardım kampanyaları düzenlenirken, Gazze’ye yapılan insani yardımlar çoğu zaman engellenir. Doğal afetlerin yaralarını sarmak için gösterilen çabanın, insan eliyle yaratılan savaşların yaralarını sarmak için de gösterilmesi gerekmez mi? Gazze’de yaşanan insanlık dramını görmezden gelen bir dünya, Los Angeles yangınlarına üzülürken çelişkilerle dolu. İnsanlık, doğadan aldığı bu dersi ne zaman birbirine karşı da uygulayacak?
Sonuç söz dayanışma ve adalet
Los Angeles yangınlarında yaşanan acıyı küçümsemek mümkün değil. Ancak Gazze’deki durum, bir halkın on yıllardır maruz kaldığı sistematik şiddetle şekillenen çok daha derin bir trajedidir. Bu farkları anlamak, empatiyi ve çözüm arayışını güçlendirebilir. Acının ölçüsü kaynağına ve etkisine göre değişse de insanlık, dayanışma ve adaletle bu yaraları sarmalıdır. Bu yazım bir empati ve farkındalık çağrısıdır. Los Angeles’taki yangınlarda üzülürken, Gazze’deki çığlıkları da duymalıyız. Çünkü acının dili ve şekli farklı olsa da, çözüm dayanışma ve insanlıktadır.